Orta Doğu

Gazze'nin sessiz jenerasyonu: Çocuklarda savaş travması nedeniyle "şok dilsizliği" alarmı

Gazze Şeridi'ndeki çocuklar arasında, İsrail saldırılarının yol açtığı derin psikolojik travma sonucu konuşma yeteneğini kaybetme vakalarında endişe verici bir artış yaşanıyor. Uluslararası örgütler, vokal cihazları sağlam olmasına rağmen konuşamayan çocuklardaki bu durumu "Şok Dilsizliği" (Selective Mutism) olarak tanımlıyor ve bir neslin dilsel ve psikolojik çöküş riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulunuyor.

Abone Ol

Gazze Şeridi'nde aylardır süren çatışmalar, hayatta kalan çocuklarda fiziksel yaraların ötesinde, derin ve sessiz bir travmaya yol açıyor. Uluslararası kuruluşlar ve yerel sağlık ekipleri, çocukların maruz kaldığı soykırım boyutundaki şiddetin bir sonucu olarak, konuşma yeteneğini kaybetme vakalarının hızla arttığını rapor ediyor.

Psikolojik travma yeni bir dil yaratıyor: Sessizlik

"Gazze Ruh Sağlığı Programı" tarafından hazırlanan son rapora göre, Gazze'deki çocuklarda kâbuslar, yüksek ses fobisi ve enürezis (gece işemesi) gibi akut stres belirtilerinin yanı sıra, bazı çocuklarda vokal organları sağlam olmasına rağmen tam bir sessizlik durumu gözlemleniyor.

Uzmanlar bu durumu, çocuğun kelimelerle ifade edemediği gerçeklikten psikolojik olarak koptuğu bir travma sonrası tepki biçimi olan "Şok Dilsizliği" (Traumatic Mutism) olarak adlandırıyor. Bu durumdaki çocuklar, konuşulan dil yerine, bakışlar veya tekrarlayan hareketlerle iletişim kurmaya çalışıyor. Programın yöneticisi Yasir Ebu Cami, Gazze'deki psikolojik tükenmişliğin kapsamlı hale geldiğini ve tıbbi ekiplerin dahi soykırım koşullarında çalışmak zorunda kaldığını belirtiyor.

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) örgütünden bir doktor ise durumu, "Gazze'deki çocuk bir saldırının hatırasını yaşamıyor; bir sonraki saldırıyı bekliyor," sözleriyle özetliyor.

Dilsel çöküş tehlikesi kapıda

Dil ve Konuşma Terapisti Hiba Haydar, yaptığı açıklamada, UNICEF ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) raporlarının, İsrail bombardımanı sonrasında çocuklarda edinilmiş kekemelik vakalarını doğrudan sistematik şiddet ile dil fonksiyonlarının kaybı arasında bir bağlantı kurarak kaydettiğini aktardı.

Haydar, enkaz altından kurtarılan bazı çocukların tamamen konuşmayı bıraktığını, ergenlerin ise kelimeleri hecelemekte zorlandığını, sanki dilin de baskı altında paramparça olduğunu ifade etti. Son İsrail saldırısından önce dahi Gazze'deki çocukların yarısından fazlasının travma sonrası stres bozukluğu (PTSD) belirtileri gösterdiğini belirten Haydar, bu semptomların artık bütün bir nesli tehdit eden dilsel ve psikolojik bir krize dönüştüğü uyarısında bulundu.

Ulaşılması engellenen tedavi

Haydar, Ürdün'deki uzman ve terapistlerin gönüllü olarak Gazze'deki çocuklara uzaktan tedavi sağlamaya çalıştığını, ancak sürekli bombardıman ve iletişim ağının çökmesi nedeniyle bu girişimlerin sürdürülemediğini açıkladı.

Ruanda, Bosna ve Suriye'deki uluslararası deneyimlere dikkat çeken Haydar, "Psikolojik travma savaş bitince sona ermez; çocuklar bugün tedavi edilmezse, bir sonraki nesle aktarılabilir," diyerek acil müdahalenin önemini vurguladı.

Saldırılar sürse de, Haydar acil bir ruh sağlığı eylem planının uygulanabileceğini savunuyor. Bu plan; yerinden edilmiş alanlarda mobil destek ekiplerini, konuşma yeteneğini kaybeden çocuklar için oyun seansları ve konuşma egzersizlerini ve uzaktan destek programları aracılığıyla iletişimi içermeli. Haydar, "Dünya, Şok Dilsizliği yaşayan Gazze'nin çocuklarının sessizliğini duymalı ve onlara seslerini geri kazanmaları için yardım etmelidir," diyerek çağrısını sonlandırdı.

7 Ekim 2023'ten bu yana süren ve ABD-Avrupa desteğiyle devam eden İsrail saldırıları, 238 binden fazla Filistinlinin ölümüne ve yaralanmasına neden oldu. Bu kurbanların çoğu çocuk ve kadınlardan oluşurken, yüz binlerce kişi yerinden edildi ve Gazze'nin çoğu bölgesi haritadan silindi.

Daily Ummah