Filistinli-Arap Milletvekili Hatib, İsrail Meclisindeki konuşmasında, Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenler için Arapça taziyede bulunmak isteyince bazı aşırı sağcı Yahudi vekillerin sözlü sataşmalarına maruz kaldı.

Hatib, Meclisteki olay ve Filistinlilerin depremzedelerle dayanışmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

- Filistinliler depremzedelere yardım için hızla harekete geçti

Zor koşullara rağmen Filistinlilerin depremzedelere yönelik yardım kampanyalarına desteğinden övgüyle söz eden Hatib, "Deprem, Türkiye'deki insanımızın hak ettiği dayanışmayı gerektiren bir insanlık felaketidir. İçinde zerre kadar insanlık olan herkesin yardım için elinden geleni yapmasını gerektiriyor." dedi.

Hatib, İsrail içindeki Filistinlilerin oluşturduğu İslami Hareket'e bağlı "1948 Yardım Derneği" başta olmak üzere Filistinli sivil toplum kuruluşlarının depremzedelere yardım için hızla harekete geçtiğini söyledi.

Bu kapsamda 1948 Yardım Derneğinden ekiplerin depremin ikinci gününde İstanbul’a, 24 saat sonra da Gaziantep’e vardığını kaydeden Hatib, Filistinli ekibin, "sağlık personeli, ilk yardım, ısınma ve yiyecek dahil olmak üzere acil insani yardımların yanı sıra arama ve kurtarma çalışmalarına katkı sağlamak için tüm imkanlarıyla çalıştığını" belirtti.

İsrail içindeki Filistinlilerin depremzedelerle dayanışma çağrılarını yanıtsız bırakmadığına dikkati çeken Hatib, "Geri dönüş çok büyüktü. Bu, bizim halkımıza yakışan, Türkiye ve Suriye'deki halkımızın ise hak ettiği bir şeydir." dedi.

- Meclisteki “Arapça” tartışması

Filistinli kadın milletvekili Hatib, İsrail Meclisinde depremzedelerle dayanışma mesajı vermek için yaptığı konuşma sırasında maruz kaldığı ayrımcılığın, İsrail tarihinin “en aşırı sağcı” hükümeti olarak değerlendirilen Binyamin Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon döneminde “doğal” olduğunu söyledi.

İsrail Meclisi Genel Kurulunda yasa görüşmeleri gibi konular İbranice yürütülse de Arap vekiller, doğal afetler veya bayramlar gibi özel günlerde dayanışma ve tebrik konuşmalarını hitap ettikleri kitleye göre Arapça yapmayı tercih ediyorlar. Arapça yapılan bu hitapların ardından da konuşmalarına İbranice devam ediyorlar.

Birleşik Arap Listesi Milletvekili Hatib de depremlerin ardından Türkiye ve Suriye’ye taziyelerini Arapça dile getirmek istemiş ancak ilk andan itibaren salondaki bazı aşırı sağcı milletvekillerinin yoğun bağırışları ve müdahaleleriyle karşılaşmıştı.

İsrailli vekiller, “Bu ülke bizim”, “Burada İbranice konuş!” sözleriyle sık sık Hatib’in konuşmasını engellemişti.

Hatib, taziye mesajını tamamlamaya çalışırken, Likud Partisinden bir kadın milletvekili kürsüye doğru yürümüş, yüksek sesle bağırarak, "Arapça konuşmak istiyorsan burada olma, Arap ülkelerine git." şeklinde ifadeler kullanmıştı.

Gerginlik üzerine oturumu yöneten başkanvekili, salondakilerden sabırlı olmalarını istemiş, Hatib’in de Arapça yaptığı konuşmayı tamamlamasını ve ardından İbranice özetlemesini talep etmişti.

- “Arapça tek kelime bile duymaktan rahatsız oluyorlar”

İsrail Meclisindeki ilk başörtülü kadın vekil olan Hatib, Genel Kuruldaki tartışmayla ilgili AA muhabirine şunları söyledi:

"Arap dilinin özel bir yeri var ve ben de bir Arap Müslüman olarak Arap dünyasına kendi dilimizde hitap etmek istiyorum. Bu da Likud Partisinden bir vekili kışkırttı ve şiddetli bir sataşma yaşandı. Ama tabii ki bu saldırılar bizi yıldıramaz. Haklı olan ve davası olanlar biziz ve bu platform üzerinden her türlü mesajı yönlendirme hakkımız var. Bizim mesajımız belli, aidiyetimiz belli, kimliğimiz bellidir. En önemlisi de biz, büyük bir felaketin yaşandığı bu dönemde Türkiye ve Suriye'deki halkımızın ve kardeşlerimizin selametini diliyoruz."

Hatib, "Yaşanan olay, ne yazık ki bu dönemde İsrail Meclisinde normal bir durum gibi görünüyor. Zira ırkçılık ve aşırılıklarıyla ünlü bazı vekiller var; bunlar Arapça tek kelime bile duymaktan rahatsız oluyorlar." diye konuştu.

Mecliste Arapça konuşmaya ilişkin bir yasak olmadığını belirten Filistinli milletvekili, mevzuatı şöyle açıkladı:

“Arapça, 4 yıl önce Vatandaşlık Kanunu'nun yürürlüğe girmesine kadar İbranice gibi resmi bir statüye sahipti, ancak bu kanundan sonra Arapça resmi değil, özel bir statüye sahip oldu. Ancak parlamentodaki mevzuat, vekillerin mesajlarını gönderirken istedikleri dili konuşmalarına engel değil. Bu yalnızca, Arapça konuşulmasını istemeyen Meclisteki bazı kişiler için bir sorun.”

Hatib, "Meclis üyeleri olarak istediğimiz dilde, istediğimiz kitleye yönelik konuşabiliyoruz ama sağcılar son zamanlarda aşırılıkçı ve faşist bir tavırla, dil, haklar ve diğer her konuda Yahudi üstünlüğünü göstermeye çalışıyor." değerlendirmesinde bulundu.

- Tartışma sosyal medyada yanlış aktarıldı

Öte yandan Meclisteki tartışma anları sosyal medyada da yayıldı. Ancak oturumdaki İbranice ve Arapça ifadeler, Türkçe yapılan bazı paylaşımlarda, yanlış çevrilerek, İsrailli vekillerin Türkiye ve Suriye’ye yönelik düşmanca sözler sarf ettiği şeklinde yorumlandı. Bazı altyazı çevirilerinde İsrailli vekillerin, “Türkiye’yi düşman ülke” olarak andığı yazıldı.

Tartışmanın muhatabı Hatib, yaptığı açıklamada, oturumdaki müdahalenin "konuşmasının içeriğine değil Arapça yapılmasına" yönelik olduğunu belirtti ve bağırışlardan ötürü bunun dışında başka ifadelerin kullanılıp kullanılmadığını duymadığını söyledi.

Bununla birlikte Hatib, salondaki bazı vekillerin, “sadece Arapça konuşmasına değil, konuşmanın içeriğine bile karşı çıkacak kadar ırkçı olduğunu” sözlerine ekledi.

İslami Hareket'in siyasi kanadı Birleşik Arap Listesi, İsrail'de bir önceki koalisyon hükümetini oluşturan partilerden biriyken, Binyamin Netanyahu öncülüğündeki aşırı sağcı koalisyonun bu yıl başında iktidara gelmesiyle muhalefete düştü.

İsrail'in 1948'de kurulmasıyla birlikte yüz binlerce Filistinli zorunlu göçe tabi tutulmuş, bazı Filistinliler ise artık İsrail sayılan sınırlar içinde kalmıştı. "48 Arapları" olarak adlandırılan bu Filistinliler, İsrail'deki nüfusun yaklaşık yüzde 21'ini oluşturuyor.