İsrail güçleri, 26 Şubat'ta yüzlerce fanatik Yahudi yerleşimcinin Filistinlilere ait evleri, arabaları kundakladığı, toplu saldırılar düzenlediği ve bölgede bir Filistinlinin öldürüldüğü Huvvara beldesinin girişinde yoğun güvenlik önlemi aldı.

Filistinli, İsrailli ve uluslararası aktivistler, saldırıya uğrayan Filistinlilerle dayanışma göstermek için Huvvara'ya ulaşmak istedi. Ancak İsrail güçleri, beldenin girişini araçlarla kapatarak aktivistleri engelledi. Bölgede uzun araç kuyrukları oluştu. Trafikte kalan Yahudi yerleşimciler ile aktivistler arasında zaman zaman sözlü sataşma yaşandı.

Bunun üzerine aktivistler beldeye çevredeki toprak yoldan ulaşmaya çalıştı. Bu kez de İsrail askerleri gösterici gruplara karşı ses bombası ve güç kullandı. Olayda, yaklaşık 10 kişi gözaltına alınırken bazıları daha sonra serbest bırakıldı.

"Filistinlilerin hayatı önemlidir", "İşgali sonlandırın" yazılı pankartlar ve Filistin bayrakları taşıyan göstericiler, İsrail güçlerine karşı, "Huvvara'ya saldırıldığında neredeydiniz?" diye slogan attı.

- "Ordu 'çaresiziz, bir şey yapamıyoruz' dedi"

Yerleşimcilerin saldırısına uğrayan Filistinlilerle dayanışma gösterisine katılan Haham Arik Ascherman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "ne İsraillilerin Filistinlilere ne de Filistinlilerin İsraillilere saldırısını doğru bulduğunu, her türlü şiddete karşı olduğunu" belirtti.

Ascherman, gücü ellerinde bulundurduğu için "işgali sonlandırmak" konusunda İsraillilerin sorumlu olduğunu söyledi.

Yahudi yerleşimcilerin Huvvara beldesine gelerek Filistinlilere saldırdığı sırada ordunun olayları engellememesini değerlendiren Ascherman, "Saldırının yaşandığı gece saat 23.00'te ordu merkezi komutanlığını aradım. 'Deniyoruz ancak çaresiziz, bir şey yapamıyoruz' dediler. Eğer Filistinliler, İsraillilerin yaşadığı bir yere saldırsa bunu asla duymazsınız. Bu yüzden en yüksek rütbeli komutanlar bile sınıfta kaldıklarını itiraf etti." diye konuştu.

Filistinli aktivist May Şahin ise Filistinlilerin dört bir yanda hem İsrail ordusundan hem yerleşimcilerden şiddet gördüğünü dile getirdi.

Huvvara'da bugün İsrail güçlerinin uluslararası aktivistler ve basının gözü önünde "çok nazik" biçimde davrandığını söyleyen Şahin, "Burada sadece Filistinliler bulunsaydı ya bizi gözaltına alırlardı ya da ateş ederlerdi. Burada kullandıkları tüm şiddete rağmen bugünkü müdahale çok barışçıl kalıyor." ifadesini kullandı.

Filistinli Abdullah Ebu Rahme de Yahudi yerleşimcilerin "işlediği büyük suça karşı" burada toplandıklarını, ancak İsrail güçlerinin Huvvara'ya ulaşmalarını engellediğini kaydetti.

- Batı Şeria'da gerilim tırmanıyor

İsrail güçlerinin 22 Şubat'ta işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyindeki Nablus'a birkaç noktadan düzenlediği baskı, bölgede gerilimi yeniden tırmandırmıştı. İsrail ordusunun baskınında, 11 Filistinli hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmıştı.

Batı Şeria'nın kuzeyindeki Huvvara beldesinde ise 26 Şubat'ta iki Yahudi yerleşimci silahlı saldırıda öldürülmüştü.

Aynı günün akşamında yüzlerce Yahudi yerleşimci, İsrail ordusunun gözetiminde Huvvara beldesine gelerek Filistinlilere karşı "toplu intikam" saldırıları düzenlemişti.

Yerleşimciler, beldede gece boyu onlarca evi ve arabayı kundaklamış, Filistinlilere saldırmış, evlerini taşlamıştı. Yahudi yerleşimcilerin saldırısı sonucu bir Filistinli hayatını kaybetmiş, olaylarda birçok kişi yaralanmıştı.

İsrail ordusunun Yahudi yerleşimcilerin bu saldırılarını engellemediği, buna karşın Filistinlilere güç kullandığı aktarılmıştı.

İsrail askerlerinin ya da yerleşimcilerin ateş açması sonucu yılbaşından bugüne aralarında kadın ve çocukların da yer aldığı en az 65 Filistinli öldürüldü.

İsrail'de Başbakan Binyamin Netanyahu'nun 2022 sonunda işbaşına gelen koalisyon hükümetinde Filistinlilere yönelik ırkçı, ayrımcı eylem ve söylemleriyle tanınan Yahudi yerleşimcilerin destekçisi aşırı sağ isimler kritik görevlere getirilmişti.