Çarşamba günü yapılan açıklamada Rusya, kendisinin de dahil olduğu ve "Nükleer beşli" olarak bilinen gruptaki ABD, Birleşik Krallık, Fransa ve Çin’e seslendi.
Dışişleri Bakanlığı’nın metninde, "Doğrudan silahlı çatışmanın eşiğinde durmaktan, ve kitle imha silahlarıyla provokasyonları teşvik etmekten vazgeçin" ifadelerine yer verildi.
Kremlin, 5 nükleer gücün 3 Ocak’ta imzaladığı ortak bildiriye sadık olduklarını da belirtti.
Şark'ul Avsat'ın yayınladığı habere göre söz konusu bildiride "Nükleer savaşın kazananının olmayacağını ve asla yapılmaması gerektiği yineliyoruz. Nükleer kullanımının çok öteye giden sonuçları olacağından nükleer silahlar yalnızca savunma amacıyla saldırganlığı caydırmak ve savaşı önlemek için kullanılmadır" denmişti.
Öte yandan Kremlin, Ukrayna savaşından sonra bildirideki güvencelerin tehlikeye girdiğini savundu.
Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında, "Ulusal güvenliğimizi zayıflatmaya yönelik sorumsuz ve küstahça eylemlerin yarattığı karışık ve çalkantılı durumda, en öncelikli görevin nükleer güçler arasında yaşanabilecek olası bir çatışmayı engellemek olduğuna inanıyoruz" dendi.
Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması kapsamında nükleer silah bulundurma yetkisine sahip, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) daimi üyesi Rusya, bu silahların "yalnızca savunma amaçlı kullanılacağını" da vurguladı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 24 Şubat’ta verdiği askeri operasyonla başlayan savaşın ilk dönemlerinden beri nükleer savaş tehlikesi gündemden düşmüyor.
Putin, eylülde kısmı seferberlik ilanı ettiğinde, "Toprak bütünlüğümüz tehdit edilirse mevcut tüm yolları kullanacağız, bu bir blöf değil" ifadelerini de kullanmıştı.
ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerse Putin’in nükleer tehditlerinde ciddi olduğunu savunarak, Kremlin’in böyle bir yola başvurabileceğini öne sürmüştü.
Rus liderse geçen ay yaptığı açıklamada, "Ukrayna'ya yönelik nükleer saldırı düzenlemeye ihtiyacımız yok. Bunun ne siyasi ne de askeri anlamı var" demişti.
