İsrail'in Kudüs'ü işgal ettiği, 1967'deki Altı Gün Savaşı'nın yıl dönümü, İbrani takvimine göre "Kudüs Günü" olarak kutlanıyor. 
Bu yıl gerçekleştirilecek bayrak yürüyüşünün ise Şam Kapısı'ndan geçeceği ve bu güzergahın ise değiştiremeyeceği belirtiliyor. 

Yedioth Ahronoth gazetesinin siyasi muhabiri Itamar Eichner, Planlanan bayrak yürüyüşünün bu yıl Şam Kapısı'ndan geçeceğini ve Filistinlilerle askeri bir tırmanışa yol açsa bile olağan rotasını değiştirmeye niyeti olmadığını açıkladı. Olağan rota ise Müslüman mahallesinden geçerek Şam Kapısı'na ilerliyor. 

İşgal altındaki Kudüs konusunda uzmanlaşmış "Halkların şehri" anlamına gelen "Ir Amim" derneğinin yönetici direktörü Judith Oppenheimer, İsrail yönetimi iddiaları altında Şam Kapısı ve Müslüman Mahallesi'nden yürüyüşün geçişini doğrulayarak yürüyüşü, "şehirdeki gerilimi artırmayı amaçlayan bir güç gösterisidir" diyerek niteledi. 

Oppenheimer, polisten sorumlu Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir'in varlığının gösterileri daha da kötüleştireceğini ve bunun da yürüyüşe izin verilmemesini gerektirdiğini kaydetti. 

İşgal güçleri, yerleşimciler ve bayrak yürüyüşünü reddeden Filistinliler arasında, özellikle de her yıl bu günlerde oraya gelecekleri için, yeni çatışmaların patlak verme olasılığına hazırlandığını artan güvenlik güçlerinin sayınsından anlaşılabiliyor. Direniş  grupları ise bu provokatif olayın yaşanmaması için tehditler savurmaya devam ediyor.

Ramazan ayının sona ermesine rağmen Kudüs'te yüksek tansiyon hala şehir ve çevresini sarıyor. Her gün şehir merkezindeki tüm ana ulaşım yollarında binlerce polis görev yapıyor ve her türlü senaryoya karşı teyakkuz halinde. 

Bayrak Yürüyüşü'ne katılan yerleşimcilerin çoğu radikal sağı oluşturan şiddet yanlısı grupları içerisinde barındırıyor. Bu gruplar Filistinlilere karşı çirkin saldırılarda bulunarak provaskayon yapıyorlar. 
 


 

Ortadoğu Haber