İngiltere Kilisesi'nin ruhani lideri Canterbury Başpiskoposu Justin Welby, hükümetin düzensiz göçü durdurmaya yönelik hazırladığı Yasa Dışı Göç Yasa Tasarısı'na ilişkin, "Bu sorunu en fakir ülkelere terk edip uluslararası yardımı kesmek ahlaki olarak kabul edilemez ve siyasi olarak uygulanamaz." ifadelerini kullandı.

Lordlar Kamarası üyesi Başpiskopos Welby, tasarının görüşüldüğü oturumda yaptığı konuşmada, tasarının İngiltere'nin çıkarlarına uygun olmadığını, imajını içerde ve dışarıda zedelediğini söyledi.

Welby, tasarının stratejik bir bakış açısına sahip olmadığını ve uluslararası işbirliğinden uzak olduğunu belirterek, "Sorun çok ancak umarım hükümet bugün yaptığımız konuşmaları dikkate alır. Şu anda var olan uluslararası yasa ve anlaşmaların karşı karşıya olduğumuz sorunlar karşısında güncellenmesi gerekiyor." dedi.

Hükümetin tasarısının geçici olarak düzensiz göçü engellese de yeni göç dalgalarını durdurmayacağını vurgulayan Welby, "Tasarının çatışmalar nedeniyle göçü ve iklim değişikliği nedeniyle göçü engelleyeceğini sanmıyorum. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), 2050'de yıllık 800 milyon kişinin sadece iklim değişikliği nedeniyle göç edeceğini tahmin ediyor." diye konuştu.

Welby, tasarının uluslararası alanda aldığı tepkilere de değinerek, "BMMYK, bunun mültecileri korumaya yönelik uluslararası sistemin çökmesine yol açabileceği konusunda uyardı. Birleşik Krallık'ın olmasını istediğimiz şey bu mu?" diye sordu.

"Herkesi alamayız ve almamalıyız da." diyen Welby, mültecilerin yüzde 80'inin geri kalmış ülkelerde yaşadığına da işaret etti.

- "Ahlaki olarak kabul edilemez ve siyasi olarak uygulanamaz"

Tasarının uzun vadede çözüm getirmeyeceğini savunan Welby, "Tasarı sanki dünyanın geri kalanıyla alakamız yokmuş gibi göçün kaynağında ele alınması gerektiği gerçeğini görmezden geliyor." dedi.

Welby, tasarıyı göçe sebep olan çatışmaları çözümleme ve durdurma ile iklime yönelik hiçbir ifadenin yer almamasıyla eleştirerek şunları söyledi:

"Bu sorunu en fakir ülkelere terk edip uluslararası yardımı kesmek ahlaki olarak kabul edilemez ve siyasi olarak uygulanamaz. Bu tasarıda sanki suçlu değil de iyi eğitilmiş, öngörülemez ekonomik aktörler gibi bahsedilen insan kaçakçılarına karşı alınacak önlemlerden de bahsedilmiyor. Bir an önce güvenli olmayan göç rotalarına karşı güvenli ve yasal göç yöntemleri belirlenmeli. Bunun için yıllarca bekleyemeyiz."

Yasa tasarısında ölçülü bir dil kullanımı, istişare, dikkat, adalet ve hukukun üstünlüğü gibi değerlerin yer almadığını ifade eden Welby, "Bu tasarı kısa süreli çözüm sunuyor. Korunma ihtiyacı olanları ve göç sorunuyla karşı karşıya olan ülkeleri değil Birleşik Krallık'ın çıkarları ve imajını içeride ve dışarda riske atıyor." değerlendirmesini yaptı.

İngiltere'nin bu soruna uluslararası alanda öncü olması gereken bir ülke olması gerektiğini savunan Welby, Lordlar Kamarası'nın tasarıyı desteklememesi ve hükümete tasarıda değişiklik yapmayı teklif etmesi gerektiğini söyledi.

Welby, İncil'deki 10 kızın damadı karşılaması olayında geçen, "Kalkın ve yabancıyı karşılayın." ifadesine işaret ederek, "Hükümeti tarihimizi, ahlaki sorumluluklarımızı siyasi ve uluslararası çıkarlarımızı görmezden gelen bu yasayı yeniden değerlendirmeye çağırıyorum." diye konuştu.