Medhun, en büyük kızı ve ilk torununun, güvenli bölge olarak göç ettikleri Han Yunus'un Mevasi bölgesinde yaşadıkları çadırı hedef alan İsrail saldırısında hayatını kaybettiğini belirtiyor.

Yaşadığı üzüntü ve acıyı paylaşan Medhun, cep telefonundan kızı ve torununun fotoğraflarını göstererek, savaştan önceki eski güzel günlerini yad ediyor.

Güvenlik yok

Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı'nda yaşadıklarını ancak saldırılar nedeniyle İsrail'in "güvenli bölge" dediği güney tarafına göç etmek zorunda kaldıklarını anlatan Medhun, İsrail'in aralık ayında güneydeki Han Yunus kentine saldırı başlattığını ve orada yaşayanlara Mevasi bölgesine ve Refah kentine gitmeleri gerektiğini ilettiğini aktardı.

Gazze'de şehit sayısı 34 bin 535'e yükseldi Gazze'de şehit sayısı 34 bin 535'e yükseldi

Saldırının olduğu gün kızının Mevasi bölgesinde amcası ve kuzenleriyle birlikte olduğunu ifade eden Medhun, İsrail füzelerinin doğrudan Filistinlilerin kaldığı çadırları hedef aldığını ve aileden kızı ve 3 yaşındaki torununun da aralarında olduğu 11 kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.

"Kalbimin bir parçasını aldılar"

Medhun, "Hayatımda Refah kentine gideceğimi hiç düşünmemiştim. Şimdi buradayım; kızımı ve oğlumu buraya gömdüm. Ayrılıklarının acısıyla yüreğim burkuldu ve artık burada kalmaya dayanamıyorum. Ama bu bizim kaderimiz, Allah onların ayrılıklarına karşı bize sabır versin." dedi.

Kızının oğlunun ailenin ilk torunu ve kendileri için sevinç kaynağı olduğunu belirten Medhun, ancak İsrail'in onu öldürdüğünü ve yaşam sevinçlerini ellerinden aldığını ifade etti.

Medhun, "Kalbimin bir parçasını aldılar. Vallahi, torunumu çok seviyordum, ondan ayrı kalmak hiç kolay değil ama kaderimiz böyleymiş." ifadesini kullandı.

"Kızım benim bu hayattaki ilk sevincimdi, benim için kız kardeş gibiydi"

Tüm akrabalarının Ürdün ve Batı Şeria'da yaşadığını, kızının (27) ölümüyle de kendisini çok yalnız hissettiği belirten acılı anne, "Gazze Şeridi'nde ailemden kimse yok. Kızım benim bu hayattaki ilk sevincimdi, benim için kız kardeş gibiydi." diye konuştu.

Savaşın bitmesini ve evlerine geri dönmeyi istediklerini belirten Medhun, ama bunun da kendisi için çok zor olduğunu, Refah'ın doğusundaki Şabura Mülteci Kampı'na defnettikleri kızını orada bırakmaya da gönlünün razı olmadığını söyledi.