Gündemi uzun zamandan beri meşgul eden bu konu ile ilgili olarak Nuh Albayrak gazetesinde bir yazı kaleme aldı. 

Nuh Albayrak'ın bugün kaleme aldığı köşe yazısında HÜDA PAR ve HDP karşılaştırması yapıyor. Albayrak'ın HÜDA PAR ve HDP'nin özelliklerini ve açıklamalarını ele alan köşe yazısı şöyle:

HÜDA PAR'ın, HDP'den ne farkı var?

Cumhur İttifakı'na destek vereceğini açıklayan HÜDA PAR, yoğun bombardımana hedef oldu. CHP ve HDP yöneticileri ile medyadaki uzantıları, "Hani HDP ile görüşenleri eleştiriyordunuz" diyerek "Ele verir talkını..." muhabbeti başlattı.

Yüzeysel bir bakışla, doğru gibi görünen bu yaklaşım tam bir illüzyondur. HÜDA PAR'ın, çok genel bir kategorize ile "etnik siyaset" başlığı altında bile HDP ile bir araya getirilmesi mümkün değildir. Çünkü HDP, PKK'ya hizmet siyaseti yapmaktadır. HÜDA PAR'ın ise İslâmî hassasiyeti, etnik kökenden önce gelmektedir.

Bu bakımdan "Türklükten önce Müslümanlık" ilkesine göre siyaset yapan MHP ile Kürtlükten önce Müslümanlık" diyen HÜDA PAR'ın aynı çatı altında buluşması, siyasetin çok ötesinde bir anlam taşımaktadır. Zira, 72 milletin yaşadığı Osmanlı coğrafyasını "huzur beldesi" haline getiren "sır" bekli yeniden keşfedilir!

"biz Türk ve Kürt kardeşliğini savunuyoruz"

Nitekim HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yazıcıoğlu tam da bu önemli farkı vurgulayarak, "Biz bölücü değiliz. Bayrağımızla bir derdimiz yok. Ayrı bir devlet kuralım da demiyoruz. Biz, bin yıldır İslâm paydasında beraber yaşayan Türk ve Kürt'ün kardeşliğini savunuyoruz." demiştir.

Sağlıklı bir mukayese için hatırlamakta fayda var. Biz HDP'yi, terör örgütünden bağımsız; "insan" odaklı bir siyaset üretemediği için eleştiriyoruz. Kürtleri istismar ederek PKK'ya peşkeş çektiği için eleştiriyoruz. Vatana ve millete hizmet amaçlı dokunulmazlık vb. ayrıcalıkları, terör örgütüne sunduğu için eleştiriyoruz.

CHP'yi de, "Sırtımızı PKK'ya dayadık, Öcalan'ın heykelini dikeceğiz" diyenlere mahkûm olduğu için eleştiriyoruz. "Cumhuriyet'i biz kurduk" diye övünenlerin, tam da 18 Mart Şehitleri Anma Günü'nde Mehmetçik düşmanlarının ayağına gidip Mehmetçik katillerinin talimatlarını almak nasıl bir Atatürkçülüktür?

Tepkiler üzerine o çirkin görüşmenin sadece gününü değiştirmek ise nasıl bir samimiyetsizlik?

HÜDA PAR temiz bir siyaset yürütüyor

Oysa HÜDA PAR'ın en önemli özelliği, aynı bölgede faaliyet gösterdiği ve nice baskı ve tehditlere muhatap olduğu halde, PKK'nın karşısında durabilme yiğitliğini göstermesidir. HÜDA PAR'ın sergilediği bu onurlu duruşu, "Hizbullah bağlantısı" iddialarıyla gölgeleyerek, HDP'nin; PKK ezikliğini dengelemeye çalışıyorlar.

Öncelikle HDP, CHP ve fondaş medyacılarının bir "terör; cinayet, işkence" duyarlılığı olduğunu öğrenmek çok sevindirici! Keşke "vicdan" denen ulvî teraziye de sahip olsalardı. Belki o zaman PKK'nın 40 yıldır devam eden cinayet ve işkencelerine de bir-iki kelime ederlerdi!

Ayrıca HÜDA PAR yetkilileri, Hizbullah ile hiçbir ilgileri olmadığını açıklamışlardır. HDP'nin, eş-emanetçileri de "PKK ile hiçbir ilgimiz yok" diyebilir mi?

Bu ittifakı önlemek için 24 Ocak 2001'deki Gaffar Okkan suikastını da kullanıyorlar. Bu iddiaların, "Hizbullah ilgimiz yok" açıklamasından sonra bir anlamı kalmamakla birlikte, Gaffar Okkan cinayeti; Hizbullah'ın beceremeyeceği kadar "derin" bir organizasyondur. Gerçekten merak ediyorlarsa bu suikastın izlerini, bordo berelileri taşıyan ve 16 Mart 2002 günü Malatya'da düş(ürül)en CASA tipi askerî uçakta ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tanık olarak dinlenen eski Jandarma Kıdemli Yüzbaşı Özcan Tozlu'nun ifşaatlarında arasınlar!

Neden HÜDA PAR'a çullanıyorlar?

Aralık 2012'de kurulan HÜDA PAR, referandumda ve 2018 seçimlerinde de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a desteğini açıklamıştı ama bugünkü gibi bir linç kampanyasına muhatap olmamıştı.

14 Mayıs 2023 seçimlerinin önemini hâlâ anlamayan muhafazakârlar, buradan bir ders çıkarır umarım. Aylar önce "2023 seçimleri, dışarıdaki ve içerideki şer cephesi için o kadar önemli ki; seçim öncesinde, 'silahsız bir 15 Temmuz süreci'ne şahit olacağız" demiştim.

Başladı bile...

Kandil'den Pensilvanya'ya kadar uzanan bu cephenin hiçbir kırmızı çizgisi yoktur. "HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu 'Şeriat getireceğiz' dedi" iftirası, bir FETÖ kanalizasyonundan yayılmıştır. Peki, Türkiye'yi yönetmeye talip olanlar, bu tür FETÖ operasyonlarından veya Kandil'den yapılan "destek" açıklamalarından hiç mi rahatsız olmuyor? Olmuyor ki, hiçbir itirazda bulunmuyor! Ama yerel seçimlerde tecrübe etmiş olmaları gerekiyor; yazın yenen hurmalar kışın çok fena tırmalar!

"HDP'yi masaya çıkarmaya çalışıyorlar"

Kafa karıştırmak için yapılan benzetmeleri, HÜDA PAR'ın Medyadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Aslan'a sordum, "Bizi, HDP ile aynı çuvala sokmaya çalışmak kadar büyük bir vicdansızlık olamaz" dedi ve çok anlamlı olan, "HDP'yi masanın üstüne çıkarmaya çalışıyorlar" tespitini ekledi. Ayrıca "Biz 15 Temmuz'da Diyarbakır'dan İstanbul'a kadar bütün meydanlarda milletimizin yanındaydık" dedi. Gerçekten; o günlerde HDP neredeydi?

Bu iki partinin hiçbir benzerliği olmadığı gibi, ittifak amaç ve yöntemleri de, doğu ile batı kadar birbirinden uzaktır. Zira HDP, Kılıçdaroğlu'na destek vermek için, terör örgütünün 40 yıldır yaptıramadığı şeyleri dayatmaktadır. Yerel muhtariyet verilmesi gibi talepler anayasaya aykırı olduğu gibi, sınır dışı terör operasyonlarının durdurulması da, terörle mücadeleden vazgeçilmesi anlamına gelmektedir ki, bunu kabul etmek; on binlerce şehidimize ihanettir.

Oysa HÜDA PAR'ın iş birliğinde, 6'lı masadaki gibi bir "ucuz koalisyon" çıkarcılığı bile söz konusu değildir.

O halde... Başlıkta sorduğumuz soruyu, bu gerçekler ışığında cevaplayalım:

HÜDA PAR'ın, bu HDP ile ne benzerliği olabilir!...

Kaynak: Star Gazete