Ahmed, İsrail'in Gazze'de işlediği savaş suçları ve insan hakları ihlallerinin yanı sıra Batılı devletler ve medyanın Gazze'deki duruma ilişkin tutumunu AA muhabirine değerlendirdi.

Gazze'deki mevcut insani durumun "felaketten başka bir şey olmadığını", Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer pek çok insani yardım kuruluşundan aldıkları bilgilere göre durumun "çok vahim" olduğunu vurgulayan Ahmed, şunları söyledi:

"Yeterli gıda, su, elektrik, yakıt ve tıbbi malzeme yok. Gazze'deki hastanelerin neredeyse çöktüğünü ve tıbbi malzemelerin tükenmekte olduğunu görüyoruz. Anladığımız kadarıyla insanlar, anestezi yapılmadan ameliyat edilmek zorunda kalıyor. Temiz su olmadığı için su kaynaklı hastalıklar ve benzeri şeylerin olabileceği konusunda çok ciddi endişeler var."

Ahmed, İsrail'in Gazze'ye insani yardımların girişine de engel olduğunun altını çizerek "(İsrail'in) Yaptıkları şey, Hamas'ın eylemleri nedeniyle Gazze'deki 2,2 milyon insanı, yani bütün bir halkı toplu olarak cezalandırmak. Bu, bir savaş suçudur." diye konuştu.

"Adalet çarklarının bu kez gerçekten döneceğini umabiliriz"

Ahmed, "İsrail'in Gazze'de işlediği savaş suçlarından ötürü bu kez hesap vereceğine inanıyor musunuz?" sorusu üzerine Uluslararası Ceza Mahkemesinde (UCM) devam etmekte olan soruşturmayı anımsatarak bunun 2001'de açıldığını ancak 2014'e kadar uzandığını söyledi.

Ahmed, "UCM Başsavcısı (Kerim Han) da mevcut olayların, bu soruşturmanın parametreleri dahilinde olduğunu çok açık şekilde ifade etti." dedi. Dolayısıyla UCM'nin, İsrail ve işgal altındaki Filistin topraklarında meydana gelen son olayları da incelediğine işaret eden Ahmed, şöyle devam etti:

"Özellikle de BM Genel Kurulunun hesap verebilirlik çağrısında bulunduğunu ve uluslararası toplumun daha fazlasını yapmasını istediğini biliyoruz. Dolayısıyla adalet çarklarının bu kez gerçekten döneceğini umabiliriz. Bizler de hükümetlerimizi hesap verebilirliğe yönelik tüm çabaları desteklemeleri için kesinlikle zorluyoruz."

"Batı dünyasındaki liderler, bunun devam edemeyeceğini İsrail'e açıkça ifade etmeli"

Ahmed, Batılı ülkelerin, Hamas'ın saldırılarını kınadığını ancak İsrail tarafından işlenen savaş suçları ve diğer ihlaller konusunda neredeyse tamamen sessiz kaldığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:

"İsrail'in işlediği savaş suçları ve ihlaller konusunda çok açık şekilde baskı yapılmasını sağlamak, özellikle de İsrail üzerinde etkisi olan Batılı ülkelerin sorumluluğundadır. Fakat biz her gün ekranlarımızda, ister telefon ekranlarımızda ister televizyon ekranlarımızda olsun, bunun (savaş suçlarının) gerçekleştiğini görüyoruz. Batı dünyasındaki liderler, bunun devam edemeyeceğini İsrail'e açıkça ifade etmeli."

"Öldürülen gazeteci ve sağlık çalışanlarının sayısı son derece endişe verici"

Ahmed, İsrail'in Gazze'de görev başındaki gazetecileri öldürmesinin "kesinlikle dehşet verici" olduğunun altını çizerek bunun ilk kez de olmadığına dikkati çekti.

Gazeteciler ve sağlık çalışanlarının her koşulda korunması gerektiğini vurgulayan Ahmed, "Ancak gördüğümüz şey, öldürülen gazeteci ve sağlık çalışanlarının sayısının bu durumda son derece endişe verici olduğudur." dedi.

İdlib'de gazeteciler Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde gösteri düzenledi İdlib'de gazeteciler Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde gösteri düzenledi

Ahmed, medyanın da İsrail ve Filistin'de neler olup bittiğini çok açık ve tarafsız şekilde ortaya koyması gerektiğine işaret etti.

HRW İngiltere Direktörü, şunları kaydetti:

"Gerçekten daha fazla ne söyleyebiliriz bilmiyorum. Uluslararası toplumun tek bir ses olarak uluslararası hukuka saygı göstermesi gerektiğini, sadece Hamas'a değil askeri kapasiteye ve dünyadaki en gelişmiş ordulardan birine sahip İsrail hükümetinin de yaptıkları şeylerde uluslararası hukuka uymaları gerektiğini açıkça söylemesi gerekiyor ki bugüne kadar bu kesinlikle olmadı."

HRW'nin sivillerin korunmasının her şeyden önemli olduğunu açık şekilde dile getirdiğini belirten Ahmed, "Çağrımız, sivillerin korunmasının her şeyin üstünde tutulması yönündedir. Gördüğümüz kadarıyla bu gerçekleşmiyor." ifadesini kullandı.