Suriye'de Beşşar Esed rejim güçlerinin İdlib'in Han Şeyhun ilçesine yaptığı kimyasal silah saldırısının üzerinden 5 yıl geçse de siviller katliamı unutamıyor.

Esed rejimi, 4 Nisan 2017'de İdlib'in güneydoğusundaki Han Şeyhun'a kimyasal silah saldırısı düzenlemiş, 100'den fazla sivil hayatını kaybetmişti.

Katliamdan sonra da rejim ve destekçilerinin, yoğun saldırılarla Han Şeyhun'u ele geçirmesiyle ilçenin sakinleri, İdlib'in kuzeyinde, Suriye-Türkiye sınır hattındaki kamplarda yaşamlarını sürdürüyor.

Muhlisa Şuayip, Esed rejiminin Han Şeyhun ilçesine düzenlediği kimyasal saldırıda bir oğlunun öldüğünü söyledi.

Han şeyhun

Rejimin kimyasal saldırısının evlerinin 300 metre uzağına yapıldığını belirten Şuayip, saldırıda kendi çocuğunun yanı sıra çok sayıda çocuk ve kadının öldüğünü dile getirdi.

Saldırının saat 05.45 civarında gerçekleştiğini ifade eden Şuayip, "Saldırı düzenledikten sonra dışarı çıktık. Oğlum ve ben gazın etkisiyle bayıldık. Bizi hastaneye kaldırdılar ben iyileştim ama 13 yaşındaki oğlum öldü." dedi.

Kimyasal saldırıyı düzenleyenlere seslenen Şuayip, "Siz benim ve çok sayıda annenin kalbini yaktınız. Allah sizleri, gözlerinizden mahrum bıraksın." ifadesini kullandı.

Evladının ölüm haberini almaktan daha zor bir şey olmadığını kaydeden Şuayip, "Benim ve benim gibi çok sayıda annenin yüreği yandı. Çocuklar, ölen anneler, ilçenin güneydeki kimyasal saldırıda hayatını kaybedenler için yapılan mezara gömüldü. Kimyasal saldırıdan sonra sürekli hastalanıyorum. Gözlerim bulanık görüyor. Doktorlar hastalığın tedavisinin olmadığını söylüyor. Kimyasal saldırıdan nasıl korunabileceğini ve tedavi olabileceğimi bilmiyorum." dedi.

Han Şeyhun'un durumu

İdlib'in güneyindeki Han Şeyhun ilçesi, 2014'ten bu yana muhalifler ve rejim karşıtı silahlı grupların kontrolündeydi.

İlçe, 4 Nisan 2017'de Esed rejiminin kimyasal silahlı katliamıyla 100 kişiyi öldürmesinin ardından dünya gündemine oturdu.

Bunun üzerine ABD, 7 Nisan'da rejime ait Şayrat Askeri Hava Üssü'nü vurarak rejime sınırlı tepki gösterdi.

Türkiye, Rusya ve İran, 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında Han Şeyhun'u da içeren alanı İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi ilan etti.

Ancak tüm bunlar, Han Şeyhun'u Esed rejimi ve destekçilerinin yoğun saldırılarının hedefi olmaktan kurtaramadı.

Birleşmiş Milletler (BM) ile Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü (KSYÖ) ortak soruşturma misyonu (JIM), 27 Ekim 2017'de saldırının rejim tarafından düzenlendiğini doğruladı.

Uluslararası hukuk nezdinde savaş suçu işlediği ortaya koyulmuş olsa da katliamın sorumluları, Rusya'nın engellemesi üzerine Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanamadı.

Esed rejimi güçleri, Ağustos 2019'da ilçeyi Rusya'nın yardımıyla hiç sivil kalmaması pahasına ele geçirdi.