Netanyahu, UCM'nin kendisi hakkında çıkarabileceği tutuklama emri konusunda gergin Netanyahu, UCM'nin kendisi hakkında çıkarabileceği tutuklama emri konusunda gergin

Taha, İsrail'in Gazze'ye saldırıları ve son duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Mescid-i Aksa'nın kutsallığı ve tüm Filistin'de Müslümanlar ve Hristiyanların kutsallarının her gün ihlal edildiğini belirten Taha, "İşgalci İsrail güçleri ve ABD başta olmak üzere bazı Batılı ülkelerin desteğiyle meydana gelen vahşi ve barbarca savaş, aslında 7 Ekim'de başlamadı. 75 yıldır tarihteki en uzun işgali yaşayan halkımız, türlü katliamlara maruz kaldı. Her gün halkımıza yönelik aşağılama ve tutuklama operasyonları yapılıyor. Modern tarihte benzeri görülmemiş bir savaş ve soykırım yaşıyoruz." diye konuştu.

"Hamas bahanesiyle Filistin yok ediliyor"

Büyükelçi Taha, bu saldırıların Hamas'ı ortadan kaldırma bahanesiyle yapıldığını ancak gerçekte tersinin meydana geldiğini dile getirerek "Hamas bahanesiyle Filistin yok ediliyor ve Filistin halkına karşı düzenli bir soykırım yapılıyor. Ardından ülkelerindeki en üst yetkililerden tüm parti liderlerine kadar Gazze Şeridi ve Batı Şeria'daki Filistin halkının komşu ülkelere tehcir edilmesinden bahsediliyor. Siyonistler ve İsrail devleti, 1985'te ortaya çıkardıkları sabit bir inanç olan tehcir fikriyle Filistin halkını işgal edilen Arap topraklarından çıkararak tüm Filistin topraklarını işgal etmek ve ardından genişleyerek büyük İsrail devletini kurmak istiyorlar." ifadelerini kullandı.

Genişleme politikasının İsrail devletini kuran siyonist inancının temel ilkelerinden biri olduğunu söyleyen Taha, şunları kaydetti:

"Tüm İsrail planlarına baktığımızda İsrail'in sınırlarının Fırat'tan Nil'e kadar olduğu şeklindeki köklü bir inanışı görürüz. Bu da gizli saklı bir şey değil. Madeni paralarında büyük İsrail haritasını görmek mümkün. Bu planla İsrail'in, Filistin'in bütün tarihi topraklarını, tüm Ürdün'ü, Suriye ve Lübnan'ın topraklarının çoğunu yutmak istediğini ve hatta bu planın Suudi Arabistan ve Irak'a kadar uzandığını görebiliyoruz."

"Türkiye'nin çabaları takdire şayan"

İsrail'i ırkçı ve faşist olmasının yanı sıra sömürgeci ve yayılmacı bir oluşum olarak tanımlayan Filistin Büyükelçisi, İsrail'in Lübnan'daki tacizlerinin arkasında başka emelleri bulunduğunu ileri sürdü.

Taha, "İsrail'in Suriye ve başka ülkeleri savaşa çekmek istemesi, savaş alanını genişletmek istemesindendir. İsrail, bu yüzden dünyaya ve özellikle sözde uluslararası toplum denilen Batılı ülkelere varlığını tehdit eden bir savaşla karşı karşıya olduğunu göstermek ve 'tüm Araplar bana karşı ve beni yok etmek istiyorlar' mesajını vermek istiyor. Böylelikle Batı'nın sempatisini ve askeri, maddi desteğini çekmek istiyor. İsrail, bu tacizlerle ayrıca iç kamuoyundaki 7 Ekim saldırılarıyla zedelenen itibarını kurtarmak ve 'yenilmez ordu'ya yaşatılan utanç ve rezaleti ve faşist İsrail hükümetinin acizliğini unutturmak istiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin garantörlük ve ateşkes çabalarını memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden Taha, "Filistin halkı ve hükümeti, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Türk halkı ve hükümetinin desteğini çok takdir ediyor. Türkiye, ateşkes için yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyor. Filistin hükümeti olarak önceliğimiz bir an önce ateşkesin sağlanmasıdır. Aynı zamanda Türkiye’nin, bazı Arap, Müslüman ve özgür ülkelerle yaptığı temaslarla öncelikle akar yakıt, su, ilaç ve gıdanın girmesine müsaade etmesi için İsrail'e gerçek bir baskı kurulmasını istiyoruz." dedi.

Gazze'deki Filistin halkının 30 günü aşkın süredir gıda, su, ilaç ve yakıttan mahrum olduğunu söyleyen Taha, "Şu ana kadar tüm çabalar iyi ve takdire şayan ancak yeterli yardımlar girmediği, işgali (İsrail) dizginleyemediği ve geçici de olsa ateşkes sağlayamadığı için başarısız oldu. Kardeş Türkiye ve Arap ve Müslüman ülkelerin, tüm çabalarıyla hızlı bir ateşkesin sağlanması için İsrail, ABD ve Batılı ülkeleri zorlayan bir plan hazırlamasını umuyoruz." ifadelerini kullandı.

"Batı, çifte standart uyguluyor"

İsrail'in saldırılarıyla ilgili istatistiklere de değinen Taha, "Sadece Gazze Şeridi'nde 4 bini çocuk, 2 bin 700'ü kadın ve 611'i yaşlı olmak üzere 10 bin şehit var. Hastanelerin, okulların, hükümet binalarının yüzde 75'i tamamen yok edildi. Bu yüzden akan kanın durdurulması için tez vakitte ateşkese varılması lazım. Batı Şeria'da ise 7 Ekim'den beri asrımızın Moğolları olan vahşi yerleşimci sürüleri tarafından 161 Filistinli öldürüldü, 2 bin 500 kişi yaralandı, 2 bin 700 kişi de gözaltına alındı." diye konuştu.

İsrail'in kurulduğu 1948'den bu yana ahlak dışı ve Filistin meselesine karşı zalim, çifte standart bir politika izlediğini dile getiren Taha, şu ifadeleri kullandı:

"Şiarlarının insanlık olduğunu iddia ediyorlar ama konu Filistin meselesi olunca çifte standart uyguluyorlar. Ayrıca ABD ve Batılı ülkeler, apaçık İsrail'in yanında duruyor ve insani ve uluslararası kanunlara karşı yaptığı bütün ihlalleri görmezden geliyor. İsrail de bunu suistimal ederek insanları katletmeye, Filistin topraklarını ele geçirmeye ve Filistin halkının haklarını inkar etmeye devam ediyor. Ateşkes getirmeyen her türlü çaba zayıf kalır. Gazze tamamen yok edildikten sonra mı müdahale edeceğiz? İş işten geçmeden derhal ateşkesin sağlanması için çabalarımızı ve baskılarımızı sürdürmemiz gerekiyor."

Filistin'in Hartum Büyükelçisi Taha, Filistin halkının, gelecek hafta Suudi Arabistan'da yapılması planlanan Filistin konulu Arap devletleri zirvesinden umutlu olduğunu belirterek zirveden bir savaş ilanı değil bir ateşkes ve insani yardımların geçişine izin verilmesine yönelik bir karar çıkmasını beklediğini sözlerine ekledi.