Cezayir'in 1 Kasım 1954'te Fransız sömürge güçlerine karşı başlattığı bağımsızlık mücadelesinin üzerinden 68 yıl geçse de iki ülke arasında "çözülmeyen tarihi meseleler" varlığını sürdürüyor.

Fransa'nın Cezayirlilere sağladığı vize kotasını geçen yıl kısıtlaması ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 2 Ekim 2021'de Le Monde gazetesinde yer alan Cezayir'e yönelik ifadeleri ve "sömürge dönemi öncesi bir Cezayir ulusunun varlığından şüphe duyduğuna" ilişkin açıklamaları, ikili ilişkileri kopma noktasına getirmişti.

Cezayir yönetimi, Paris'teki Büyükelçisi Muhammed Anter Davud'u istişare amaçlı geri çağırmış ve Fransız askeri uçaklarına hava sahasını kapatmıştı.

Ekim 2021'de, Cezayir'deki "Mesleki Eğitim" ile "Gençlik ve Spor" bakanlıkları, resmi yazışma ve eğitimlerde Fransızca kullanımını sonlandırma kararı almıştı.

Fransa-Cezayir ilişkilerinde "yeni sayfa"

Fransa-Cezayir ilişkileri açısından "çalkantılı" geçen 2021 yılının ardından, 2022'de ikili ilişkilerde normalleşmeye gitme ve "yeni bir sayfa" açma çabası dikkati çekti.

Ocakta Cezayir'in Paris Büyükelçisi Davud'un görevine geri dönmesi, Fransız basınında Paris ve Cezayir arasındaki gerginlikte "yatışma sinyali" şeklinde yorumlandı.

Ardından Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun'un daveti üzerine 25-27 Ağustos'ta Macron'un Cezayir'i ziyaret etmesi ve 9-10 Ekim'de Fransa Başbakanı Elisabeth Borne'un 16 bakandan oluşan kalabalık bir heyetle Cezayir'de resmi temaslarda bulunması, iki ülke ilişkilerinde farklı bir yol arayışının göstergesi olarak değerlendirildi.

Fransa ve Cezayir ağustosta iki ülkeden ortak tarihçilerin yer alacağı sömürge dönemi arşivleri üzerinde çalışacak ortak bir komite kurulmasına karar verdi, bölgesel ve uluslararası konularda siyasi istişareyi içeren "Yenilenmiş Ortaklık için Cezayir Deklarasyonu"nu imzaladı.

Ekimde de iki ülke arasında farklı anlaşma metinleri imzalandı ve yıllardır askıda olan Cezayir-Fransa Yüksek Düzeyli Hükümetler Arası Komitenin 5. toplantısı düzenlendi.

- İki ülke arasındaki "çözülmeyen tarihsel meseleler"

Bu ziyaretler, iki ülke ilişkilerinde "normalleşmeye" gidildiği şeklinde yorumlanırken, Fransa-Cezayir arasında çözüm bekleyen tarihi meseleler bulunuyor.

Paris'te 17 Ekim 1961'de, Cezayir'deki bağımsızlık mücadelesine destek için barışçıl gösterilerde Cezayirlilerin öldürülerek Seine Nehri'ne atılmasına ilişkin Fransa, 1998'de olayda sadece 40 kişinin öldüğünü açıklamıştı. Bağımsız kaynaklar bu sayının yüzlerce olduğunu gösterirken, aradan onlarca yıl geçmesine rağmen Paris yönetimi "özür" dilemedi.

Paris'teki İnsan Müzesi'nde bulunan halk devrimi liderlerinin kafataslarının iadesi ve Fransa'nın 1960-1966 arasında Cezayir çölünde gerçekleştirdiği nükleer denemelerin kurbanları için tazminat meseleleri de çözüm bekliyor.

Ayrıca yıllardır Fransız yetkililer, Cezayir arşivini vermeyi reddederken, Cezayir'in Bağımsızlık Savaşı (1954-1962) sırasında kaybolan 2 bin 200 kişinin akıbeti açıklığa kavuşturulamadı.

Cezayir'in, 1954'te başlattığı ve 8 yıl süren bağımsızlık mücadelesi sırasında da yaklaşık 1,5 milyon Cezayirli hayatını kaybetti, milyonlarca insan yerinden oldu.