Fortify Rights ve Myanmarlı 16 kişiden oluşan grup, Myanmar ordusunun, 2021’deki darbesinin ve Ağustos 2017’deki askeri baskısının ardından Arakanlılara karşı işledikleri “soykırım, savaş suçu ve insanlık suçlarından” yargılanması için Almanya’da savcılığa başvurdu.

“Myanmar Ordusundaki Failler Hâlâ Sorumlu Tutulmadı”

Fortify Rights’ın açıklamasında, Myanmar ordusunda söz konusu suçları işleyen kişilerin hâlâ sorumlu tutulmadığına dikkat çekilirken bu “ağır” suçları işleyenlerin, Alman yasalarına göre soruşturulması gerektiği ve bu sürecin Myanmar veya başka yerdeki olası faillere bu tür suçlardan kaçamayacaklarına dair örnek olacağı vurgulandı.

Fortify Rights’ın savcılığa yaptığı şikayette, “üst düzey askeri yetkililerin astları üzerinde kıdemini kullanarak baskı uyguladığını, astlarının suçlarını bildiğini ancak bu suçları önlemek ve suçluları cezalandırmak için herhangi bir işlem yapmadığını gösteren önemli kanıtlar içerdiği” belirtildi.

Dosyada sunulan kanıtların, hayatta kalanlarla yapılan röportajlar ve sızan belgeler ile Myanmar ordusu ve kaçak polislerden alınan bilgileri içerdiği ifade edilirken BM müfettişleri ve diğer taraflarca derlenen önceki raporların da kanıtlar arasında olduğu aktarıldı.

Myanmar ordusu hakkında, hâlihazırda Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uluslararası Adalet Divanında da soykırım davası görülüyor.

Almanya’daki Olası Dava Süreci

Yabancı bir ülkedeki askeri cuntanın mensupları Almanya’da soykırımla suçlanırsa, ilk olarak Alman hükûmetinin suçlamaları soruşturması ve iddia edilen suçlara ilişkin kanıt toplaması gerekiyor. Eğer yeterli kanıt varsa, federal savcılığın suçlanan kişiler hakkında bir Alman mahkemesinde dava açması bekleniyor. Alman yasalarına uygun olarak yapılacak duruşmada sanıklara suçlamalara karşı kendilerini savunma fırsatına sahip verilmesi gerekiyor. Sanık konumundaki cunta mensupları suçlu bulunurlarsa, Alman yasalarına göre cezalandırılacak.

Alman hükûmetinin subayları soykırım veya diğer suçlardan yargılanabilecekleri başka bir ülkeye iade etmeyi de seçebileceğini belirtmek gerekir. Fakat, söz konusu failler Almanya’da değilse Alman hükûmeti Interpol veya diğer uluslararası kolluk kuvvetleri aracılığıyla tutuklanmalarını ve iade edilmelerini talep edebilir.

Federal savcılık tarafından suçlamalar yöneltildikten yapıldıktan sonra, davanın karmaşıklığına bağlı olarak Almanya’daki yargılamanın kendisi de yıllar sürebilir. Sürecin temyiz, sanıkların veya sanıkların ülkesinin iş birliği yapmaması ve davanın yargı yetkisi veya kabul edilebilirliğine ilişkin yasal zorluklar gibi çeşitli faktörler nedeniyle gecikebileceğini belirtmek gerekiyor.

Arakanlı Müslümanlara Etnik Temizlik

Myanmar’ın Arakan eyaletinde 2012’de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti. Arakan’daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017’de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemleri başlatmıştı.

BM’ye göre, Ağustos 2017’den sonra Arakan’daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş’e sığınanların sayısı 900 bini geçti. Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayımladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtlamıştı. BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti “etnik temizlik” ya da “soykırım” olarak adlandırıyor.

Son Olarak Nüfus Sayımı Nedeniyle Çatışmalar Yaşandı

Myanmar’da darbenin ardından ordunun sivillere yönelik şiddeti karşısında oluşturulan silahlı savunma birliğinin, bu yıl düzenlenmesi planlanan seçimler için yapılan nüfus sayımını engellediği iddia edildi. Ülkede bu yıl düzenlenmesi beklenen genel seçimlere hazırlık olarak 9 Ocak’ta askeri yönetimin kontrolünde nüfus sayımı başladı.

Yerel medyadaki haberlere göre, nüfus sayımının başlamasından bu yana çıkan şiddet olaylarında aralarında 2 polisin de olduğu 13 kişi hayatını kaybetti. Askeri darbeyi meşru görmeyerek kurulan Ulusal Birlik Hükûmeti’nin (NUG) darbe karşıtı protestocuları orduya karşı korumak üzere oluşturduğu silahlı savunma birliği “Halkın Savunma Gücü” olaylardan sorumlu tutuldu. Sagaing bölgesine sayım için giden 4 görevli gözaltına alındı.

Myanmar’da askeri darbeyi meşru görmeyerek kurulan NUG’un Sözcüsü Nay Phone’un Associated Press ajansına gönderdiği mesajda, “NUG, Myanmar’da tek resmi hükûmet olduğundan, terörist gruplar tarafından düzenlenen seçimlere katılanlar gözaltına alınacak.” ifadesini kullandı. Phone, bu kişilerin, terörist eylemlerin desteklenmesine ilişkin yasa gereğince yargılanacaklarını belirtti.

Myanmar’da askeri darbe karşıtı muhalif milletvekillerince seçilmiş hükûmeti geri getirmek üzere kurulan Ulusal Meclisi Temsil Komitesi (CRPH), Nisan 2021’de NUG’un kuruluşunu ilan etmişti. NUG, Mayıs 2021’de darbe karşıtı protestocuları orduya karşı korumak üzere silahlı savunma birliği “Halkın Savunma Gücü” oluşturulduğunu duyurmuştu.

Myanmar’daki Askeri Darbe

Myanmar ordusu, 2020 genel seçimlerinde hile yapıldığı iddialarının ortaya atılması ve ülkede siyasi gerilim yaşanmasının ardından 1 Şubat 2021’de yönetime el koymuştu. Ordu, ülkenin fiili lideri ve Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çii başta olmak üzere pek çok yetkili ve iktidar partisi yöneticisini gözaltına almış ve bir yıllığına olağanüstü hâl ilan etmişti.

Myanmar ordusunun darbe karşıtı protestocu ve isyancı gruplara silahlı müdahalesi sonucu, bugüne kadar 1900’den fazla kişi hayatını kaybetti. Darbeden bu yana yaklaşık 13 bin kişi gözaltına alınırken 10 binin üzerinde kişi hâlen hapishanelerde tutuluyor. Myanmar askeri mahkemeleri, tutuklulardan 2’si çocuk 114 siyasi mahkum hakkında idam kararı verdi. 

Perspektif