New York Times gazetesi, İsrail'in Suriye ve Lübnan'daki gelişmelerin ardından siyasi ve askeri olarak zayıfladığı düşünülen bir dönemde İran'ın nükleer tesislerini vurmak dahil mayısta Tahran'a karşı büyük bir saldırı yapılması planının Trump tarafından reddedildiğini öne sürdü.
ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail'in mayısta İran'a saldırma planını reddederek Tahran ile müzakere yolunu tercih ettiği iddia edildi.
İsrail muhalefeti Netanyahu'yu İran'a karşı "korkak" olmakla suçlarken, siyasi yelpazenin iktidar ve muhalefet kanadı İran'a saldırı konusunda hemfikir.
Netanyahu'yu "korkaklıkla" suçlayan muhalefetten İran'a saldırı çağrısı
İran'a saldırı planının Washington yönetimince engellendiği iddialarına ilk tepki eski Genelkurmay Başkanı ve Ulusal Birlik Partisi lideri Benny Gantz'dan geldi.
Gantz, X hesabından, İran'ın kendisine yönelik bir saldırıdan kaçınmak adına zaman kazanma konusunda mahir olduğu yorumunda bulunarak, "İsrail, İran'a saldırmalı ve saldırabilir. Büyük müttefikimiz ABD ile yakın koordinasyon içinde Orta Doğu'nun çehresini değiştirme vakti geldi." ifadesini kullandı.
Ana muhalefet partisi Gelecek Var’ın lideri Yair Lapid, geçen ekim ayında İran ekonomisini "mahvetmek ve rejimi devirmek için" petrol sahalarına saldırı düzenlenmesini önerdiğini ancak Başbakan Netanyahu'nun bu öneriden korktuğunu ve buna engel olduğunu öne sürdü.
İsrail basınında Başbakan Binyamin Netanyahu'yu bir sonraki seçimde koltuğundan edebileceği yorumları yapılan, siyasete dönme hazırlığı içindeki eski Başbakan Naftali Bennett ise "Begin'in nükleer meseledeki doktrini saldırmak ve yok etmektir, Irak'ta da, Suriye'de de böyleydi." dedi.
Bennett, "Başbakan Netanyahu'nun doktrinin ise tehdit etmek, tehdit etmek, tehdit etmek ve sonra da niyetini ifşa etmektir." ifadelerini kullanarak, İran'a saldırmak için "bir daha böyle bir fırsat ele geçiremeyeceklerini" savundu.
Bennett, İran'a saldırı planının Trump tarafından reddedildiği bilgisinin New York Times'a sızdırılmasının arkasında Netanyahu'nun olduğunu öne sürdü.
Eski Başbakan Bennett'in atıf yaptığı, eski Başbakanlardan Menahem Begin'in adıyla anılan Begin Doktrini, İsrail’in bölgedeki rakiplerinin kitle imha silahları elde etme çabalarına, askeri güç kullanımı da dahil olmak üzere, doğrudan müdahaleyi öngörüyor.
İktidar cenahından "İran'a her halükarda saldırılmalı" yorumu
Netanyahu liderliğindeki Likud partisinin milletvekili Moshe Saada ise katıldığı bir radyo programında, İsrail'in İran'a saldırmak istemesinin bir sır olmadığını belirterek, "İsrail her halükarda saldırmalı, Trump yapma dese bile Başbakan Netanyahu yapmalı." ifadesini kullandı.
İsrail’in sorunlu bir döneme girdiğini vurgulayarak, "ABD'deki iktidar değişikliğinden yararlanmalıydık. Trump'ın başkanlık koltuğuna oturmasıyla durumun farklı olacağı açıktı.” ifadelerini kullanan Saada, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Başbakan bunun (İran’ın nükleer silah edinme kapasitesi) varoluşsal bir risk olduğunu biliyor. Bu bir fikir birliği. İsrail, bu tehdidi ABD ile veya ABD olmaksızın bertaraf etmelidir. Başka seçenek yok."
"İsrail, tabii ki bunun lideri olacaktır"
ABD Başkanı Donald Trump, Başbakan Binyamin Netanyahu ile 7 Nisan'da Beyaz Saray'da ortak açıklamada İran'la görüşmelere başlandığını kamuoyuna duyurmuştu.
Trump 8 Nisan'da ise, İsrail'in İran'a karşı askeri saldırısının bir seçenek olarak kaldığını belirterek, "Eğer askeri müdahale gerekiyorsa askeri müdahalede bulunacağız. İsrail, tabii ki bunun lideri olacaktır." ifadelerini kullanmıştı.
İran ile ABD heyetleri arasında 12 Nisan'da Umman'da dolaylı görüşmeler yapılmıştı. Görüşmeler sonucunda hem İran hem de ABD tarafı müzakerelerin "olumlu ve yapıcı" olduğunu açıklamıştı.
ABD basını, ikinci tur müzakerelerin İtalya'nın başkenti Roma'da yapılacağını yazmış ancak İran tarafı istişareler sonucunda müzakerelerin yeniden Umman’da yapılmasının kararlaştırıldığını duyurmuştu.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sık sık İran'ın nükleer programının "yok edilmesi gerektiği" tehdidinde bulunuyor.