Arap Birliği'nin 2-5 Haziran arasında 111. dönem oturumları çerçevesinde düzenlediği "Arap Ülkelerindeki Filistinlilerin İşlerini Gözetleyenler Konferansı" sona erdi.

Ürdün, Filistin, Mısır, Lübnan, Suriye rejimi, Arap Birliği Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), ve Arap Birliği Genel Sekreterliği heyetlerinin katılıyla düzenlenen konferansın bitmesinden sonra yazılı açıklama yapıldı.

İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallerini ve Doğu Kudüs'teki provokatif "bayrak yürüyüşünün" kınandığı açıklamada ayrıca Mescid-i Aksa'ya yapılan baskınlar ve aşırılıkçı dini partilerin liderlerinin Mescid-i Aksa'nın avlularında kurban kesme ritüelleri düzenleme çağrıları ve bunu yapmaları için fanatik Yahudi yerleşimcilere ve aşırılıkçılara nakit ödüller tahsis edilmesi de kınandı.

İsrail'in Gazze'deki katliamına kınama

Arap Birliği'nin açıklamasında, İsrail'in Gazze Şeridi'nde sürdürdüğü katliamları, sahada işlediği infaz cinayetleri, ablukayı sürdürmesi, Refah Sınır Kapısı'nda askeri kontrol sağlaması, aç bırakma ve zorla yerinden etme uygulaması da kınandı.

Açıklamada, uluslararası topluma, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını derhal durdurması, yardım girişini kolaylaştırması ve İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nde yıktığı her şeyin yeniden inşa sürecini finanse etmeye başlanması için baskı yapma çağrısında bulunuldu.

Açıklamada ayrıca Mısır ve Katar'ın, saldırıyı durdurma ve İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmesini sağlama, insani yardım girişini hızlandırma ve Gazze Şeridi'nin yeniden inşa sürecini başlatma yönündeki devam eden çabalarının memnuniyetle karşılandığı belirtildi.

UNRWA: Gazze'de BM bayrağı altında 560'tan fazla kişi öldürüldü UNRWA: Gazze'de BM bayrağı altında 560'tan fazla kişi öldürüldü

İİT'nin X platformundan yaptığı açıklamada da İsrail güçlerinin Mescid-i Aksa'ya baskın yapması ve İsrail'in fanatik Yahudi yerleşimcilerin işgal altındaki Kudüs'ün Eski Şehir mahallelerinde provokatif "bayrak yürüyüşü" yapmasına izin vermesi şiddetle kınandı.

Açıklamada, “Kudüs, Filistin Devleti'nin başkentidir ve 1967'de işgal edilen Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçasıdır. Bu şehir ve onun kutsallıkları üzerinde İsrail'in sözde egemenliğini dayatmayı amaçlayan her türlü icraat veya kararı, 'yasa dışı icraatlar olmaları dolayısıyla' reddediyoruz." ifadelerine yer verildi.

İİT'nin açıklamasında bunlar, başta Mescid-i Aksa olmak üzere Kudüs'teki İslam ve Hıristiyanların kutsal mekanlarının mevcut tarihi ve hukuki statüsüne zarar vermeyi amaçlayan, yasa dışı ve reddedilen girişimler olarak nitelendirildi.

Açıklamada, uluslararası topluma sorumluluklarını üstlenmesi ve fanatik yerleşimci gruplar ile İsrail güçlerinin Batı Şeria genelinde gerçekleştirdiği şiddet eylemlerine ve organize teröre son vermesi için İsrail'e baskı uygulamaları çağrısında bulunuldu.

"Bayrak yürüyüşü"ne izin verilmesi Müslümanların duygularına yönelik bir provokasyondur

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, yaptığı yazılı açıklamada, Doğu Kudüs'teki Şam Kapısı'nda "bayrak yürüyüşü" yapılmasına izin verilmesini kınayarak, bunu dünya Müslümanlarının duygularına yönelik bir provokasyon olarak değerlendirdi.

Açıklamada, İsrail hükümet yetkilileri, milletvekilleri ve fanatik yerleşimcilerin Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemesi ve fanatiklerin İsrail güçlerinin koruması altında işgal altındaki Doğu Kudüs şehrinde provokatif bayrak yürüyüşü düzenlemesine izin verilmesinin kınandığı ifade edildi.

Bakanlığın açıklamasında, "Bu sistematik saldırılar, ilgili uluslararası kararlar ile Kudüs'ün tarihi ve hukuki statüsünün ve kutsallarının ihlalidir ve 1967 sınırlarında bir Filistin devletinin kurulması yoluyla adil ve kalıcı bir barışa yönelik çabaları baltalamaktadır." ifadesine yer verildi.

Kudüs'teki dini merciler de fanatik Yahudi grupların Mescid-i Aksa'ya baskınlarını kınadı

Kudüs'teki dini mercilerden "İslami Vakıflar, Din İşleri ve Kutsal Mekanlar Meclisi", "Yüksek İslam Konseyi", "Filistin Fetva Kurumu", "Kudüs Yargıçlar Mahkemesi" ile "İslami Vakıflar ve Mescid-i Aksa İşleri Daire Başkanlığı", yaptıkları yazılı açıklamada, fanatik Yahudi grupların Mescid-i Aksa'ya yönelik baskınlarını kınadı.

Fanatik Yahudi gruplar tarafından Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallerin benzeri görülmemiş bir şekilde artmasının sonuçları konusunda uyarıda bulunulan açıklamada, ihlallerin, "Kudüs'ün birleştirilmesi" olarak isimlendirdikleri kutlamalarının bir parçası olarak ve bir dizi iğrenç saldırı ve baskın yoluyla gerçekleştiği ifade edildi.

Mescid-i Aksa'ya yönelik baskınların tüm dünyayı korkunç sonuçlar doğuracak bir din savaşına sürükleyebileceği uyarısında bulunulan açıklamada, bu durumun, İsrail devletinin kutsal mekanları korumaya yönelik hukuki ve uluslararası yükümlülüklerini, Müslümanlara ve kutsallarına karşı nefret ve şiddeti yaymaktan kaçınma yükümlülüğünü yerine getirmekten kaçındığını gösterdiği aktarıldı.

Kudüs'teki provokatif "bayrak yürüyüşü"

Aşırı sağcı fanatik Yahudiler, İsrail'in 1967'de Doğu Kudüs'ü işgal etmesi dolayısıyla provokatif "bayrak yürüyüşü" düzenliyor.

Bu yıl, kabinedeki aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Şam Kapısı'ndaki kutlamalara katılacağını duyururken, sosyal medyadan "Bugün sizi Kudüs’e bekliyoruz." ifadeleriyle taraftarlarına katılım çağrısı yaptı.

Binlerce kişilik fanatik Yahudi grup, İsrail bayrakları ve fanatik grupların flamalarıyla Eski Şehir'in sembolik Şam Kapısı bölgesine ulaşırken, Ulaştırma Bakanı Miri Regev de yürüyüşe katıldı.

"Bayrak yürüyüşü" dolayısıyla fanatik Yahudi yerleşimciler, İsrail polisi koruması altında sabah ve öğle saatlerinde iki ayrı seferde Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlerken, Celile ve Necef Bölgesi Kalkınma Bakanı aşırı sağcı Yitzhak Wasserlauf ve Yahudi Gücü (Otzma Yehudit) Partisi’nden Milletvekili Yitzhak Kroizer, Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyenler arasında yer aldı.

Editör: Daily Ummah