İsrail, ABD, Birleşik Krallık, Kanada ve Avrupa'dan gelen birçok siyasi ve hukuki aktivistin ülkeye girişini yasaklayan yeni bir direktif yayımladı. İsrail Diaspora İşleri Bakanlığı tarafından açıklanan bu karar, "İsrail Devleti ve savunma güçlerini kasıtlı olarak meşruiyetini sorgulama" gerekçesiyle alındı.

Yasak, İsrail'e karşı boykot çağrısı yapan, Holokost inkarı yapan veya 7 Ekim 2023'te Hamas'ın düzenlediği saldırıların etkisini inkar eden kişileri kapsıyor. Ayrıca, İsrailli vatandaşlar veya askerler hakkında uluslararası mahkemelerde hesap verme girişimlerini destekleyenler de bu yasaktan etkileniyor.

Yasaklılar arasında, Gazze'de İsrail ateşiyle hayatını kaybeden beş yaşındaki Hind Recep'in anısına kurulan Hind Recep Vakfı'nın da bulunduğu birçok kuruluş yer alıyor. Bu vakıf, İsrail askeri üyelerini izleyerek uluslararası hükümetleri bilgilendiren önemli bir rol üstleniyor.

Süveyda'da mezhepsel çatışmalar: 30’dan fazla kişi hayatını kaybetti
Süveyda'da mezhepsel çatışmalar: 30’dan fazla kişi hayatını kaybetti
İçeriği Görüntüle

Yasaklılar arasında, eski Birleşmiş Milletler özel raportörü ve Kanada'daki hukuk profesörü Michael Lynk de bulunuyor. Lynk, bu yasakların uluslararası hukuka saygı göstermeyen bir tutum olduğunu belirterek, "İsrail neyin korkusunu yaşıyor?" diye sordu.

Washington DC'de, Jamal Khashoggi'nin kurduğu Democracy for the Arab World Now (Dawn) isimli kuruluşun sekiz üst düzey çalışanı da giriş yasağına tabi tutuldu. Bunlar arasında, Biden yönetiminin 7 Ekim sonrası İsrail'e yönelik tutumunu eleştiren ilk üst düzey yetkili olan Josh Paul da yer alıyor.

Raed Jarrar, yasaklanan tek Filistinli Amerikalı olarak, bu durumun "eşsiz" olduğunu belirterek, "İsrail, kendisini en baskıcı otoriter rejimler arasında konumlandırdı." dedi. Jarrar, bu tür yasakların, özgürlükleri kısıtlayan diğer rejimlere cesaret verdiğini vurguladı.

Dawn, bu yasakların, 2023 ABD-İsrail vize muafiyeti programıyla çelişebileceğini düşünerek, durumu nasıl itiraz edebileceğini araştırıyor. Jarrar, "Bu program, siyasi görüşlerimiz ve siyasi faaliyetlerimiz nedeniyle ABD vatandaşlarını engellememeli." diyerek, bu durumun uluslararası hukukun ihlali olduğunu ifade etti.

Bu gelişmeler, İsrail'in uluslararası eleştirilerle başa çıkma çabalarının ve güvenlik endişelerinin bir yansıması olarak değerlendiriliyor. İsrail'in, uluslararası insan hakları savunucularına yönelik bu tür yasakları, dünya genelindeki baskıcı rejimlerin benzer uygulamalarına zemin hazırlıyor.

daily ummah