Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Yüce Rabbimiz her hikmetli işin kendisi tarafından taksim edildiği Berat gecesini, millet olarak yaşadığımız tarihin şahit olduğu en büyük depremler sebebiyle mahzun olan gönüllerimize, acıyla kavrulan yüreklerimize bir teselli ve inşirah, geleceğimize yönelik bir umut vesilesi kılsın." dedi.

Ali Erbaş, Keçiören'deki Aşağı Eğlence Camisi'nde okuduğu hutbenin ardından cuma namazı kıldırdı.

Müslümanlar için ayrı bir kıymeti olan üç aylardan şaban ayının ortasına yakınlaşıldığını anımsatan Erbaş, şaban ayının 15'ine denk gelen Berat gecesinin 6 Mart Pazartesi akşamı idrak edileceğini hatırlattı.

Berat gecesinin, nice hikmet ve bereketle dolu olduğunu vurgulayan Ali Erbaş, şunları söyledi:

"Ruhumuzu inciten her türlü hatadan, yaratılış gayemize ve Rabbimizin rızasına yakışmayan her türlü kötülükten berat etmek için büyük bir fırsat olan Berat gecemiz mübarek olsun. Yüce Rabbimiz her hikmetli işin kendisi tarafından taksim edildiği bu mübarek geceyi, millet olarak yaşadığımız tarihin şahit olduğu en büyük depremler sebebiyle mahzun olan gönüllerimize, acıyla kavrulan yüreklerimize bir teselli ve inşirah, geleceğimize yönelik bir umut vesilesi kılsın inşallah."

Zümer Suresi 53. ayetindeki "Allah'ın rahmetinden umut kesmeyiniz." ifadesini hatırlatan Erbaş, şöyle devam etti:

"Evet, Allah'a inanan ve O'na sığınan bir müminin gönlünde umutsuzluğa yer yoktur. Zira umuttur insanı yaşatan. İyi ve güzel olanı ummaktır hayata bağlayan. Umut, asla gerçeklerden kaçış değildir. Bilakis umut, tam bir teslimiyetle Allah'a dayanmak, sımsıkı bir şekilde azme sarılmak, hikmete ram olmaktır. İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un mısralarında; 'Allah'a dayan, sa'ye sarıl, hikmete ram ol. Yol varsa budur. Bilmiyorum başka çıkar yol.' diye dile getiriyor.

Geçmişin acılarını unutmadan kararlılıkla ayağa kalkmak, istikbali bugüne çağırmaktır. Dertlerimiz ne kadar büyük, sıkıntılarımız ne kadar fazla olursa olsun kainatın yegane yaratıcısı olan Rabbimizin rahmet ve mağfiretine sığınmaktır umut. Varlık aleminde hiçbir şeyi başıboş bırakmayan hikmet ve kudret sahibi Yüce Mevla'mızın inayet ve keremiyle nefes almak, huzur ve güven bulmaktır umut. Aynı Allah'a, aynı peygambere, aynı kitaba inanan, aynı kıbleye yönelen Müslümanlar, birbirinin umududur."

- "Kardeşlerimizin dertlerine derman olmak için varız"

Her bir Müslümanın, kardeşinin acısını kendi acısı bildiğini ifade eden Ali Erbaş, "Müslüman, kardeşinin kederini kendi kederi görür. Bu bilinçle darda kalan kardeşinin her daim yanında olur. Sıkıntıyla örselenen ruhuna dokunur, garipleşen yüreğine derman olur. 'Derman isterdim derdime, derdim bana derman imiş.' diyor ya şair, işte bizler kardeşlerimizin dertlerine derman olmak için varız. Yaratılış amaçlarımızdan biriside budur." dedi.

Kardeşinin emaneti olan öksüz ve yetimlere uzanan bir şefkat elinin, ona kol kanat geren bir koruyucu olacağını söyleyen Erbaş, şu ifadeleri kullandı:

"İnanıyoruz ki her karanlık gecenin nurlu bir sabahı vardır. Yaşadığımız sıkıntılar da son bulacaktır Allah’ın izniyle. Bizim birliğimizle beraberliğimizle kardeşliğimizle dayanışmamızla ve Rabbimizin her zaman rahmetine, merhametine sığınarak, 'Allah bize yeter, O ne güzel vekildir. O ne güzel Mevladır, O ne güzel yardımcıdır.' diyerek göğüs geren, Allah’a olan sevgisinden ve güveninden güç alarak daima dimdik duran aziz milletimiz, bu günleri de aşacaktır inşallah. Yeter ki bizler, imanımızın gereği umut ve güveni, birlik ve beraberliği, muhabbet ve samimiyeti kuşanalım. Rabbimize dayanarak, kendimize güvenerek, kardeşlerimizle yardımlaşarak bu zor günlerin üstesinden gelmek için çaba gösterelim."

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, hutbesini Hazreti Muhammed'in "Allah'ım, sana yöneldik. İşimizi sana havale ettik. Umut ve huşu içinde sana sığındık. Bize yardım eyle ya Rabbi." duasıyla bitirdi.