Sudan'daki iç çatışmalar ikinci haftasını geride bırakırken tarafalardan birbirini suçlayan açıklamala gelemeye devam ediyor. Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Dagalo (Hamidati); Hartum, Kuzey Hartum ve Omdurman'ın kontrolü elinde bulundurdukları ve çatışmalar çözüm bulmak için vatandaşlarla yakın temas içinde olduğunu açıkladı. 

 Hamidati yaptığı açıklamada savaş nedeniyle Sudan halkının maruz kaldığı insani koşulların ağırlaşmasından üzüntü duyduğunu ifade ederken, "Savaşı ateşleyenlerin üzerine düşen büyük bir sorumluluk bu." Ifadesini kullandı. 

Şark'ul Avsat'a verdiği röportajda, çerçeve anlaşmayı yeniden hayata geçirmek için çalıştıklarını ve sözleşmelere ihanet etmediklerine vurgu yaparken, Hızlı Destek Kuvvetlerinin, "İnsani ateşkes anlaşmasının halkımızın acılarını hafifletmek için yapıldığını doğrularken Suudi Arabistan, BAE ve Amerika Birleşik Devletleri'ne yardımları için teşekkür etti. 

Hamiti'nin kendisine yöneltilen "Sahadaki durumla ilgili çelişkili bilgiler var. Güçlerinizin durumu nedir?" Sorusuna ise; "Şehri gezmeniz yeterli. Darbe yapan silahlı kuvvetlerin ve onların arkasındaki dezenformasyon yapan tarafların çelişkili haberleri çıkıyor. Güçlerimiz, çok şükür, Hartum'u neredeyse tamamen kontrol altında tutuyor ve darbeci güçlere ve (eski rejimin destekçileri) kalıntılarına karşı büyük bir üstünlük elde etti." dedi. 

Hızlı Destek Kuvvetleri Konutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Dagalo (Hamidati) Şakul Al-Awsat'ın soruların şu şekilde yanılmaya devam ediyor: 

Kontrol ettiğiniz stratejik alanlar nelerdir?

Kontrol ettiğimiz alanları listeleyemiyorum ama başkentin üç şehrini neredeyse tamamen kontrol altına aldığımızı ve küçük noktalarımız ve bölgelerimizin kaldığını söyleyebilirim.

Alandaki bir sonraki adım nedir?

Bir sonraki adım, yerdeki veriler tarafından belirlenir. Sonraki adımlarımızı açıklamıyoruz.

Genelkurmay Başkanlığı'nda devam eden muharebeler var... Sizce bu son muharebe mi?

Size söylediğim gibi, saha planımızı açıklamıyoruz. Alan birçok faktör tarafından yönetilir.

Bazıları, her iki tarafın da ilan edilen zaferlerini sadece moral vermek olarak mı yorumluyor?

Bu, gerçek dışı bir tablo çizmeye çalışan karşı taraf için geçerli olabilir ama bizim güçlerimiz için durum farklı. Bu zaferlerin boyutunu ve gerçekliğini yansıtan canlı bir gerçeklik ve neredeyse tam bir kontrol var.

Savaşların yakın bir son olmasını bekliyor musunuz?

Bu mesele beklenti ve isteklerle değil, savaş alanıyla belirlenir, ancak halkımızın acısını hafifletmek için bu sayfayı bir an önce çevirmeyi umuyoruz ve defalarca söylediğimiz gibi: savaş asla bizim aramızda bir seçenek olmadı ama bize dayatıldı ve kendimizi ve eski rejimin yönetimine geri dönmeyi reddeden halkımızın özlemlerini savunmak zorunda kaldık.

72 saatlik yeni bir ateşkes ilan edildi, kalıcı olması için üzerine inşa etmek mümkün mü?

Öncelikle Amerika Birleşik Devletleri'ne iyi niyetinden dolayı, özellikle de bizimle büyük temas halinde olan Dışişleri Bakanı Sn. Anthony Blinken'e teşekkür ediyoruz. Başta Suudi Arabistan Krallığı ve BAE olmak üzere kardeş ve dost ülkelere de teşekkür ediyoruz. Biz insanımızın ızdırabını dindirmek ve insani koridorlar açmak için insani ateşkesi kabul ettik ama karşı taraf ateşkesin şartlarına uymadı ve ihlal etmeye devam etti. Uçak ve top mermilerine maruz kaldık. 

Onun için diyoruz ki: Kim 72 saatlik ateşkese uymazsa yakın ve uzak gelecekte taahhütlerini yerine getirebileceğini zannetmiyorum. Diğer bir şey ise, darbe güçleri ve devrilen rejimin kalıntıları, birçok karar alma merkezinden bize karşı mücadele veriyor. Ordunun kararını kontrol eden birden fazla taraf olduğu bize kanıtlandı. Peki, düşmanlıkların kalıcı olarak durdurulmasını hangi tarafla inşa edeceğiz?

Vatandaşlar arasında gerçek bir ızdırap var: su ve elektrik sıkıntısı, hizmet dışı kalan hastaneler, kapalı bankalar ve dükkanlar ve yakın bir kıtlık korkusu var ve insanların parası yok... Bu hizmetleri daha erken geri getirme planları var mı? 

Halkımızın maruz kaldığı bu insani koşullardan üzüntü duyuyoruz ve savaşı başlatanlara büyük sorumluluk düşüyor.

Güçlerinizin kontrolden çıktığı ve kontrolünü kaybettiğiniz, sivilleri canlı kalkan olarak aldıkları söyleniyor... ve siz diplomatları mı hedef alıyorsunuz?

Bu, darbecilerin ve onların arkasındaki aşırılık yanlılarının güçlerimizin yerel ve uluslararası kamuoyu nezdindeki imajını bozmak için yürüttükleri propagandanın bir parçasıdır ve bu tür yalanlara artık alışmış durumdayız.

Güçlerimiz büyük çaba harcıyor ve birçok darbe planı bozdu. Bu kriz sırasında, yabancı toplulukların çoğunun tahliyesine büyük katkı sağladık. 

Darbeci silahlı kuvvetlerin önderliği sivilleri canlı kalkan yapanlardır ve tüm kampları bizim aksimize mahallelerin ortasında. Bizim tüm kamplarımız ise yerleşim yerlerinin dışındadır.Diplomatik misyonlara gelince, soruyu "hızlı destek" güçleri tarafından boşaltılan misyonlara yöneltebilirsiniz. Çeşitli yabancı ülkelerden 30'dan fazla diplomatik misyon ve sakini tahliye ettik.

Çatışmanın iç savaşa dönüşmesinden endişe eden çevreler var? Bu konudaki düşünceniz nedir?

Savaşı iç savaşa çevirmek isteyenler var ve tabii ki bunlar silahlı kuvvetlerin darbeci liderleri, arkalarında da eski rejimin kalıntılarından gelen aşırıcılar var. Ülkenin güvenlik ve istikrarını sağlamak ve bu savaşın yol açabileceği riskleri azaltmak için şu anda birçok tarafla koordinasyon halindeyiz.

Sudan savaşına dış bölgesel müdahale korkusu var mı?

Bunun doğru olduğunu düşünmüyorum; Çünkü bölge ülkeleri, Sudan'ın ve bölgenin güvenlik ve istikrarı konusunda yakın çalışmalar yürütüyor ve tabii ki tamamen Sudan meselesine müdahale etmeyecekler.

Savaşınızın orduyla değil, onun önderliğiyle ve İslamcılarla olduğunu defalarca dile getirdiniz mi?

Evet, bu bir gerçek. Silahlı kuvvetlerin liderleriyle, darbecilerle ve onların arkasındaki feshedilmiş rejimin kalıntılarıyla, aşırılık yanlılarıyla savaşıyoruz. Ahmed Harun'un yaptığı açıklamayla gerçekler ortaya çıktı. Harun, bu savaşta silahlı kuvvetlerle Mücahit Tugayları ve Halk Savunması Kuvvetleri’nin koordinasyonunun ve katılımının varlığını vurguladı.

Eski rejimin kalıntılarının orduya sızmasını hangi seviyede görüyorsunuz?

Eski rejimin kalıntıları, silahlı kuvvetlerin müştereklerini ve karar alma mekanizmalarını kontrol ediyor. Ancak silahlı kuvvetler saflarında bu durumu reddeden onurlu insanlar da mevcut.

Sahadaki güçleri ve büyüklükleri ne kadar?

Bu sorunun cevabını saklı tutuyoruz.

Çerçeve Anlaşması’na geri dönüş bekliyor musunuz?

Evet, silahlı kuvvetlerin darbeci liderlerinin devrilmesinden veya teslim olmasından sonra Çerçeve Anlaşması’na dönüş olacaktır. Bu bizim halkımızın önünde söz verdiğimiz bir antlaşmadır ve biz antlaşmalara ihanet etmeyiz.


Beşir rejimi liderlerinin cezaevinden çıkmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce bu eylemin arkasında kim var? Savaşa katılmalarından veya siyasi bir rol oynamalarından korkuluyor mu?

Eski rejiminin sembollerinin cezaevinden salıverilmesi bekleniyordu ve bu, silahlı kuvvetlerin liderleri ve rejimin kalıntıları tarafından hazırlanan darbe senaryosu çerçevesinde gelen bir adımdı. El-Huda Hapishanesi’nden ve akabinde Omdurman'dan mahkumların çıkarılması ve ardından feshedilen rejimin sembollerinin serbest bırakılmasıyla çıkış süreci başladı. Bütün bunlar Burhan ve onun askeri ve eski rejim kalıntılarının aşırılık yanlısı liderlerinden oluşan zümresi tarafından yapıldı. Savaşa katılımlarından bahsetmeye gelince, cevap vermeye gerek yok. Eski rejimin kalıntılarına bağlı tüm Mücahit Tugayları, Halk Savunma Kuvvetleri, Halk Güvenliği, ed-Debabin ve teröristler katılıyor. Bazıları savaşa fiilen katılanlar arasında değil, Genel Komutanlık içinden planlama süreçlerine katılanlar arasındalar. Savaşa katıldıklarını doğruladıkları, feshedilmiş rejimin sembollerinin kayıtlı itirafları var. Ayrıca çok sayıda kişiyi tutukladık ve Hattab, Hartum ve Doğu Nil'deki kampları saldırıya uğradı

Şark'ul Avsat - Ortadoğu Haber