Umm al-Khair köyünde, 31 yaşındaki İngilizce öğretmeni ve barışçıl anti-kolonizasyon aktivisti Odeh Hadalin'in şehit edilmesinin ardından, 70'ten fazla kadın açlık grevine başladı. Kadınlar, İsrail polisinin Hadalin'in cesedini geri vermesini ve cinayet sonrası tutuklanan köylülerin serbest bırakılmasını talep ediyor.
Hadalin, 7 Ekim 2023'te yaşanan olaylar sırasında bir İsrail yerleşimci tarafından vuruldu. Olayın video kaydı ile belgelenmesi, cinayetin uluslararası düzeyde tepki çekmesine neden oldu. Awdah Hadalin'in, daha önce ABD tarafından yaptırım uygulanan bir yerleşimci tarafından vuruldu ve bu durum, İsrail'in yerleşim politikalarına karşı artan bir öfke yarattı.
Köydeki kadınlar, "Allah'a yemin olsun ki, o gelene kadar yemek yemeyeceğiz." diyerek, açlık grevlerinin etkili olmasını umuyorlar. Açlık grevi, Hadalin'in cesedinin geri verilmesi ve tutuklu köylülerin serbest bırakılması için bir baskı aracı olarak görülüyor.
Hadalin'in öldürülmesinin ardından, köydeki ailelere yönelik her gece düzenlenen baskınlar ve tutuklamalar, yerel halkın yaşamını zorlaştırıyor. Kadınlar, "Bir kadın düzgün giyinmeden yatakta yatarken, kapıyı açıp 'Kocanızı istiyoruz, kardeşinizi istiyoruz' diyorlar." şeklinde ifade ediyorlar.
Aynı zamanda, köylüler, İsrail güçlerinin aile evlerine düzenledikleri baskınlar sırasında şiddet uyguladığını ve tutuklamalar yaptığını bildiriyor. "Brutaliteyi hiç görmedim." diyen Ikhlas Hazalin, bu durumun köyde yarattığı korku ve çaresizliği dile getiriyor.
Hadalin'in cinayeti ve sonrasındaki olaylar, Filistin'deki mevcut durumu ve uluslararası toplumun bu duruma müdahale etme gerekliliğini yeniden gündeme getiriyor. Kadınlar, uluslararası liderlerden acil bir koruma gücü talep ediyor ve "Eylül'e kadar beklemeyin, insanlar o zamana kadar ölecek." diyerek durumu acil olarak nitelendiriyor.