Netjes, İstanbul'da 2 Aralık'ta evinden ayrılmak üzereyken e-postayla iki ölüm tehdidi aldığını sosyal medyada duyurmasının ardından yaşadıklarını ve Batılı ülkelerdeki terör örgütü YPG/PKK algısını AA muhabirine değerlendirdi.

Terör örgütü YPG/PKK'nın karanlık yüzünü belgesel ve araştırmalarıyla ortaya koyan Netjes, terör örgütünün Suriye'de işgal ettiği bölgelerdeki baskıcı politikaları, insanları kaçırması ve muhalifleri sindirmesi üzerine araştırmalar yürüttüğünü aktardı.

Batılı ülkelerin terör örgütüne ilişkin Türkiye'nin uyarıları dikkate almamasını eleştiren Netjes, "Türkiye takıntısı yüzünden terör örgütü YPG/PKK'nın karanlık yüzünü görmüyorlar." dedi.

Netjes, YPG/PKK'nın çocukları kaçırmasının dahi Batı'da yeteri kadar ciddiye alınmadığını belirtti.

Solcu partiler ve medyanın baskısı

Hollanda'da kamuoyunun, medya tarafından yanlış yönlendirildiğini belirten Netjes, "Hollanda'da terör örgütü YPG/PKK hakkında eksik bilgi var." dedi.

Netjes, ülkesinde terör örgütü YPG/PKK propagandasına karşı çıktığı için kendisini korkutmak istediklerini, Hollanda'da bir akademisyen arkadaşının başına da aynı şeyin geldiğini anlattı.

Aslında Hollanda hükümetinin terör örgütü YPG/PKK'nın gerçek yüzünün farkında olduğunu dile getiren Netjes, "Hollanda'da hükümeti ve koalisyondaki partilerin çoğu terör örgütü YPG/PKK hakkında benim gibi düşünüyor fakat solcu partiler ve medyanın baskısı sebebiyle bu yeterince gösterilemiyor." dedi.

İnsan hakları kuruluşlarının sessizliği

Aldığı ölüm tehditlerinin ardından insan hakları kuruluşları, kadın hakları dernekleri ve sivil toplum kuruluşlarından (STK) henüz destek görmediğini belirten Netjes, yalnız kendisinin değil Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü YPG/PKK'nın saldırılarına maruz kalanların da korunması gerektiğini vurguladı.

Netjes, "Çocukları kaçırılan kadınlar, YPG'nin kurşunlarından ve suikastlarından kurtulanların benden daha fazla korunmaya ihtiyacı var." diye konuştu.

Bu alanlarda çalışan STK'lerin büyük oranda ABD ve İngiltere'den maddi destek aldığına işaret eden Netjes, 2019'da İstanbul'da görüştüğü bir STK yetkilisinin "Rena, senin yaptığın çalışmaları biz yapamayız. Fonlarımızı direkt keserler." şeklindeki sözlerini aktardı.

Ölüm tehditleri Avrupa'dan

Bir süredir e-posta ve sosyal medya hesaplarından ölüm tehditleri aldığını anlatan Netjes, "Bu tehditlerin Avrupa'dan gönderildiğini düşünüyorum. Çünkü kullanılan İngilizce ileri seviyede ve e-postalardan biri 'Paris'ten sevgilerle' mesajıyla bitiyordu." diye konuştu.

Netjes, "Daha önce benzer durumlarla karşılaşan meslektaşlarım ve tanıdıklarım da söz konusu tehditlerin Avrupa'dan gelmiş olabileceğini düşünüyor." ifadesini kullandı.

Hollandalı araştırmacı, e-postasına yapılan saldırıların hala devam ettiğini ve röportajdan birkaç saat önce hesabının uygunsuz içeriklerin bulunduğu internet sitelerine kayıt olduğuna ilişkin mesaj aldığını anlattı.

"Gelen desteklere minnettarım"

Netjes, aldığı ölüm tehditlerinin ardından Türk ve Hollandalı yetkililerle iletişime geçtiğini belirterek "İstanbul'daki bir emniyet görevlisi beni arayıp yardımcı oldu. Bu sayede kendimi güvende hissettim." dedi.

Türkiye'dekilerin, kendisine yönelik ölüm tehditlerine karşı çıkması ve gösterdiği destekten memnun olduğunu ifade eden Netjes, "YPG/PKK'nın baskı ve tehditlerinden yılan ve Suriye'de terör örgütünün hedefi olan birçok kişiden de destek mesajı aldım. Gelen desteklere minnettarım." diye konuştu.

Netjes, "Başıma gelenler YPG/PKK hakkında yazdıklarımın doğru olduğunu gösterdi. Onlar, gösterilmeye çalışıldığı gibi demokratik değiller. Bu korkunç bir şey." dedi.

Suriye’deki konuları çalışan uzmanlar ve gazetecilerin yanı sıra ABD'nin eski Suriye Büyükelçisi ve Orta Doğu Enstitüsü Kıdemli Uzmanı Robert Ford'dan da kendisine destek mesajı geldiğini kaydeden Netjes, bazı gazetecilerin kendisine destek verdikleri için terör örgütünün destekçileri tarafından tehdit edildiğini dile getirdi.

Örgütün Suriye'deki baskısını ifşa ettiği için hedef alınmasına rağmen araştırmalarını sürdüreceğini kaydeden Netjes, yeni hazırladığı kitabında Suriye'nin kuzeyindeki dezenformasyonu ortaya çıkarmaya çalışacağını ve çocuğu kaçırılan ailelere yer vereceğini ifade etti.