İsrail'de yeni Başbakan Binyamin Netanyahu'nun aşırı dindar Yahudi ve sağcı partilerle kurduğu yeni hükümet, 29 Aralık 2022'te Meclis'ten güvenoyu alarak göreve başladı.

Hükümet, göreve başlamasından sadece 5 gün sonra Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa baskınıyla attığı bu provokatif adımın sonuçları konusundaki uyarıların yanı sıra İsrail'in bir parya devlete dönüştüğüne yönelik eleştirilerle karşı karşıya kaldı.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Ben-Gvir'in Aksa baskınını savunsa da salı günü yaptığı açıklamada, Mescid-i Aksa'daki "statükonun" korunacağı taahhüdünde bulundu.

Ancak Netanyahu'nun açıklaması, dünyanın dört bir yanından gelen kınama dalgasının ve Ben Gvir'in tasarrufunu ele almak üzere bugün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) bir araya gelmesi yönünde karar alınmasının önüne geçmek için yeterli olmadı.

ABD'nin tepkisi

Netanyahu, yeni hükümetinin kurulmasından bu yana ilk kez daha önce İsrail'in en büyük müttefiki olarak gördüğü ABD ile karşı karşıya geldi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, olayın ardından yaptığı basın toplantısında, ABD'nin kesin bir şekilde Kudüs'teki kutsal mekanların tarihi statükosunun korunmasından yana olduğunu; kutsal yerlerin tarihsel statükolarını değiştirmeye yönelik tek taraflı adımlara karşı olduğunu belirtti.

Ben-Gvir'i dolaylı şekilde gerilimi tırmandırmakla suçlayan Price, gerilimi tırmandırabilecek herhangi tek taraflı eylemden derin endişe duyduklarını; gerginliğin azaldığını ve kaybolduğunu görmek istediklerini ifade etti.

Toplantıda tarihi statükoya ilişkin sorulan sorulara Price, "Tarihi statükonun ne olduğunu buradan tanımlamak bana düşmez. Tarihi statükonun ne olduğunu söylemek ABD'ye düşmez. Bu, Kudüs'teki kutsal yerlerin koruyucusu rolüne sahip Ürdün de dahil olmak üzere (ilgili) tarafların kendilerini ilgilendiren bir soru." şeklinde yanıt verdi.

Öte yandan pek çok Arap, Müslüman ve Batı ülkesi Mescid-i Aksa'daki statükonun korunmasına ilişkin çağrılar yaptı, olaya ilişkin eleştiriler yöneltti.

Korkunç sonuçlara yol açabilir

Ben-Gvir baskınına yönelik eleştiriler sadece uluslararası düzeyde değil. İsrail içinde de Ben-Gvir'in hareketine eleştiriler, uyarılar ve bu baskının yansımalarına dair korkular da dillendiriliyor.

Eski Knesset sözcüsü Mickey Levy dün, İsrail Ordu Radyosuna verdiği demeçte "Bakan Ben-Gvir sorumsuzca davrandı ve bunun bedelini hepimiz ödeyeceğiz. Netanyahu'nun aşırılık yanlıları karşısındaki zayıflığı korkunç sonuçlara yol açacak." şeklinde konuştu.

Netanyahu hükümetine muhalif isimlerden milletvekili Zeev Elkin, Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir'i provokasyon yapmakla suçladı.

Elkin, yine İsrail Ordu Radyosuna yaptığı açıklamada, Ben Gvir'in açıklamalarınının uluslararası sorunlara sebep olduğunu kaydetti.

Muhalefetteki Yesh Atid (Gelecek Var) Partisinden milletvekili Ram Ben Barak da, İsrail Kamu Yayın Kuruluşuna (KAN) açıklamalarda bulundu. Barak, Başbakan Netanyahu'nun Ben-Gvir'e izin verdiğini, kötü bir hükümet seçtiğini ve bunun bedelini ödeyeceğini anlattı.

Netanyahu'nun acziyeti

Netanyahu hükümeti de İsrail medyasının yoğun eleştirileriyle karşı karşıya bulunuyor.

Haaretz gazetesinden yazar Amos Harel dünkü yazısında Ben Gvir'in Mescid-i Aksa'ya baskını, İsrail'deki hükümet koalisyonu içindeki güç dengesinde yaşanan değişikliği yansıttığını kaydetti.

Harel, Netanyahu'nun bakanlarına daha fazla disiplin uygulamak ve bu tür provokasyonları engellemek istediği dönemler olduğunu hatırlatarak, artık Netanyahu'nun iradesini yansıtan kapsamlı bir hükümet politikası dikte etmekten aciz olduğunu ve talepleri kabul etmek zorunda kaldığının görüldüğünü ifade etti.

Haaretz yazarı, Ben-Gvir'in daha büyük bir provokasyona kararlı olduğunu anlatarak, seçim kampanyasında İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutuklulara daha fazla baskı yapma sözü verdiğini, bunun da durumu daha da kötüleştirecek açlık grevlerinin artmasına sebep olacağına işaret etti.

"Ben-Gvir İsrail'i cehenneme götürüyor"

Haaretz gazetesi yazarlarından Zvi Bar'el, "Ben-Gvir İsrail'i cehenneme götürüyor" uyarısında bulunarak şunları kaydetti:

"İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir kendi adıyla anılacak bir intifadayı kışkırtmakta kararlı. Hükümeti, orduyu ve tüm İsraillileri, İsrail'i parya bir devlete dönüştürecek son bir pervasız maceraya sürükleyene kadar rahat bırakmayacak. Filistin yönetimini kesin olarak devirecek ve İsrail'i barış anlaşması yaptığı Arap ülkelerinin yanı sıra Washington ve genel olarak Batı ülkeleriyle hızlı bir çatışma rotasına sokacak kişi de o olacak."

Aşırı sağcı politikalar, Biden yönetiminin görüşleriyle çelişiyor

İsrail gazetesi The Jerusalem Post dünkü başyazısında Washington'un iki devletli çözüm ilkesini destekleyen konumuna atıfta bulunularak, "Ben-Gvir ve Bezalel Smotrich gibi yeni hükümet üyelerinin aşırı sağcı politikalarının, (ABD Başkanı Joe) Biden yönetiminin bölgeyi etkileyen pek çok konudaki görüşleriyle örtüşmediği açıktır." ifadelerine yer verildi.

ABD'nin, Batı Şeria'daki Filistin topraklarının (İsrail) ilhakından ve Filistinlilerle olası gerilimden endişe duyduğunun belirtildiği yazıda, "Yeni İsrail hükümetine verilebilecek herhangi bir tavsiye varsa, o da şudur: Dikkatli olun, ABD ile İsrail arasındaki ilişki diğer ilişkilere göre önceliklidir." denildi.