Dünya Kadınlar Günü, kadınların tarih boyunca elde ettikleri başarıları kutlamak ve toplumsal cinsiyet eşitliği için sürmekte olan mücadeleyi vurgulamak için bir fırsattır. Kadın hakları dünyanın pek çok yerinde uzun bir yol kat etmiş olsa da, kapitalist dünya düzeninde kadınların değeri düşürülmektedir.

Kadın haklarına en önemli katkılardan biri, on dört asırdan daha uzun bir süre önce kadınlara hak ve koruma sağlayan İslam dininden geldi. İslam'da, kadın ve erkek Allah önünde eşittir. İslami öğretiler, sosyal adalet, merhamet ve karşılıklı saygı ilkeleri yüceltmektedir.

İslam kadınlara, kadınların genellikle mal olarak görüldüğü ve yasal statüsünün olmadığı İslam öncesi toplumlarda duyulmamış birçok hak verdi. Örneğin, Müslüman kadınlara, mali bağımsızlık ve özerklik yolunda önemli bir adım olarak, mülk edinme ve iş sahibi olma hakkı verildi. Ayrıca, oy kullanma, görüşlerini dile getirme ve mahkemede adalet arama hakları vardı.

İslam aynı zamanda kadının topluma katkısını kabul etmiş ve onların toplumdaki yerini ve değerini kabul etmiştir. Peygamber Efendimiz, “Cennet annelerin ayakları altındadır” diyerek, annelerin çocuk yetiştirmede ve toplumu şekillendirmede oynadığı kritik rolü vurgulamıştır.

Ayrıca İslam, kadına eşini seçme hakkı, çeyiz (mehir) hakkı ve boşanma hakkı gibi evlilikte de haklar ve korumalar sağlamıştır. Bunlar, kadınların evlilik ilişkilerinde söz sahibi olmadığı bir dönemde devrim niteliğinde kavramlardı.

Sanılanın aksine Müslüman kadınlar toplumda aktif rol oynamışlar ve eğitim, edebiyat, siyaset gibi alanlarda önemli katkılarda bulunmuşlardır. Örneğin, Müslüman bir kadın olan Fatima al-Fihri, MS 859'da Fas'ta dünyanın en eski üniversitesi olan Karaviyyin Üniversitesi'ni kurdu.

Özetle İslam, kadınlara 19. ve 20. yüzyıllardaki feminist hareketlerden çok önce haklar ve korumalar sağlamıştır. İslam, kadın ve erkek eşitliğini tanıyarak ve sosyal adaleti teşvik ederek, Müslüman toplumlarda ve ötesinde kadınların güçlendirilmesinin yolunu açtı. 

Kaynak: Daily Ummah