Gazze’deki kıtlık sadece sivilleri değil, gazetecileri de vurdu. Gazeteci Fadi Sabit, yaşadığı zorluğu “Kameramızın arkasında gözlerimiz yanıyor, karnımız aç, çocuklarımızı doyuramıyoruz” sözleriyle özetledi. El Cezire’ye konuşan 35 yaşındaki Fadi, mesleğini icra ederken ailesinin temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldiğini anlattı.
Sabit, sekiz aylık hamile eşine ve iki buçuk yaşındaki oğluna yiyecek bulabilmek için yıllarca haber çektiği kamerasını bir torba un karşılığında takas etmeye hazır olduğunu söyledi. Kamerası onun meslek hayatının bir sembolü olsa da, açlık karşısında bu fedakarlığı yapmaya mecbur kaldığını ifade etti.
Günlük olarak ağır gazeteci yeleğini giyip dışarı çıkan Fadi, “Bu yelek artık kurşundan çok açlığı saklıyor” diyor. İsrail ablukası nedeniyle Gazze’de insani yardım noktalarının kapandığını ve yiyecek bulmanın her geçen gün zorlaştığını belirten Sabit, aç insanların çığlıkları ve çocukların ağlayışları arasında haber takip etmeye devam ettiğini dile getirdi.
Kaldıkları çadırda günlerce un bulamadıklarını, sadece sınırlı miktarda mercimek ya da makarna aldıklarını söyleyen Sabit, eşinin kansızlık nedeniyle riskli bir hamilelik geçirdiğini, çocuğunun gelişiminin ise yetersiz olduğunu belirtti.
Filistin Gazeteciler Sendikası Başkan Yardımcısı Tahsin el-Asfel, bu tabloyu İsrail’in “hakikat muhafızlarını” hedef alan sistematik politikalarının bir sonucu olarak değerlendirdi. El-Asfel, bugüne kadar Gazze’de 232 gazetecinin hayatını kaybettiğini, onlarcasının yaralandığını veya tutuklandığını belirtti.
Gazze’de gazetecilerin yalnızca haber aktaran değil, aynı zamanda acının bir parçası hâline gelen tanıklar olduklarını vurgulayan el-Asfel, uluslararası kuruluşlara çağrıda bulunarak bölgeye yabancı gazetecilerin girişine izin verilmesini ve Filistinli gazetecilere destek sağlanmasını talep etti.





