Muhalif partilere mensup milletvekilleri, provokatif eylemleriyle tanınan Ben-Gvir'in sabah, işgal altındaki Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyerek Harem-i Şerif'e girmesine tepki gösterdi.

Eylemden Başbakan Binyamin Netanyahu’yu sorumlu tutan kimi vekiller, kurduğu koalisyonda aşırı sağcı ortaklarının taleplerine "boyun eğmek zorunda kalması" nedeniyle Netanyahu'şa "zayıf başbakan" olmakla eleştirdi.

“Orta Doğu'nun en sorumsuz adamı”

Eski İsrail Başbakanı Yair Lapid, Ben-Gvir’in baskınına tepki göstererek, yaşanan gerilimden Başbakan Binyamin Netanyahu’yu sorumlu tuttu.

Muhalefetteki Yesh Atid (Gelecek Var) Partisi lideri, Twitter hesabında yaptığı açıklamada, “Zayıf bir başbakan (Binyamin Netanyahu), Orta Doğu'nun en sorumsuz adamına Orta Doğu'nun en patlayıcı yerini emanet etmek zorunda kaldığında, olacağı budur.” ifadelerini kullandı.

Lapid, daha önce yaptığı açıklamada da “Itamar Ben-Gvir Tapınak Dağı'na (Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya verdiği isim) çıkmamalı. Bu, insanların hayatlarını tehlikeye atacak ve onların hayatına mal olacak bir şiddete yol açacak, bir provokasyondur.” uyarısında bulunmuştu.

İşçi Partisinden Milletvekili Naama Lazimi de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bugün Ben Gvir, polis yasasının değiştirilmesiyle ilgili tartışmalarda söylediğimiz şeyi kanıtladı. Onun için önemli olan ulusal güvenlik değil, kışkırtma, dikkat çekme ve politik çıkarları için polisi kendi hizmetine alabileceği bir makam ve güç sahibi olmaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

Lazimi, Ben-Gvir için, “Bu kundakçı (Bakanın soyadına atfen) manyağın Ulusal Güvenlik Bakanı olduğuna inanamıyorum.” paylaşımında bulundu.

“Mescid-i Aksa sadece Müslümanlara aittir”

İsrail Meclisindeki Arap Milletvekili Ahmed et-Tıybi de İsrail Ordu Radyosu’na verdiği demeçte, baskın için, “Geceleyin bir hırsız gibi sinsice dolaşan bir farenin sefil bir görüntüsüydü.” ifadesini kullandı. Tıybi, “Ulusal Güvenlik Bakanı olarak Mescid-i Aksa'ya baskın yapmanın şüphesiz sonuçları vardır. Mescid-i Aksa sadece Müslümanlara aittir. Nokta.” diye konuştu.

İşçi Partisi Milletvekili ve Haham Gilad Kariv ise baskını “İsrail güvenliği için bir tehlikeli” olarak gördüğünü kaydetti.

Kariv, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Ben-Gvir’in aleni beyanları, Tapınak Dağı’na çıkmaması halinde Hamas’a teslim olacakmış gibi bir durum yarattı. Böylelikle Netanyahu’yu ve güvenlik teşkilatını köşeye sıkıştırdı. Ancak konu sadece Hamas hareketiyle ilgili değil, Arap ülkeleriyle ilişkilerle de ilgili. Şimdi, Ben-Gvir'in ulusal gündemi dikte ettiği ve Netanyahu'yu da bu gündemin içine çektiği görülüyor. Bu, İsrail'in güvenliği için bir tehdittir.” değerlendirmesini yaptı.

Gelecek Var (Yeş Atid) Partisinden Michal Shir de Twitter’dan, “Bu utanç verici davranış, Bibi'nin (Netanyahu) hükümeti içinde, ne kadar zayıf olduğunu tam olarak gösteriyor.” paylaşımında bulunarak, Başbakan Binyamin Netanyahu’ya yüklendi.

İsrail Evimiz Partisi lideri Avigdor Liberman da İsrail Kamu Yayın Kuruluşuna yaptığı açıklamada, “Hamas, Netanyahu'nun bir korkak olduğunu biliyor, öyleyse (Netanyahu) neden Ben-Gvir'i görevden alıp koalisyonu dağıtsın?” ifadelerini kullandı.

Netanyahu için Yahudi Gücü lideri Ben-Gvir’in koalisyondan ayrılması, 120 sandalyelik Mecliste sahip olduğu 64 sandalyeden 6’sının eksilmesi, dolayısıyla Meclis çoğunluğunu kaybetmek anlamına geliyor.

Ben-Gvir'in provokatif Aksa baskını

Provokatif eylemleriyle tanınan İsrailli aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, sabah İsrail polisinin yoğun koruması altında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyerek Harem-i Şerif'e girmişti.Ben-Gvir, 5 yıl sonra Mescid-i Aksa'ya giren görevdeki ilk İsrailli Bakan oldu.

Yeni kurulan hükümette bakan olmadan önce milletvekilliği döneminde de Ben-Gvir, Mescid-i Aksa baskınları, Filistinlilere yönelik şiddet eylemlerini teşvik etmesi ve ırkçı söylemleri nedeniyle sıkça adından söz ettiriyordu.

Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin egemenliği ihlal ediliyor

Mescid-i Aksa, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te imzalanan barış antlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.

Ancak Yahudiler, İsrail'in tek taraflı kararı ve bazı fanatik Yahudi örgütlerinin girişimleriyle, 2003'ten bu yana İslami Vakıflar İdaresinin izni olmadan polis eşliğinde kutsal mabede girerken bu baskınlar özellikle 2022 yılında giderek artan bir hal aldı.

Geçen yılın Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlaller açısından en belirgin sene olduğunu duyuran İslami Vakıflar İdaresinin verilerine göre, 2022 yılı boyunca 48 binden fazla Yahudi yerleşimci Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi.