İsrail, işgal altındaki Batı Şeria'da neredeyse her gün düzenlediği baskınlarını artırmaya devam ederek son üç ayda çok sayıda Filistinliyi öldürdü.

Bu cinayetler İsrail'in Filistin'deki silahlı direnişi sonlandırma politakasının bir parçası olarak özellikle Cenin ve Nablus kentlerinde yoğunlaşıyor.

Öldürülenler sadece baskınlar sırasında işgal güçlerine direnenler değil, hiçbir şeye karışmayan görgü tanıkları da olabiliyor. Keskin nişancılar da çok sayıda Filistinliyi öldürdü.

Geçen yıl işgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs'te en az 30'u çocuk olmak üzere 170'den fazla Filistinli öldürüldü. Yalnızca Ocak ayında ise bu sayı 29 oldu.

BM, 2022'nin Filistinliler için 2006'dan bu yana en ölümcül yıl olduğunu söyledi.

1. Şiddetin artmasına ne sebep oldu?

Mayıs 2021'de yaşanan şiddetli olaylarla başlayan gerilim Filistin topraklarına sıçradı ve İsrail'i kasıp kavurdu. O zamandan beri gerilim git gide arttı.

İşgal altındaki Kudüs mahallesi Şeyh Cerrah'ta halkın zorla yerinden edilmesine karşı protestolar başladı ve kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nde Hamas ve Filistinli İslami Cihad silahlı gruplarıyla savaşa yol açtı.

İsrail'in baskınları, Batı Şeria'da bu gruplarla bağlantılı direnişçilerin hedef alınmasını da içeriyordu.

Filistinlilerin saldırılarında Mart ve Mayıs ayları arasında İsrail'de 19 kişi öldürüldü.

2. İsrail'in şu anki taktiği nedir?

Batı Şeria'daki silahlı direniş, 2005'te ikinci İntifada'nın sona ermesinin ardından Filistin Yönetimi ve İsrail tarafından büyük ölçüde dağıtılırken, 2021'de Cenin Mülteci Kampı'nda  ve sonrasında Nablus'ta yeniden ortaya çıktı. 

Ardından İsrail, doğrudan çok sayıda Filistinlinin ölümüne yol açan “Dalgayı Kır” adlı askeri harekâtını başlattı. İsrail, direnişçileri hedef aldığını söylüyor, ancak baskınlar sırasında çocuklar da dahil olmak üzere siviller sıklıkla öldürülüyor.

İsrail bu yıl abluka altındaki Gazze Şeridi'ne de saldırdı. Ağustos ayında, üç günlük bir saldırıda 17'si çocuk olmak üzere en az 49 Filistinli öldü.

3. Batı Şeria'da ortaya çıkan silahlı gruplar kimler?

Eylül ayında ortaya çıkan silahlı direniş grubunun ilki kendilerini “Cenin Tugayları” olarak ilan etti. Nablus Tugayları, Aslan İni, Balata Tugayları ve en son Cenin'de Yabad Tugayları gibi başka gruplar da ortaya çıktı.

Sayıları az olsa da bu gruplar, baskınlar ve tutuklama operasyonları sırasında gerçek ateşle karşılık vererek ve silahlı çatışmalara girerek İsrail ordusuna meydan okur hale geldi. Ayrıca, son aylarda askerlerin ve yerleşimcilerin öldürülmesinde artışa yol açan İsrail kontrol noktalarında da cesurca savaştılar.

4. İsrail'in yeni hükümeti altında işler nasıl değişti?

Filistinlilere yönelik artan baskınlar ve cinayetler, bir önceki radikal Başbakan Yair Lapid hükümetinin politikasıydı. İsrail'in Yahudi yerleşimcilerinin özellikle Nablus'ta Filistinlilere yönelik saldırıları, ordunun saldırıları durdurmak için çok az şey yapmakla suçlanması ve yerleşimcilerin Batı Şeria'nın kuzeyine daha ağır bir askeri baskı yapması çağrısında bulunmasıyla bu dönemde keskin bir şekilde arttı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun yeni aşırı sağcı hükümeti, İsrail aşırı sağının üyelerine önemli roller verdi; bunlara, 1994 yılında İbrahimi Camii'nde 29 Filistinliyi öldüren Yahudi İsrailli Baruch Goldstein'a desteğini alan Itamar Ben-Gvir gibi bazıları da dahil.

Ben-Gvir, İsrail Sınır Polisi'nin Batı Şeria'daki tümenini kontrol eden ulusal güvenlik bakanı oldu.

Bir diğer aşırı sağcı isim olan Bezalel Smotrich'e, Batı Şeria'yı yönetmekle görevli İsrail ordusu organı COGAT'ın kontrolü verildi. Smotrich Filistinlilere karşı şiddeti açıkça teşvik etti. Rolü, Batı Şeria'nın C Bölgesi'ndeki (İsrail'in tam askeri ve sivil kontrolü altındaki bölgenin yaklaşık yüzde 60'ı) Filistin inşaatına ilişkin zaten son derece kısıtlı olan kuralları denetlemesi anlamına geliyor.

5. Baskınlara tepkiler ne oldu?

Pek çok Filistinli, İsrail'in cinayet politikasını hesap vermeden hukuka aykırı cinayetler gerçekleştirmek için kullanmakla suçlayarak İsrail'i baskınlar için eleştirdi.

Aralık ayında Cenin'de 16 yaşındaki bir kızın bir ordu baskını sırasında evinin çatısında vurularak öldürülmesi de dahil olmak üzere, birçok cinayet Filistinliler arasında özel bir infial yarattı.

Diğer vakalar arasında 18 yaşındaki bir öğrencinin okula giderken öldürülmesi ve 15 yaşındaki bir çocuğun arabadayken öldürülmesi yer alıyor.

Mayıs ayında İsrail güçleri, El Cezire'nin kıdemli Filistin muhabiri Shireen Abu Akile'yi Cenin'e yapılan bir baskının haberini yaparken öldürdü.

BM'ye göre, 2022'nin başından bu yana Batı Şeria'da İsrail güçleri tarafından 9.000'den fazla Filistinli yaralandı.

Uluslararası kuruluşlar ve politikacılar da İsrail'in ölümcül güç kullanımıyla ilgili "endişelerini" ifade etmek için çağrıda bulundular.

Kaynak: Daily Ummah