19 Kasım'da milyonlarca Malezyalı seçmen, ülkelerinin önümüzdeki beş yıldaki gidişatını belirlemek için sandık başına gidecek, ancak Malezyalılar görmek istedikleri ülke için rahatça oy verirken, ülkede yaşayan 183 bin mülteci, son zamanlarda sığınmacı ve mültecilere yönelik sertleşen söylemi temkinli bir şekilde izliyor.

Malezya yasalarına göre “yasadışı göçmenler” olarak kabul edilen mülteciler, ülkedeki en marjinal ve savunmasız topluluklardan biri ve çalışma hakları ya da örgün eğitime erişimleri bulunmuyor.

Güneydoğu Asya'daki çoğu komşusu gibi Malezya da BM'nin 1951 mülteci sözleşmesine veya 1967 protokolüne taraf değil, bunun birlikte son aylarda görevdeki Başbakan İsmail Sabri Yakub'un hükümeti sığınmacıları Myanmar'a geri göndermesi ve yeni bir takip sistemi başlatması büyük bir kesim tarafından tepkiye neden olmuştu. İsmail Sabri Yakub'un son olarak sığınmacılar ve mülteciler için koruma ihtiyaçları ile ilgilenen Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (BMMYK) ofislerini kapatma taahhüdünü açıklaması ise mülteciler üzerindeki baskı ve korkuyu çok daha arttırdı. 

Ülkede mülteciler üzerinden başlatılan söylemelerin yabancı düşmanlığına neden olduğu ve bunun tamamen oy kaygısıyla yapıldığı belirtiliyor. 

Birçok mülteci, BMMYK ofislerinin potansiyel olarak kapanmasından endişe duyuyor. 

Malezya'daki mültecilerin yüzde 85'ini Myanmarlılar oluşturuyor ve ülkenin batısından gelen etnik Çinliler, çoğunluğu Müslüman Rohingya'dan sonra ikinci en büyük grubu oluşturuyor.

Kaynak: Ortadoğu Haber