Şeyh Sabri, yaptığı açıklamada, Ben-Gvir'in, Başbakan Binyamin Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesinden sonra Mescid-i Aksa'ya bu hafta içinde planladığı "ziyareti" ertelediği yönündeki haberlerin ardından bu sabah gerçekleştirilen baskının "ihanet" olduğunu belirtti.

Mescid-i Aksa İmam Hatibi, "Olanlar kamuflaj ve ihanettir. Bu nedenle İsrail hükümeti tarafından yapılan herhangi bir açıklama veya işgalcilerin yaptığı herhangi bir eylem bizi rahatlatmamalıdır. Her zaman uyanık olmalıyız." dedi.

Aksa'da ibadet eden Müslümanların önlem almaması için medyaya böyle haberler sızdırılarak "kamuflaj" sağlandığını kaydeden Şeyh Sabri, baskını bir provokasyon ve Mescid-i Aksa'ya yeni bir gerçeklik empoze etme girişimi olarak değerlendirdi.

"Ben-Gvir yeni konumundan yararlanmak istiyor"

Şeyh Sabri, "Baskın başlı başına tehlikeli bir provokasyondur. Ben-Gvir planlarını gerçekleştirebileceğini kanıtlamak için yeni konumundan yararlanmak istiyor." diye konuştu.

Baskının, İsrail'deki radikal sağcı grupların Aksa'da dini ritüellerini yapma ve haftanın her günü tüm kapılardan baskın düzenleme taleplerinin yerine getirilmesinin başlangıcı olacağı uyarısında bulunan Şeyh Sabri, "Baskın, daha tehlikeli olayların başlangıcı." ifadesini kullandı.

Şeyh Sabri, "(İsrailliler) Planlarının tümünü hemen gerçekleştirmenin mümkün olmadığını yıllar önce anladılar. Planlarını bir anda değil, kademeli olarak hayata geçirmeye çabalıyorlar." şeklinde konuştu.

"Baskın, İsrail hükümetinin bu tehlikeli eylemi onayladığının bir göstergesi"

Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskından ve yansımalarından Binyamin Netanyahu hükümetinin tamamının sorumlu olduğunu vurgulayan Şeyh Sabri, şunları kaydetti:

"İsrail güvenlik güçleri yoğun bir şekilde güvenliği sağlamasaydı, hükümet ve Başbakan Netanyahu'nun onayı olmasaydı Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa baskını gerçekleşemezdi. Ben-Gvir, İsrail güvenlik görevlileri olmadan tek başına Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemeye cesaret edebilir mi?

Baskın, İsrail hükümetinin bu tehlikeli eylemi onayladığının bir göstergesidir ve bu eylemin yansımalarından da hükümet sorumludur."

İsrail'deki Yedioth Ahronoth gazetesi, dün yayınlanan haberinde, Ben-Gvir'in, Başbakan Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesinden sonra Mescid-i Aksa'ya bu hafta içinde planladığı "ziyareti" ertelediğini kaydetmişti.

Ben-Gvir'in provokatif Aksa baskını

Provokatif eylemleriyle tanınan İsrailli aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, bu sabah İsrail polisinin yoğun koruması altında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyerek Harem-i Şerif'e girmişti.

Ben-Gvir, 5 yıl sonra Mescid-i Aksa'ya giren görevdeki ilk İsrailli bakan oldu.

İsrailli politikacı, Mescid-i Aksa'daki statükoyu ihlal eden ve Filistinlilerce baskın olarak değerlendirilen bu eylemini, İbrani takvimine göre "Tevet" ayının 10. gününde (Asara BeTevet) gerçekleştirdi.

Ben-Gvir, yeni kurulan hükümette bakan olmadan önce milletvekilliği döneminde de Mescid-i Aksa baskınları, Filistinlilere yönelik şiddet eylemlerini teşvik etmesi ve ırkçı söylemleri nedeniyle sıkça adından söz ettiriyordu.

Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin egemenliği ihlal ediliyor

Mescid-i Aksa, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te imzalanan barış anlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.

Ancak Yahudiler, İsrail'in tek taraflı kararı ve bazı fanatik örgütlerin girişimleriyle, 2003'ten bu yana İslami Vakıflar İdaresinin izni olmadan polis eşliğinde kutsal mabede girerken bu baskınlar özellikle 2022 yılında daha da arttı.

Geçen yılın Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlaller açısından en belirgin sene olduğunu duyuran İslami Vakıflar İdaresinin verilerine göre, 2022 yılı boyunca 48 binden fazla Yahudi yerleşimci Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi.