Lawlor, Gazze'deki son durum, yaşanan hak ihlalleri ve ülkelerin İsrail'in saldırılarını durdurmak için atması gereken adımlarla ilgili çevrim içi değerlendirmelerde bulundu.
Gazze'de yaşananları 7 Ekim 2023'ten bu yana yakından takip ettiğini dile getiren Lawlor, Hamas'ın gerçekleştirdiği saldırıları kınadı.
Lawlor, Gazze'de bitkin, ablukaya alınmış ve çaresiz bir halk olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Gazzelilere defalarca yer değiştirmeleri ve güvenli bir yere gitmelerinin söylenmesi çok korkunç. Bu, Refah kentinde son buldu. Şimdi insanlara başka yere gitmeleri söylendi ve gidecek hiçbir yerleri yok. Onlar en korkunç koşullarda yaşıyor. Yeterli gıdaları ve ihtiyaç duydukları ilaçları yok. Gazze'nin nüfusunun yarısı şu anda Refah'ta. Bu nasıl doğru olabilir? Pozisyonunuz, nereden geldiğiniz ya da politik ve stratejik çıkarlarınız ne olursa olsun bu kadar küçük çocuğun annesi ve kadınların öldürülmesini nasıl haklı gösterebilirsiniz?"
Refah'ta yaşanan gelişmelerin ardından "ateşkesin sağlanmasına" ihtiyaç duyulduğunu belirten Lawlor, insani yardımların Gazze'ye girişine izin verilmesi gerektiğini söyledi.
Lawlor, "(İsrail'e yönelik) Silah ambargosunun olması gerekiyor. Bana göre, İsrail'e silah temin ederek bu çatışmayı körükleyen her devletin bunu durdurması gerekiyor. Çünkü İsrail şu anda hiç mantıklı davranmıyor. (Gazze'de) İsrail teknik olarak işgalci güç ve işgal altındaki bir bölgeye karşı savaş açmaması gerekiyor ama bunu yapıyor." dedi.
Dünyanın Gazze'de neler yaşandığından haberdar olduğuna işaret eden Lawlor, ancak ülkelerin bunu durduramadığını ya da durdurmak istemediğini kaydetti.
Lawlor, BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA), Gazzelilere, oradaki okul ve hastanelere hizmet veren tek kuruluş olduğunu vurgulayarak, "UNRWA'ya sağlanan fonun geri alınması veya durdurulması 'çılgınlık.' UNRWA'ya yönelik iddialara ilişkin soruşturma sürüyor. Bu kadar çaresiz insanın, ülkeler arasındaki siyasi karışıklığın kurbanları olmalarına izin verilmemeli." ifadelerini kullandı.
Soykırımla ilgili kararın mahkemeler ve uzmanlar tarafından verildiğine dikkati çeken Lawlor, bunun davranışlara, savaş suçlarına ve soykırım niyetine göre belirlendiğini, Gazze'deki durumun ise şu anda Uluslararası Adalet Divanı (UAD) tarafından incelendiğini söyledi.
Lawlor, mahkemenin Gazze'deki durumla ilgili kararı vereceğini belirterek, "(Karar) Soykırım olsun ya da olmasın, Gazze'de soykırım riski var." diye konuştu.
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının durdurulmasına ilişkin ülkelere büyük sorumluluk düştüğünü kaydeden Lawlor, "İsrail üzerinde etkisi olan ABD, AB ülkeleri ve İngiltere gibi devletlerin çok önemli rolü var. Ülkelerin BM Güvenlik Konseyinde (Gazze konusundaki kararlarda) çekimser kalması veya kararları veto etmesi kabul edilemez. Bana göre bu bağışlanamaz." dedi.