BM Yemen Özel Temsilcisi'nin ofisinden ABD ve İngiltere'nin Yemen'e saldırılarının ardından yazılı açıklama yapıldı.

Grundberg, her geçen gün istikrarsızlaşan bölgesel durum ile bu durumun, Yemen'deki barış çabaları ile bölgedeki istikrar ve güvenlik üzerinde yarattığı olumsuz etkiden derin endişe duyduğunu belirtti.

BM yetkilisi, ilgili tüm taraflara, azami şekilde itidalli olma, askeri seçenekler yerine diplomatik yollara öncelik verme, bölgedeki gerilimi tırmandırmayı sonlandırma çağrısında bulundu.

Grundberg, tarafları ayrıca Yemen'deki durumu kötüleştirecek, deniz ticaret yollarına yönelik tehdidi artıracak her türlü adımdan kaçınmaya çağırarak, Yemenli sivillerin korunması, ülkedeki çatışma taraflarının yakın zamanda verdikleri taahhütler dahil olmak üzere 2022 yılındaki ateşkesten bu yana barış çabalarında kaydedilen ilerlemenin korunması gerektiğini vurguladı.

ABD ve İngiliz savaş uçakları dün gece Yemen'in Sana, Hudeyde ve Taiz kentlerinde bazı noktalara hava saldırıları düzenlemişti.

Bu sabah da ABD'nin, Yemen'de Husilere bağlı hedeflere saldırı düzenlediği belirtilmişti. Bir radar tesisini hedef alan yeni saldırının, öncekinden daha küçük çaplı olduğu ve ABD tarafından tek taraflı gerçekleştirildiği ifade edilmişti.

BM: Gazze'deki toplu mezarlara ilişkin delillerin muhafaza edilmesi önemli BM: Gazze'deki toplu mezarlara ilişkin delillerin muhafaza edilmesi önemli

Kızıldeniz'de yaşananlar

Son dönemlerde Yemen'deki Husilerin, İsrail'in Gazze'ye saldırılarına karşılık ticari gemilere yönelik eylemlerinin ardından çok sayıda gemicilik şirketi Kızıldeniz'deki seferlerini durdurma kararı almıştı.

Pentagon, 6 Aralık 2023'te Yemen'deki Husi güçlerinin Kızıldeniz'deki ticari gemilere yönelik saldırılarına karşı uluslararası "Deniz Görev Gücü" kurulması için görüşmeler yaptıklarını bildirmiş, 18 Aralık 2023'te de "Refah Muhafızı Operasyonu" adında çok uluslu misyon oluşturulduğunu duyurmuştu.

Husilerin saldırıları, Akdeniz'i Kızıldeniz'e bağlayarak Avrupa ile Asya arasındaki en kısa rotayı sunan ve küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12'sinin yapıldığı Süveyş Kanalı'ndan geçişleri tehlikeye atarken, Kızıldeniz'de ticari gemilerin uğradığı saldırılar ve şirketlerin peş peşe aldığı kararlar, küresel ekonomide yeni bir "tedarik zinciri krizi"nin başlayacağına ilişkin endişeleri artırmıştı.