İşgal altındaki Kudüs şehri, işgalci İsrail rejiminin okul müfredatını Yahudileştirme ve tarihi çarpıtma çabalarına karşı şehirdeki İslami ve ulusal çevrelerle yerel kuruluşların çağrısı üzerine işgalciye karşı bir dizi protesto ve eyleme şahit oldu. 

19 Eylül Pazartesi günü Kudüs’ün hemen hemen bütün okullarında grev vardı. Kudüs halkı bu şekilde işgalcinin okul ve okul müfredatına yönelik politikasını kabul etmediğine yönelik ilk tepkisini verdi ve düşmana önemli bir mesajlar gönderdi. 

Kudüs Valisi Müsteşarı Maruf Er-Rifai yaptığı açıklamada, Kudüs’te artan eylem ve protestoların Filistin müfredatını öne çıkarma ve bunun Kudüs okullarında okutulmasını sağlamayı amaçladığını belirterek, uluslararası hukuk ile sözleşmelerin bu hakkı güvence altına aldığını söyledi.

Başarılı Bir Grev

Yaptığı basın açıklamasında son eylemlere değinen müsteşar Er-Rifai, “Yapılan genel grev çok başarılıydı. Daha sonra atılacak adımlar için bir temel ve zemin olacak. Siyonist işgalcinin müfredattaki İslamî, Arap ve ulusal kimliği değiştirme, dayattığı müfredat ve çarpıttığı tarihle Filistin müfredatını kötü gösterme kibrine karşı Kudüslüler bir kez daha birlik olduklarını gösterdiler.” ifadesini kullandı.

Er-Rifai açıklamasında, Kudüs içinde ve dışında, Batı Yaka ve diğer bölgelerdeki Filistinlilere yardım ve destek çağrısında bulundu. 

Diğer taraftan Et-Tur Okulları Merkez Komite Üyesi Müfid Ebu Gannam ise yaptığı açıklamada, Kudüs’teki bütün kuruluşların İsrail’in okullardaki yeni neslin akidesini, düşünce ve ilkelerini İsrailleştirme /Yahudileştirme planlarını temelden reddettiğini söyledi.

Konuyla ilgili basın açıklaması yapan Ebu Gannam, “Kudüs şehrinde olup bitenler, işgalcinin politikalarını durdurma ve Filistinlilerin aidiyet pusulasını rotasından saptırma çabalarına karşı Kudüs’teki eğitim kurumlarının ve eğitimin dışındaki kuruluşların tümünün tek bir tutum sergilemeleri gerekir.” dedi. 

Ebu Gannam devamla, işgalcinin son uygulamaları Kudüs şehrini tamamıyla Yahudileştirme adımlarından biri olduğunu hatırlatarak, bu adımların son zamanlarda arttığına dikkat çekti.

Ebu Gannam değerlendirmesinde ayrıca “Kudüs’teki kurumların ve çevrelerin çağrısı üzerine iki gün önce halkın gösterdiği teveccüh ve bunun sonucu olarak başlattığı genel grev, bu halkın Kudüs şehrine yönelik sevgisini ve bilincini gösteriyor. Aynı zamanda bu tepki halkın işgalcinin Filistin müfredatına müdahalesine, bazı kurumlara şantaj yapmasına ve baskı altında tutmasına, ulusal misyonunu yerine getirmesine mani olmasına ‘dur’ deme mesajıydı.” dedi. 

Uzun ve Çok Boyutlu Bir Savaş

Öte yandan Filistin Eğitim-Öğretim Bakanlığı'na bağlı Kudüs İşleri Genel Müdürü Dime Es-Semman yaptığı açıklamada, “İşgal rejiminin Kudüs şehrini işgal ettiği 1967 yılından beri şehirdeki eğitim kurumları üzerinde otoritesini sağlamak, kendi müfredatını ve bakış açısını dayatmak için yoğun çaba harcıyor. Çünkü burası kendisi için en önemli bölgedir. Ancak onun bu çabaları ve girişimleri o gün olduğu gibi bugün de Kudüs halkı tarafından reddediliyor.” dedi.

Konuyla ilgili basın açıklaması yapan Kudüs İşleri Genel Müdürü Es-Semman devamla şunları söyledi: “İsrail hiçbir zaman çabalarından umudunu kesmedi. Bu konuda ye’se kapılmadı. Kudüs’ü işgal ettiği günden beri Filistin kimliğini yıkmak ve ortadan kaldırmak için çalıştı. O nedenle okulların müfredatını hedef almak, hafızayı yıkmak, kendi işgalci amaçları için çarpıtılmış tarih bilgilerini sunmak istiyor.”

Bu şiddetli baskı ve saldırılara karşı bakanlığın ‘2023 Eğitim-Öğretim Yılı Kudüs’te Eğitimin Egemenliği’ sloganıyla girişim başlattığını belirten Filistinli yetkili, Kudüs’teki eğitimi desteklemek için özel bir fonun kurulması kararı da aldıklarını söyledi.

İşgal rejimi Kudüs şehrindeki ekonomik ve sosyal politikaları geliştirmek için 2018-2023 yılları için beş yıllık bir plan yapıp, eğitimi İsrailleştirmek için 130 milyon dolarlık bir bütçe ayırdı.

İşgal rejimi 2022-2023 eğitim ve öğretim yılının başında Kudüs’te faaliyet gösteren Es-Savvane’deki İbrahim Okulu ve Beyt Hanina’daki İman Okulları'nın bütün şubelerini kapattı. Buralarda iki binden fazla öğrenci okuyordu. Bununla İsrail’in baskılarına karşı koyan okulların müfredatlarını değiştirip, kendi müfredatları yerine İsrail’in hazırladığı müfredatı okutmalarını hedefliyor. 

Veliler: Eğitim Hakkımızı Savunmaya Hazırız

19 Eylül Pazartesi günü yapılan greve katılan öğrenci velileri işgalci İsrail’in dayatmalarına karşı duracaklarını, kendi müfredatını uygulamasını reddettiklerini ifade ettiler. 

Kudüs’teki Öğrenci Velileri Komiteleri Birliği adına açıklama yapan birliğin basın sözcüsü Ramazan Taha, Kudüs’teki öğrenci, öğretmen ve velilerin Kudüs-Filistin eğitim hakkını savunmaya hazır olduklarını söyledi.

Filistin Enformasyon Merkezi'ne konuşan Taha, “Var olan imkanlarla işgalciye karşı koymaya hazırız. Çocuklarımızın aklıyla oynamalarına veya Filistin müfredatını İsrailleştirmelerine asla izin vermeyiz. Talmud’dan ve İsrail milli marşından bahseden, Siyonist düşünce ve ideolojiye dayanan işgalcinin sözde medeniyet ve tarihini yerleştirmeyi hedefleyen müfredatın okullarımıza girmesine asla izin vermeyeceğiz.” dedi.

filistin

Sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bize ait bir müfredatın olması bizim hakkımızdır. Aynı şekilde çocuklarımızın medeniyetimizden, kültürümüzden, Filistin, Kudüs, Arap ve İslam ümmetine olan aidiyetimizden beslenen Filistin müfredatı sayesinde sağlıklı bir düşünce ve akıldan yararlanma hakkı vardır”.

Eylemler Artarak Devam Edecek

Kudüs’ün bütün okullarını kapsayan greve değinen Taha, Kudüs’te yapılan kapsamlı grevle Filistinlilerin işgalciye önemli mesajlar verdiğini, en önemli mesajın da “Öğrenciler, öğretmen ve veliler İsrail müfredatını ve gerçekleri tahrif eden kitaplarını temelden reddediyor.” olduğunu” söyledi.

Taha devamla, “Bu müfredatın okullarımıza ve evlerimize girmesini reddediyoruz. Çocuklarımızın aklıyla oynamalarını, düşüncelerini değiştirmelerini ve anlayışlarına karışmalarını kabul etmiyoruz. Bunlar bizim kırmızı çizgimiz. Bunu asla kabul etmiyoruz. Bu hakkımızı sonuna kadar savunacağız. Müfredatlarımızın Filistin müfredatı olması, tahrif ve çarpıtmadan uzak kalması için mücadele edeceğiz. Durum ne olursa olsun kararlılığımızı sürdüreceğiz. Çocuklarımızın hakkını savunmak ve korumak için her türlü gelişmeye hazırız. Aynı şekilde eldeki bütün imkânlarımızla bu duruma karşı koymaya da hazırız.” dedi.

Filistin Enformasyon Merkezi