İsrail'deki emniyet daire başkanlarının bu konuda hemfikir olduklarının ifade edildiği haberde, "ülkenin düşmanlarının", askeri caydırıcılık kapasitesinin düştüğü varsayımından hareketle ve yargı sistemindeki son değişikliklerin ülkeyi siyasi ve uluslararası düzeyde kısıtladığı yönündeki değerlendirmelere binaen, ülkenin çöküşe gittiğini düşündüğü kaydedildi.

Üst düzey yetkili, İran'ın son aylarda tüm cephelerde özelliklede Batı Şeria'da gerilimi tırmandırmaya çalıştığına ve kendi müttefiki örgütlere silah tedarik ettiğine işaret etti.

İran'ın nükleer faaliyetleriyle ilgili de konuşan yetkili, "Tahran yönetiminin, yüzde 90 oranında zenginleştirilmiş uranyum üretmesine 2 ya da 3 hafta kaldı." ifadelerini kullandı.

Öte yandan, İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, Savunma Kuvvetlerinin merkez binasında yeni askere alınacaklar için yapılan törende ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Halevi, İsrailli askerlere, "İran, Lübnan'daki Hizbullah, Suriye ve Gazze Şeridi ile Batı Şeria'daki Filistinlilerden tehditlerin geldiği ve yargı revizyonu nedeniyle iç gerilimlerin yaşandığı bir dönemde askere alındıklarını" hatırlattı.

Halevi'nin bu açıklaması, yargı düzenlemelerine karşı yüzlerce yedek askerin boykot kararı almasının ardından geldi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, tartışmalı yargı düzenlemesinin durdurulması çağrısında bulunan Savunma Bakanı Yoav Gallant'ı görevden almıştı.

Netanyahu hükümetinin "tartışmalı yargı reformu"

Adalet Bakanı Yariv Levin, 5 Ocak'ta Yüksek Mahkemenin yetkilerini sınırlandıran, yargının, hakimlerin seçimi üzerindeki etkisini azaltan bir "yargı reformu" planladıklarını duyurmuştu.

Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının bazı yetkilerini Meclis'e devretmeye yönelik hamleleri, Yüksek Mahkeme başta olmak üzere hükümet ile İsrail yargı mekanizması arasında gerilime yol açmıştı.

Ülkedeki en yüksek yargı makamı olarak görev yapan İsrail Yüksek Mahkemesi, Meclis'in çıkardığı kanunları, anayasa taslağı olarak kabul edilen "temel yasalara" aykırılık gerekçesiyle bozma yetkisine sahip.

Netanyahu hükümeti, açıkladığı yargı düzenlemesinde, Yüksek Mahkemenin, Meclis'in çıkardığı kanunları bozma yetkisinin büyük ölçüde elinden alınacağını belirtmişti.

Hükümetin yargının yetkilerini kısıtlayan ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olmasını öngören yargı düzenlemesi, İsrail içinde ve uluslararası alanda yoğun şekilde eleştirilmişti.

Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un, taraflara "iç savaş" uyarısı yaparak sunduğu alternatif tasarı da iktidar tarafından reddedilmişti.

İsrail ordusunda savaş pilotları, denizaltı subayları, siber güvenlik uzmanları, özel kuvvetler gibi birimlere bağlı binlerce yedek asker, hükümetin tartışmalı yargı düzenlemesini uygulaması durumunda görevlerine devam etmeyeceklerini veya eğitimlere katılmayacaklarını açıklamıştı.

İsrail'de iç ve dış istihbarat teşkilatları, diğer güvenlik kurumlarının çalışanları da yaptıkları açıklamalarla hükümetin yargı düzenlemelerine karşı itirazlarını duyurmuştu.

Devam eden tartışma ve tepkilere rağmen "yargı reformu" kapsamındaki "başbakanın görevden alınmasını zorlaştıran" yasa tasarısı 23 Mart'ta Meclis'ten geçmişti.

Yarın Meclis'e getirilmesi planlanan yasa tasarısı, hükümetin, Yüksek Mahkeme üyelerinin belirlenmesinde öncelikli söz sahibi olmasını ve böylelikle Yüksek Mahkeme Başkanını belirleyebilmesini öngörüyor.

Netanyahu öncülüğündeki koalisyon, yargı düzenlemesine karşı çağrı yapan Gallant ve diğer Likud milletvekillerinin hükümetten desteğini çekmesi durumunda tartışmalı yargı paketini geçirmekte Meclis çoğunluğunu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.