Andersson, İsveç devlet televizyonu SVT'ye yaptığı açıklamada, İsveç'in NATO'ya üyelik sürecini ve ülkesinde Kur'an-ı Kerim yakılmasını değerlendirdi. İsveç'in önemli bir NATO sürecinden geçtiğini belirten Andersson, halkı bu sürece yardımcı olmaya çağırdı. Andersson, "İsveç'te ifade özgürlüğü yasasına göre tiksindirici şeylerin de yapılabilmesi, bunların tiksindirici şeyler olduğunu düşünmemizi engellemez. Çarpık bir ruh haliyle Kur'an'ı yakmanız ve bunu teşvik etmeniz halinde, İsveç ile İslam dünyası arasındaki iyi ilişkileri bozmayı isteyen güçler için kullanışlı bir aptal olursunuz. Hükümetin ve Dışişleri Bakanlığının NATO sürecinde atmosferi soğutmaya yönelik girişimlerini de olumlu buluyorum." ifadelerini kullandı. İsveç Demokratlar Partisinin "ifade özgürlüğü çerçevesinde 100 Kur'an-ı Kerim yakılabileceği" yönündeki açıklamalarını da değerlendiren Andersson, "Kendinizi her zaman ifade etme hakkınız vardır. Ancak bunun başkalarını incitebileceğini ve sonuçlarını düşünme sorumluluğunuz da var. Hükümeti dışarıdan desteleyen İsveç Demokratlar Partisi ile işbirliği yapılması, dış politika ve İsveç'in güvenliği yönünden gözden geçirilmesi gereken bir durum." dedi. Aşırı sağcı İsveç Demokratlar Partisi lideri Jimmie Akesson da SVT'ye yaptığı açıklamada, Kur'an-ı Kerim yakılmasını savunmadığını ancak ifade özgürlüğü çerçevesinde tıpkı İncil gibi Kur'an-ı Kerim'i de yakma hakkının bulunduğunu öne sürdü. Sosyal Demokrat Partiyi de eleştiren Akesson, "PKK ve diğer terör örgütleri ile Sosyal Demokrat Parti iç içe. NATO sürecinde en büyük engel bu." diye konuştu.