Batı Şeria, kapsamlı grev ve çatışmalarla Şuafat kampıyla dayanışma gösterdi.
Filistin Başbakanı Muhammed İştiyye, “İsrail işgal güçlerinin geçen Cumartesi gününden bu yana işgal altındaki Kudüs'teki Şuafat Kampı’na uyguladığı kuşatmayı sona erdirmek için uluslararası mercileri seferber etmeye” çağırdı.
Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızıl Haç'ı “kampa girmeye ve oradaki mültecilerin çektiği acının boyutlarını görmeye ve kampa özgürce giriş çıkış yapmalarına izin vermeye" davet etti. Bu çağrı, Şuafat kampının İsrail'e karşı “sivil itaatsizlik” ilan ettiği bir zamanda geldi. Batı Şeria, yakın zamanda, kamptaki kuşatma altında olan halka destek için işgal güçleriyle kapsamlı bir grev ve çatışma ilan etmişti.
Geçen Cumartesi, İsrail Şuafat Kampı’nı kuşattı ve Cumartesi günü Şuafat yakınlarındaki bir askeri kontrol noktasına yapılan saldırının faili olarak gördüğü 22 yaşındaki Udey et-Temimi'yi aramak için defalarca kez saldırdı. Udey et-Temimi'nin sorumlu tutulduğu saldırıda "Erez" taburunun bir üyesi olan asker Noa Lazar hayatını kaybemiş, bir güvenlik görevlisi yaralanmıştı.
Bir video, et-Temimi'nin kontrol noktasında bir arabadan nasıl çıktığını, bir grup askere doğru yürüdüğünü, sıfır mesafeden ateş açtığını ve ardından Şuafat Kampı’na doğru yaya olarak ayrıldığını gösterdi.
İsrail ordusu kampı tamamen kapatarak kampa giriş çıkışları engelledi, ayrıca yakınlardaki Anata kasabasını da kapattı ve Temimi'yi aramak için iki bölgenin içinde defalarca saldırı gerçekleştirdi.
Şarku’l Avsat’ın İsrail medyasından aktardığına göre et-Temimi'nin aranması en az Çarşamba öğleden sonraya kadar sürdü. İsrail güçleri Şuafat Kampı’na defalarca baskın düzenledi, evleri kuşattı ve Filistinlileri et-Temimi'ye ulaşamadan tutukladı. Polis, çok sayıda polis, ordu ve Şin Bet güvenlik güçlerinin et-Temimi'yi aradığını söyledi.
Temimi'nin izini takip eden İsrail kuvvetleri, Doğu Kudüs'ün kalabalık bölgesini araştırmak için bir helikopter gönderdi ve arama operasyonlarını güçlendirmek için özel kuvvetler görevlendirdi, ancak, sakinlerinin askerlere taş ve havai fişek attığı Şuafat Kampı’nda şiddetli bir direnişle karşılaştı.
İç Güvenlik Bakanı Omer Bar-Lev "Kan" kamu yayın kuruluşuna verdiği demeçte, "Mülteci kampı tamamen kuşatıldı. Kuşatma saatler ve günler sürebilir, ancak onu tutuklayacağız." dedi.
Kuşatmanın devam etmesiyle birlikte Şuafat kampı işgale karşı topyekün sivil itaatsizlik ilan etti. Bunu, sokaklara barikatlar kurulması, okulların, tüm kurumların, pazarların ve dükkanların kapatılmasının yanı sıra işçilerin grev yapması ve tüm araçların tamamen durdurulması takip etti.
Fetih Hareketi’nin sözcüsü Muhammed Rebi, "Sivil itaatsizlik, işgal suçlarına karşı halk direnişinin etkili biçimlerinden biridir" dedi.
Bölge komitelerinden Yusuf Muheymer, "grev ve itaatsizliğin seyahat ve kampa giriş çıkış hakkı, eğitim ve tedavi hakkı gibi çalınan hakları geri almayı amaçladığını" vurguladı.
Filistin tarafındaki siyasi merciler kuşatmayı sona erdirmek için uluslararası temaslara başladı. Kudüs İşleri Bakanlığı, İsrail işgal makamlarının beş gün önce Şuafat Kampı’nda ve çevresinde Filistin halkına karşı işlediği toplu cezalandırma suçunu durdurmak için uluslararası diplomatlar, uluslararası kuruluşlar ve Arap Knesset üyeleriyle kapsamlı temaslar yürüttüğünü söyledi.
Kudüs İşleri Bakanlığı yaptığı basın açıklamasında, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) ve Ortak Liste Milletvekili başkanı Eymen Udeh de dahil olmak üzere Arap Knesset üyelerini, İsrail hükümetine karşı savaş suçu niteliğindeki toplu cezalandırmayı durdurması için baskı yapmak ve onları harekete geçirmek için çağrıda bulundu. Bakanlık, bölgedeki durumun çok tehlikeli olduğunu ve bu durumun Şuafat Kampı, Anata, Ra's Hamis, Ra's Şehade ve Dahiye es-Selam'daki 140 binden fazla sakini kötü etkilediğini vurgulayarak bu İsrail suçunu durdurmak için acil ve hızlı harekete geçme çağrısında bulundu.
Kudüs İşleri Bakanlığı yaşananları, Filistin mahallelerinde eğitim, ticaret ve sağlık süreçleri de dahil olmak üzere yaşamın tüm yönlerini etkileyen ve böbrek ve kalp hastaları da dahil olmak üzere yüzlerce hastanın tedavi için tıp merkezlerine ulaşmasını engelleyen bir savaş suçu olarak nitelendirdi.
Yoğun İsrail kuşatmasına vatandaşların evlerine barbarca girişler, evlere zehirli gaz bombaları ve ses bombaları atılması, kitlesel tutuklamalar, vatandaşların dövülmesi ve bölge sakinlerine karşı lağım suyunun kullanılması eşlik ediyor.
Bakanlık, "İşgal altındaki Doğu Kudüs'teki durumun çok tehlikeli olduğunu ve işgal hükümetinin bu gerilimin tüm sonuçlarından sorumlu olduğunu" vurguladı.
Kuşatılmış kampa atıfta bulunan mesajda, ticari grevin Batı Şeria illerine yayıldığı ve çeşitli üniversitelerde eğitim kesintiye uğrarken, baronun tüm mahkemelerde çalışmayı askıya aldığına değinildi.
Beytüllahim, El Halil ve diğer bölgelerde çatışmalar patlak verdi ve Batı Şeria'da haftalardır benzeri görülmemiş gerginliğe tanık olan çatışmalarda kayıplar verildi.