Irak Sadr Hareketi üyesi Yargıç Cafer el-Musavi, 11 Ekim’de Kanun Devleti Koalisyonu’nun başkanı ve eski Başbakan Nuri el-Maliki’nin kefaletle serbest bırakıldığını duyurdu. Maliki, Sadr Hareketi’nde siyasi heyet yardımcısı Nassar er-Rabii’nin ‘şiddete teşvik’ suçlamasının arka planında gözaltına alınmıştı.
Sadr’ın sözcüsü ve Sadr Hareketi’nin siyasi yapısında hukuk danışmanı olan Musavi, 11 Ekim’de yaptığı açıklamada “Üçüncü Karkh Soruşturma Mahkemesi’nin sızıntılar hususunda soruşturma kararının ardından Maliki, bu sabah söz konusu mahkemenin huzuruna çıktı” dedi. Musavi, yargının Maliki’nin ilk ve adli sözlerini kaydettikten sonra onu kefaletle serbest bırakmaya karar verdiğini belirtti.
Şark'ul Avsat'ın haberine göre bazı gözlemciler, “Maliki, Sadrcılarla uzun mücadelesi bağlamında onlara karşı yeni bir zafer elde etti” derken, Sadr Hareketi’ne yakın bir kaynak da Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Bu, sadece serbest bırakmayla ilgili bir durum. Maliki’ye yönelik suçlamalara bir yanıt değil. Kapı, hala Maliki’nin lehine olmayabilecek olasılıklara açık” dedi. Ama Maliki’ye atfedilen ve Sadr’ın sahip olduğu siyasi ve adli etki göz önüne alındığında onu dava etme çağrıları içeren sızıntılarına göre bazı bağımsız hukuk ve yargı çevreleri, Maliki’nin yargılanma ve mahkûm edilme olasılığını uzak görüyor. Bu durumun yanı sıra Irak yargısı genel olarak sızıntılara çok fazla güvenmemekte ve sanıkları mahkûm ederken kesin delil olarak bunlara itimat etmemekte.
Kanun Devleti Koalisyonu’nun tartışmalı üyesi Aliye Nasif, koalisyonun başkanı Nuri el-Maliki’nin yargı önüne çıkmasına övgüde bulundu.
Nasif, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “Eski Irak Başbakanı Nuri el-Maliki dışında Irak’ı yöneten ve yargıya riayet eden eski başbakanlardan hiçbiri ifade vermedi. Bu durum, hukuka saygıyı somutlaştırmak ve hukuk, yargı, devlet kurumları ve onun demokratik sistemi çatısı altına girmektir” dedi.

Sadr Hareketi’nin siyasi heyetinin başkan yardımcısı Nassar er-Rabii, Eylül ayı başlarında Maliki’ye ‘şiddete teşvik’ suçlamasıyla dava açmıştı. Suçlama, basına ve blog yazarı Ali Fadıl’a sızdırılan Maliki’nin ses kayıtlarına dayandırılmıştı. Kayıtlar, Maliki’nin silahlı gruplar kurmayı ve Sadr’ı ve çoğu siyasi lideri hedef almayı planlamak da dahil olmak üzere tehlikeli bilgiler taşıyordu. Nassar er-Rabii’nin sunduğu belge veya iddianameye göre Maliki’ye atfedilen ses kaydı, genel olarak Sadr Hareketi’ne ve lideri Mukteda es-Sadr’a yönelik açık bir tehdit içeriyor. Aktarılana göre ses kaydında Maliki, “Sadr’ı ilk hedef alan benim” diyor. Ses kaydında ayrıca Maliki’nin ifadeleri arasında ölüm tehdidi ve Sadr’ın ikamet ettiği Kufe ve Necef’e saldırmak amacıyla bizzat silahlandırdığı gruplar aracılığıyla silahlı saldırı hazırlığına dair bilgiler de yer alıyor.
Kayıtta, Maliki Haşdi Şabi’yi ‘korkaklar ulusu’ olarak nitelerken, Sadr’ın kitlesine yönelik saldırgan ifadeler de kullanıyor. Ayrıca Maliki, silahlı kuvvetleri ve ulusal polisi de fedakarlıklarına uygun olmayan ifadelerle tanımlıyor ve Şii cemaatine de sözlü saldırıda bulunuyor. Aynı şekilde sivil barışı ve ulusal güvenliği tehdit eden silahlı eylemlerde bulunma emrini yerine getirmek için yasa dışı grupları ve aşiretleri silahlandırmaya hazırlandığı yönünde ifadeler de kullanıyor.






