Gazeteci Muhammed Daraghmeh, 25 Ekim günü, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tubas kasabasında yeğeni Ahmed'in İsrail askerleri tarafından vurulduğu haberini yurt dışındayken aldı. Okul öğrencisi olan 14 yaşındaki Ahmed, o gün babasına ait ahşap kahve kioskunda ona yardım ediyordu.
Olay, ordunun bölgeye rutin bir baskın düzenlemesi ve ardından çatışmaların çıkmasıyla başladı. Ahmed'in babası, oğlunun güvenliğinden endişe ederek telefonla aradı ve kavgadan uzaklaşması için ona bir ara sokak tarif etti. Ahmed, bir arkadaşıyla birlikte babasının talimatlarını dinleyerek uzaklaşmaya çalışırken, aniden bir grup askerle karşı karşıya geldi.
Askerlerin durmasını emrettiği Ahmed, ne yapacağını bilemeyerek koşmaya çalıştı. Ancak sadece birkaç adım atabilmişti ki, askerler ateş açtı.
Dört kurşunla gelen ağır yaralar ve travma
Kurşunlar Ahmed'in her iki koluna ve bacaklarına isabet etti. Yaralanmaların ciddiyeti şu şekildeydi:
-
Sol ayak bileği: Bir kurşun kemiği parçaladı ve Ahmed'in bir daha normal yürümesini veya koşu gerektiren sporları yapmasını engelleyecek boyutta hasar bıraktı.
-
Ana atardamar: Uyluğundaki ana atardamar (hayat atardamarı olarak bilinen) yırtıldı; bu durum ciddi kan kaybından ölüme yol açabilirdi.
-
Kol ve bacak kasları: Kolu kırıldı ve kemiği ağır hasar gördü. Dördüncü bir kurşun ise uyluk kasını deldi.
Daraghmeh, Cenin'deki İbn Sina Hastanesi'nde ziyaret ettiği yeğeninin anlattıklarını aktardı. Ahmed, yere düştüğünde şiddetle titrediğini ve öleceğinden emin olduğunu söyledi. Bu sırada yanına yaklaşan bir askerin Arapça olarak "Kaç yaşındasın?" diye sorduğunu, cevap veremeyince askerin havaya iki el ateş ettiğini belirtti. Korkuyla "On dört... ya da on beş?" diye kekeleyerek cevap verdiğinde ise askerin kanlar içinde yatan çocuğun bacaklarının arasına bir el daha ateş açtığı, merminin parçalanarak vücudunun çeşitli yerlerine isabet ettiği öğrenildi. Bu andan sonra Ahmed bilincini kaybetti.
Askerler, Ahmed'i kanlar içinde bırakarak bölgeden ayrıldı. Askerler gittikten sonra olay yerine ulaşan bir ambulans, ağır yaralı çocuğu Tubas'taki tek hastaneye kaldırdı.
Hayatta kalma mücadelesi ve derinleşen psikolojik yaralar
Doktorlar, Ahmed'in neredeyse tüm kanını kaybettiğini ve hayatta kalması için vücuduna 15 ünite kan nakli yapıldığını bildirdi. Yırtılan atardamar onarıldı ve parçalanan uzuvlarının yeniden inşası için zorlu bir sürece başlandı. Ahmed hayatta kaldı, ancak önünde aylar sürecek bir fiziksel iyileşme süreci var.
Ancak Daraghmeh, asıl derin yaraların psikolojik olduğunu vurguladı. Ahmed'in uyanıkken veya uykudayken kabuslarla boğuştuğunu, az uyuduğunu ve uyuduğunda sürekli hapishaneler ve ölümler gördüğünü belirtti.
"Bu izole bir olay değil"
Gazeteci Daraghmeh, yeğeninin hikayesini paylaşma amacını, İsrail askerleri ve yerleşimcilerinin Batı Şeria'da çocuklara, çiftçilere ve sıradan yoldan geçenlere nasıl davrandığını dünyanın görmesini sağlamak olarak açıkladı. Batı Şeria'daki Filistinliler için bunun münferit bir olay olmadığını; yerleşimcilerin evlere ve hayvanlara saldırdığı, hayvanların dövülerek öldürüldüğü ve benzeri birçok olay yaşandığını belirtti.
Daraghmeh, yazısını bitirirken, İsrailli siyasetçi Yair Golan'ın kendi hükümetini "hobisi Filistinli çocukları öldürmek olan bir hükümet" olarak tanımlayan sözlerinin kulağında çınladığını ifade etti.




