Eylemciler, faillerin cezasız kalmamasını talep eden sloganlar atarak yaşananları kınadı. Eylemcilerden biri ise “Cezayir ordusu liderlerinin uluslararası yargılamadan kaçmasını reddediyoruz” yazılı pankart açtı.

Bir eylemcinin “Silahsız sivilleri öldürmeye hayır” yazılı pankartında Cezayir Genelkurmay Başkanı Said Şangariha ve Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un fotoğrafları yer aldı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre eylemciler, Birleşmiş Milletler'e (BM) Cezayir rejimini bu suç dolayısıyla kınama çağrısında bulundu. Bir eylemcinin pankartında ise Faslı iki kurbanın fotoğrafları ve ‘suikast ve yargısız infaz’ yazısı yer aldı.

Eylemciler duygu dolu bir atmosferde iki gencin ruhuna Fatiha okudu. Bu eylem, bir sivil haklar derneği olan Fas Vatandaşlık ve İnsan Hakları Birliği’nin iki gencin öldürülmesi üzerine eylem çağrısına yanıt olarak düzenlendi. Eylemi düzenleyenler tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Bu, tam teşekküllü bir uluslararası suç teşkil ediyor. Sivillerin Korunmasına İlişkin Cenevre Sözleşmesi’nin açık bir ihlali sayılıyor.

Gençlerin öldürülmesini kınayan birlik ise faillerin ve üstlerinin, yani Cezayir Sınır Muhafızları liderlerinin cezadan ve uluslararası düzeyde hesap vermekten kaçmamalarını talep etti.

Birlik, Fas'a karşı nefret kampanyaları yürüten ve gerilimi artırma çağrısında bulunan Cezayir askeri rejiminin saldırgan politikasını kınadı. Avukatların pazar günü AFP’ye yaptığı açıklamaya göre, söz konusu kurbanların ailesi Fransa'da Cezayir'e karşı şikayette bulunmaya karar verdi.

Avukat Hakim Şarki, şikayetin cinayet, cinayete teşebbüs, adam kaçırma ve tehlikedeki bir kişiye yardım etmeme gerekçeleri ile pazartesi veya salı günü yapılacağını belirterek şunları söyledi:

Faillerin cezasız kalması bir yana, Fas Krallığı ile Cezayir Cumhuriyeti arasındaki diplomatik ilişkilerin kesilmesi suçun işlenmesini haklı gösteremez. Bu vahşi dramın gün ışığına çıkarılması için Fransız adaletine başvurmaktan başka seçenek yoktur.

İnsan haklarına ilişkin anayasal kurum niteliğindeki İnsan Hakları Ulusal Konseyi, pazar akşamı yayınlanan bildirisinde Cezayir Sahil Güvenlik güçlerinin Akdeniz'in doğu karasularında savunmasız vatandaşlara karşı ateş açılmasını kınadı. Ancak uluslararası düzeyde kabul edildiği üzere, denizde kaybolan insanlara yardım etmek için inisiyatif alması gerektiğini, bu hareket ile uluslararası standartları ve uluslararası insan hakları hukukunu büyük ölçüde ihlal ettiğini bildirdi.

Kassam Tugayları: Gazze'de İsrail'e ait "Apache" tipi helikopteri vurduk Kassam Tugayları: Gazze'de İsrail'e ait "Apache" tipi helikopteri vurduk

Cezayir denizcilik otoritelerinin niçin silahsız kişilere karşı ateş açıldığını sorgulayan konsey, söz konusu kimselerin herhangi bir tehlike veya tehdit teşkil etmediğini vurguladı. Mağdurların genellikle ağır insan hakları ihlallerine ve yaşam haklarından keyfi olarak yoksun bırakılmaya maruz kaldığını ifade etti.

Söz konusu konsey, bu gelişmenin denizde insanların can ve güvenliğinin korunmasına ilişkin uluslararası standartların ciddi bir ihlali sayıldığını ifade etti. Özellikle 1 Kasım 1974 tarihli Denizde Can Güvenliği Uluslararası Sözleşmesi ve 27 Nisan 1979 tarihli Denizde Arama ve Kurtarma Uluslararası Sözleşmesi hükümlerinin, 2004 yılında tadil edildiği şekliyle bu anlaşmanın 1, 2 ve 3’üncü bölümlerinin ihlal edildiğini belirtti. Ayrıca 10 Aralık 1982 tarihli BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin 98’inci maddesinin açıkça ihlal edildiğini vurguladı.

Cezayir Savunma Bakanlığı tarafından pazar günü yapılan açıklamada, Sahil Güvenlik Güçleri’nin 29 Ağustos'ta Fas ile sınır olan bölgede devriye gezdiği sırada deniz sınırını ihlal eden 3 jet skiye ateş açtığı aktarıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Bölge sularının güvenliğine yönelik devriye sırasında, 29 Ağustos Salı günü saat 19.47'de 2. Askeri Bölge'nin batı sahiline bağlı Sahil Güvenlik Güçleri, karasularına giren üç jet skiyi durdurdu. Sesli ikaz verilerek defalarca kez durmaları istendi. Ancak bu kişiler ikazlara tehlikeli manevralar yaparak karşılık verdi. Jet ski kullanıcılarının inatçılığı karşısında uyarı ateşi açan Sahil Güvenlik, birkaç denemeden sonra ise jet ski üzerine ateş açmaya başvurdu. Bir sürücü dururken diğer ikisi ise kaçtı.

Çarşamba günü, kurşun yarası aldığı görülen ve kimliği belirlenemeyen bir erkek cesedi bulundu. Ceset Cezayir’deki Tlemcen Hastanesi morguna nakledildi. Cezayirli yetkililerin elindeki cesedin Abdulali Muşavir’e ait olduğunu bildiren Ulusal İnsan Hakları Konseyi, Fas'ın sosyokültürel geleneklerine uygun olarak defnedilmesi için bu cesedin ailesine teslim edilmesini talep etti. Ayrıca hakkında 18 ay hapis cezası verilen İsmail es-Sanabi'nin yargılanma hızı karşısında şaşkınlık duyulduğunu ifade eden konsey, Sanabi'nin ailesinin gencin serbest bırakılması ve Fas yetkililerine teslim edilmesi yönündeki taleplerinin meşru olduğunu vurguladı.

Şark'ul Avsat