İsrail'de gözler muhaliflerin başkent Tel Aviv'de yarın düzenleyeceği protestolara çevrilirken, Binyamin Netanyahu liderliğindeki aşırı sağcı hükümetin göstericilere karşı nasıl bir tutum alacağı merak konusu.

İsrail'de genel olarak siyasi anlaşmazlıklar Filistin meselesi ve işgal konusunda olurken yeni hükümetle bu durum farklı bir boyut kazandı.

Ülkedeki merkez ve sol partiler, "demokrasiye yönelik tehdit" olarak gördükleri aşırı sağcıların iktidarda bulunmasından endişeli. İsrail tarihinin en sağcı hükümeti güvenoyu aldığından beri muhalifler, hükümetin politikaları karşısında susmayacaklarının sinyallerini verdi.

Özellikle Filistinlilere karşı provokatif eylemleriyle öne çıkan aşırı sağcı Yahudi Gücü Partisi Genel Başkanı Itamar Ben-Gvir'in adımları solcuları ve liberalleri endişelendirdi.

Ulusal Güvenlik Bakanlığının yetki alanının genişletilmesi

İsrail Meclisinde yeni hükümetin kurulmasından iki gün önce çıkan yasayla, daha önce "İç Güvenlik Bakanlığı" olan Ulusal Güvenlik Bakanlığının yetki alanı genişletildi.

Ulusal Güvenlik Bakanı'nın yetki alanına dair sınırları tümüyle kaldıran yasa, İsrail Sınır Muhafız Polis Birimini muhalefetin deyimiyle "Ben-Gvir'in özel ordusu" haline getirdi.

Böylece, İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir, "gücünü" Mecliste geçen ay onaylanan söz konusu yasadan almaya başladı.

Meclisten yapılan açıklamada, bu birimin hükümet ve Ulusal Güvenlik Bakanı kontrolünde olacağı belirtildi.

Ulusal Güvenlik Bakanı'nın yetkileri kapsamında polis biriminin izleyeceği politika için ana hatları oluşturabileceği, etkinliklerini belirleyecek genel kuralları koyabileceği ifade edilen açıklamada, Ulusal Güvenlik Bakanı'nın aynı zamanda soruşturmalar alanında da yetki sahibi olabileceğine işaret edildi.

Binyamin Netanyahu hükümetine muhalif eski Meclis Sözcüsü Mickey Levy, söz konusu yasaya, "polisi, siyaset polisine dönüştürüyor" ifadesiyle tepki gösterdi.

Aşırı sağcı Ben-Gvir, göreve geldiği 29 Aralık'tan bu yana Ulusal Güvenlik Bakanlığına verilen yetkileri kullanarak tehditkar eylemlerde bulunuyor.

Aşırı sağcılar gerilimi artırıyor

Muhaliflerin tepkileri Ben-Gvir'le sınırlı değil. Sağcı radikal milletvekillerinin ülkede Yahudi şeriatının uygulanması gerektiği yönündeki söylemleri ve Likud Partisi yetkililerinden Adalet Bakanı Yariv Levin'in "İsrail yargı sistemini reforme etme" konusundaki programı tartışma yarattı.

Levin'in hükümet aleyhindeki geniş çaplı gösterilere rağmen tartışmalı yasayı geçirmekte ısrar etmesi tepkilerin artmasına neden oldu.

Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının bazı yetkilerini Meclise devretmeye yönelik hamleleri, Yüksek Mahkeme başta olmak üzere hükümet ile İsrail yargı mekanizması arasında gerilime yol açıyor.

Adalet Bakanı Yariv Levin, Yüksek Mahkemenin yetkilerini sınırlandıran, yargının hakimlerin seçimi üzerindeki etkisini azaltan ve Meclisin mahkeme kararlarını geçersiz kılmasına izin veren bir yasa planladıklarını duyurmuştu. Yargıdan ve muhaliflerden bu plana tepki gelmişti.

Bunların yanı sıra Yahudi Gücü Partisinden Zvika Vogel'in eski Başbakan Yair Lapid ile eski Savunma Bakanı Beni Gantz'ın "vatana ihanet" suçlamasıyla tutuklanması yönündeki çağrıları gerilimi tırmandırıyor.

Birkaç gün önce Beerşeba'da sağcı bir aktivistin protestocuları ezme girişiminde bulunması da muhaliflerin endişelerini artırdı.

Ben-Gvir göstericileri hedef aldı

Aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ise gösteriler hakkındaki ifadeleriyle tansiyonu yükseltmeye devam ediyor.

Hükümete karşı muhalif görüşlere sahip İsraillileri hedef alan Ben-Gvir, onları kargaşa çıkarmakla suçladı.

İsrail hükümetinin güvenoyu almasından sadece 10 gün sonra muhalifler tarafından düzenlenen gösteride hükümet protesto edildi. İsrailli muhalifler ilerleyen günlerde eylemlerinin tırmanacağını belirtti.

Ben-Gvir, birkaç gün önce Meclis oturumundaki konuşmasında, protestoları desteklediğini ancak eylemler kapsamında yolları kapayan herkesin tutuklanması gerektiğini ifade etti.

İsrailli Bakan, ifade özgürlüğü gibi taşkınlıkların önlemesinin de herkes için geçerli olduğunu söyledi.

Bu sözler bazı aktivistler tarafından hükümetin karşıtlarını hedef almak amacıyla yaptığı bir tehdit olarak değerlendirildi.

Buna karşılık muhalifler tüm İsraillileri demokratik değerleri korumak adına yarınki protestolara davet etti.

İsrail basını ve sosyal medyada, aşırı sağcı hükümetin tutumu nedeniyle ülkede karışıklık çıkacağı yönünde yorumlar yer alırken hükümet kanadından bu söylemlere tepkiler geliyor.