Paris, İran'daki Fransız tutukluların itiraflarının "saçmalığını" kınadı.

Şarku'l Avsat'ın haberine göre, geçtiğimiz Mayıs ayında İran’dan ayrılmaya hazırlandıkları sırada tutuklanan Fransız Cecile Kohler ve eşi Jacques Paris dün İran televizyon kanalında yayınlanan "itiraflarına” Fransa’dan tepki gecikmedi.

Fransızca konuşan Kohler, Fransız Dış İstihbarat Servisi ajanı olduğunu ve eşi Jacques Paris ile İran'daki görevinin "devrimin patlak vermesi ve İran rejiminin devrilmesi için koşulları hazırlamak" olduğunu söyledi. Sahip olduğu paranın, gösteri ve protestoları fonlamak amacıyla olduğunu belirten Kohler, eğitim sisteminde reform yapmak, yaşam koşullarını ve maaşlarını iyileştirmek, diğer tutukluları serbest bırakmak için geçtiğimiz bahar mevsiminde patlak veren öğretmenlerin grev ve nöbetlerine atıfta bulundu.  Paris ise, "Fransız dış güvenlik servisinde amacımız İran hükümeti üzerinde baskı kurmak" ifadelerini kullandı.

Fransa hükümeti, vatandaşlarının tutuklanmasından sonra defalarca serbest bırakılması çağrısında bulundu, ancak sonuç alamadı.

Aynı dönemde Tahran, "kaos yaratmak ve toplumun istikrarını baltalamak amacıyla ülkeye giren" iki Avrupa vatandaşını tutukladığını doğruladı. Fransızların olaya yanıtı dün Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla gelirken, İran devlet televizyonu tarafından yayınlanan görüntüleri, “uygunsuz, iğrenç ve kabul edilemez bir komedi ve uluslararası hukuka aykırı” olarak nitelendirdi.  Fransa Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, bu saçmalığın "İranlı yetkililerin insan onurunu hakir görme özelliğini ortaya koyduğunu" aktardı. Fransa, İran makamlarının elinde bulunan Cecile Kohler ve Jasques Paris’in derhal serbest bırakılmasını talep etti.

İran'ın uygulamalarını takip eden kaynaklar, Kohler ve Paris olayının Tahran'ın on yıllardır uyguladığı "rehine diplomasisi" çerçevesine girdiğini düşünüyor. Fransız ve İranlı taraflar, geçmişte tutukluların serbest bırakılması konusunda görüş alışverişinde bulunmuştu.

iran

Kaynaklar, ülkenin 2018 yazında, Belçika'da hapis cezasına çarptırılan ve Paris'in kuzeyindeki Villepinte banliyösünde bir araya gelen İran muhalefetine saldırı girişiminde bulunan Esedullah Esedi gibi rejimle bağlantılı kişileri takas etmek için rehineler aldığını ihtimalini dışlamıyor.

Söz konusu kaynaklar, dün yayınlanan görüntüleri, “baskı altında” yapıldığını ve “tutuklulardan itiraf alındığını” teyit ederek itirafları televizyonda yayınlanan Newsweek gazetecisi Maziar Bahari olayını hatırlattı. Ancak daha sonra çıkardığı bir kitapta itirafların kendisinden baskı altında alındığını açıkladı. Haziran 2020’de sivil toplum kuruluşları İran’a zorlama itirafları yayınlamalarını durdurma çağrısında bulundu.

Uluslararası İnsan Hakları ve İran İçin Adalet Federasyonu'na göre, itirafta bulunan kurbanlar, kameralar önünde yanlış şeyleri itiraf etmeye zorlamak için işkence ve kötü muameleye maruz kalıyor.

Bir Fransız sendikası, geçtiğimiz Mayıs ayında İran’a turistik ziyarette bulunan çiftin Fransız Eğitim, Kültür ve Mesleki Eğitim Ulusal Federasyonu'na bağlı olduğunu bildirdi.

İran, Haziran 2019'dan bu yana tutuklu bulunan ve ulusal güvenliği baltalamak suçundan 5 yıl hapis cezasına çarptırılan Fransız araştırmacı Fariba Adelkhah ulusal güvenliği baltalamak suçundan 5 yıl hapis cezasına çarptırılırken, Mayıs 2020 yılından bu yana İran'da tutuklu bulunan Fransız Benjamin Brière'in casusluk suçlamasıyla 8 yıl hapis cezası aldı. Adelkhah ve Briere hakarındaki iddiaları reddediyor. Fransa, tutuklamaları resmi olarak asılsız görürken, vatandaşlarının derhal serbest bırakılmasını talep etti.

Bu konular, iki ülke arasındaki ilişkilerin gerilimini daha da tırmandırırken, 22 yaşındaki Mahsa Amini isimli genç kadının ahlak polisi tarafından Tahran'daki bir polis merkezine götürülmesi ve  3 gün gözaltında tutulduktan sonra ölmesinin ardından başlayan protestolar İranlı yetkililere yönelik  baskıyı arttırdı. Aynı zamanda Fransa nükleer dosyayı çıkmaza sokma konusunda İran’ı suçladı. Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna dün Senato’da yaptığı açıklamada, İran’ı sansür ve şiddete başvurarak özgürlüğü kısıtlamaya çalışmakla suçladı.  Colonna, 100 kişinin öldüğü binden fazla kişinin ise gözaltı gösterilerde Paris’in, Tahran’ı "barışçıl gösteri hakkına ve gazetecilerin gazetecilik çalışmalarını yapma haklarına saygı duymaya" çağırdığını aktardı. Fransız bakan, ülkesinin İran'daki gelişmelere ilişkin tutumunu iletmek için İran Maslahatgüzarı'nı Paris'e çağırmak istediğini açıkladı.