Tel Aviv, ABD yönetiminin işgal altındaki Batı Şeria'da güvenliğin bozulmasını engellemeye yönelik çift taraflı çabalarına yanıt olarak gerginliğin daha da artmasını itemediğini bildirdi.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas da güvenlik servislerinden yasaları sıkı bir şekilde uygulamasını ve düzeni sağlamasını talep etti. Diğer taraftan İsrail ile ilişkiler dosyasından sorumlu Filistin Kurtuluş Örgütü Yürütme Komitesi Sekreteri Hüseyin eş-Şeyh, üst düzey yetkililerle bir dizi görüşme yapmak için Beyaz Saray'a davet edildi.

İsrail kaynakları, ABD'nin çabalarının, Gazze Şeridi'nde Hamas ile sağlanan sükuneti Batı Şeria'da İsrail ve Filistin arasında sağlamak için iki tarafla anlaşmayı amaçladığını doğruladı.

Filistinli kaynaklar Şeyh'in çağrısını ABD'nin Filistin Yönetimi'ne verdiği desteğin karşılığında ABD’nin vaatlerinin yerine getirilmesi konusunda anlaşmaya varma, iki devletli çözümü siyasi gündeme geri getirme ve İsrail'i dizginleme girişimi olarak değerlendirdi. Buna karşılık İsrailliler bu çağrıyı bir yandan İsrail seçimlerinin öncesinde durumu sakinleştirmeye yönelik bir Amerikan girişimi, diğer yandan da Şeyh'in Başkan Abbas'ın olası bir halefi olarak liyakatini kanıtlamaya yönelik bir menfaat adımı " olarak değerlendiriyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Şeyh, Washington'da Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan liderliğindeki bir dizi üst düzey ABD yetkilisiyle bir araya gelecek.

Abbas geçen perşembe akşamı Ramallah'taki konutunda güvenlik servislerinin liderleri ve valilerin yer aldığı bir toplantı düzenledi. Toplantıya, Başbakan Muhammed Iştiyye, Filistin Kurtuluş Örgütü Yürütme Komitesi Sekreteri Hüseyin eş-Şeyh, İçişleri Bakanı Ziyad Hab er-Rih, Genel İstihbarat Teşkilatı başkanı Tümgeneral Macid Farac ve Fetih Hareketi’nin Merkez Komitesi Üyesi Başkomutan Yardımcısı Korgeneral el-Hac İsmail Cebr katıldı. Filistin kaynaklarına göre devlet başkanına katılımcılar tarafından Filistin valiliklerinin durumu, güvenlik servislerinin liderleri ve valilerin, Filistin vatandaşının güvenliğini ve emniyetini sağlamak için neler yaptıkları hakkında bilgi verildi.

Devlet Başkanı, Filistin halkını ve tüm ulusal kurumlarını korumak için hukukun üstünlüğünü uygulama ve güvenlik ve istikrarı sağlamanın gereğini vurguladı. Ayrıca katılımcılara ‘Filistin halkının haklarını korumak için uluslararası desteği harekete geçirmek ve Doğu Kudüs başta olmak üzere Filistin Devleti topraklarındaki İsrail işgalini sona erdirmek için Birleşmiş Milletler düzeyinde yürütülen faaliyetler’ hakkında bilgi verdi.

İsrail güvenlik yetkilileri, Abbas'ın toplantıda güvenlik durumunu sağlamaya ve ‘İsrail'in Filistin topraklarını işgal etme ve Filistin Yönetimini ortadan kaldırmaya yönelik girişimlerini durdurana kadar’ çalışılması talebinde bulunduğunu aktardı. Abbas, Filistin yönetimini Filistin bağımsızlığının en önemli sembolü ve son otuz yılda Filistin devriminin en büyük başarısı olarak görüyor.

Tel Aviv'de üst düzey bir güvenlik yetkilisi, "İsrail şu an Batı Şeria'daki, özellikle Cenin ve Nablus bölgelerindeki askeri operasyonlarını genişletmeyi düşünmüyor" açıklamasında bulundu. Yetkiliye göre askeri operasyonlar mevcut şekil ve ölçekte devam edecek.

Ma'rib gazetesi cuma günü, söz konusu yetkilinin şu sözlerini aktardı:

“Cenin ve Nablus'taki mülteci kamplarında, saatli bomba gibi silahlarla suikast gerçekleştiren veya gerçekleştirmeyi planlayan sabotajcılar hakkında her bilgi aldığımızda operasyon yapacağız. Ancak buna gerçekten ihtiyaç olmadığı sürece geniş çaplı bir askeri operasyon başlatma niyetimiz yok.”

Gazete, İsrail ordusunun Batı Şeria'da geniş çaplı bir askeri operasyon başlatmak için yedek bir planının olduğuna dikkat çekerek planın siyasi makamlara sunulduğunu belirtti. İsrail güvenlik servislerine göre Cenin'de çarşamba günü dört ölüm ve onlarca yaralanmayla sonuçlanan askeri operasyonun ardından son aylarda silahlı Filistinli örgütlerine karşı devam eden operasyonların alınan istihbarat bilgilerine göre devam etmesi gerekiyor.

Gazete, ‘güvenlik yetkililerinin geniş çaplı bir askeri operasyon için partilerin siyasi baskısının olduğunu ima ettiğini’ ancak bu baskıların ‘orduyu etkinliği şüpheli bir askeri operasyona sürüklemeyi başaramayacağını’ belirtti.