Knesset’in Arap üyeleri ve Arap partileri bu projeyi doğrudan kendilerine yönelik olarak nitelendirdi. Yasa tasarısı ile terörü desteklemenin ‘Filistinli mahkumlarla dayanışma etkinliğine katılmak, Filistin Kurtuluş Örgütü’ne bağlı grupların toplantılarında yer almak veya İsrail’deki Arap kasabalarında Filistin bayrağını dalgalandırmak’ anlamına geldiği vurgulanıyor. Taslakta ayrıca seçim listesinin bir kısmının veya ortak listedeki bir aday grubundan bir adayın feshine izin verilmesine ilişkin bir paragraf da yer alıyor.

Katz’ın yakın bir arkadaşına göre yasa tasarısı metninde yer alan ifadeler, sağın seçimlerden önce eski milletvekili Sami Ebu Şehadeh liderliğindeki Balad partisini feshetmek için açtığı davadaki başarısızlığının ardından ortaya çıktı. Mahkeme dava açıldığı sırada, Arap partilerinin Ortak Listesi’nin bir parçası olduğu ve bir kişinin suçu dolayısıyla listenin tamamına damga vurmanın uygun olmadığı için fesih önerisini kabul etmemişti. Bu nedenle yasanın amacı, Arap siyasetçilerin ve Arap partilerinin adaylığının düşürülmesini kolaylaştırmak, dolayısıyla da siyaset ve hükümet yapısı üzerindeki etkilerini azaltmak için Arap temsil oranını azaltmak olarak niteleniyor.

Kanal 12’nin haberine göre Katz projesini, hükümet koalisyonu başkanlarının toplantısında fikir birliğine varılması üzerine sundu. “Arap listelerinin adaylıktan çıkarılmasına uzanacak bir yasanın çıkarılması konusunda kendi aralarında anlaştılar. Bu amaca ulaşmak için farklı formüller üzerinde çalışıyorlar” ifadelerini aktaran kanal, koalisyonun yasanın çıkmasını beklendiğini belirtti.

Diğer yandan Knesset, ikinci ve üçüncü okumalarda, ‘Apartheid Yasası’ olarak bilinen ve Batı Şeria’daki yerleşim birimlerine İsrail yasasını dayatan olağanüstü hal düzenlemelerinin geçerliliğini beş yıl daha uzatmayı onayladı. Karar uyarınca İsrail mahkemelerine Batı Şeria’da ihlallere imza atan Yahudi yerleşimcileri yargılama ve İsrail makamlarına bölgedeki Filistinlilere ceza verme ve tutuklama yetkisi veriliyor. Uluslararası hukuk işgalci devletin vatandaşları kendi bölgeleri dışında hapse atmasını yasaklasa da bu yasa, aynı zamanda İsrail’e Filistinlileri İsrail içinde hapsetme yetkisi veriyor. İsrail yasalarına göre Batı Şeria’daki askeri işgal mahkemeleri gibi İsrail dışında hüküm giymiş bir kişinin hapsedilmesi mümkün olmasa da söz konusu yasa, Filistinlilerin İsrail içindeki cezaevlerinde alıkoyulmasına izin veren bir hüküm içeriyor. Bu durum, İsrail’in yerleşimcilere dayattığı yasanın Filistinlilere dayattığı yasadan farklı olduğu anlamına geliyor. Öyle ki yasa, Filistinliler üzerinde kullanıldığında, tek taraflı, eşit haklara sahip değil ve uluslararası hukuku ihlal ediyor. Bu nedenle de Apartheid Yasası olarak adlandırılıyor.

Bu yasa, İngiltere!deki acil durum düzenlemelerine dayanıyor. Naftali Bennett ve daha sonra Yair Lapid başkanlığındaki önceki hükümet, hükümetteki bölünmeler ve Binyamin Netanyahu liderliğindeki muhalefetin reddetmesi nedeniyle geçen yıl bu yasayı yürürlüğe koyamadı. Adalet Bakanı Yariv Levin söz konusu tasarıyı sunarken şu açıklamada bulundu:

“Proje, daha önce burada olan ve Yahudiye ve Samarya Bölgesi’ndeki (Batı Şeria) yerleşim projesini hedef almak isteyen en az bir partiye dayanan hükümette farkı gösteriyor. Mevcut hükümette işler farklı. İsrail topraklarının tamamı üzerindeki hakkımıza yeniden inanmaya ve yerleşim yerlerini yeniden güçlendirmeye başladık. Bu hükümette, yasa tasarısını geçirmek için gerekli çoğunluğu toplamakta herhangi bir zorluk yok.”

Şark'ul Avsat