Bin Ferhan, İsviçre'nin Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) kapsamındaki “Güvensiz Bir Dünyanın Güvenliği” başlıklı panelde WEF Başkanı Borge Brende’nin sorularını yanıtladı. Bin Ferhan, İsrail'in barış ve güvenliğinin Filistinlilerin barış ve güvenliği ile yakından bağlantılı olduğunu belirterek, "Bölgesel barışın İsrail için barışı da içerdiği konusunda hemfikiriz ancak bu Filistinliler için bir Filistin devleti yoluyla barış sağlanmasıyla gerçekleşebilir.” dedi. Bir Filistin devletinin kurulması yoluyla bölgesel barışın güvence altına alınmasının "ABD yönetimiyle birlikte üzerinde çalıştıkları bir konu olduğunu vurgulayan Bin Ferhan, “Bence İsrail'in şu anda yaptıklarının bölgesel barış ve güvenlik beklentilerini riske attığı gerçeği bağlamında daha da önemli. Bölge için, Filistinliler için çok daha iyi bir geleceğe giden bir yol var. İsrail için de bu yol barıştır.” ifadelerini kullandı. İsrail ve Filistin arasında bölgesel barışın güvence altına alınmasına tamamen bağlı olduklarını anlatan Bin Ferhan, “Ancak yine de bunun ilk adımı ateşkestir. Ateşkesin elbette tüm taraflar için ateşkes anlamına geldiğini söyleyeceğim. Ancak kalıcı ve sürdürülebilir bir barış için başlangıç noktası olması gereken bu durum, Filistin halkı için adaletin sağlanmasıyla gerçekleşebilir.” değerlendirmesinde bulundu. Brende’nin Suudi Arabistan'ın daha geniş bir siyasi anlaşmanın parçası olarak İsrail'i tanıyıp tanımayacağı yönündeki sorusuna ise Bin Ferhan, "Elbette.” cevabını verdi. Arap Birliği üyesi ülkeler, 2002 yılında Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta kabul ettiği Arap Barış Girişimi bildirisiyle, 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletini kabul etmedikçe İsrail'le normalleşmeyi reddetmişti.