Tunus yargısı 4 Ocak’ta, Tunus Cumhurbaşkanı Kais Said’in seçimlerine karşı çıkan Nahda Hareketi’nin bazı liderlerini, Tunuslu gençlerin gerginlik odaklarına sürüklenmesi ve eski seçimlerde dış fon ve lobi hizmeti alınması da dahil ‘terörizm ve kara para aklamayla’ ilgili bir dizi suçlama çerçevesinde yürütülen soruşturmaya devam etti.

Nahda Hareketi’nin Başkan Yardımcısı Ali el-Arid’in 19 Aralık’ta tutuklanması kararının yayınlanması sonrasında Tunus Asliye Mahkemesi 4 Ocak’ta Raşid el-Gannuşi ve damadı Refik Abdusselam’ın suçlandığı ‘dış destek’ sözleşmelerine ilişkin davanın değerlendirilmesinin bu ay sonuna ertelenmesine karar verdi. Davanın ertelenmesi kararı, Nahda Hareketi liderinin ve Abdusselam’ın duruşmaya katılmaması nedeniyle alınırken mahkeme, iki sanığın bir sonraki oturuma katılmaları gerektiğini vurguladı.

Aynı dosya çerçevesinde 4 Ocak’ta eski Adalet Bakanı ve Nahda Hareketi lideri Nureddin el-Buhayri, vatandaşlık belgelerinin ve Tunus pasaportlarının alınması ve yabancılara teslim edilmesi şüphesiyle ilgili araştırmalar doğrultusunda terörle mücadele adliyesi soruşturma hakimi huzuruna çıkarıldı. Araştırma, Buhayri’nin yanı sıra görevden alınan hakimler ve Tunus Adalet Bakanlığı’ndaki yetkilileri de kapsadı.

Ancak Nahda Hareketi liderleri, kendilerine karşı açılan tüm davaların ‘Nahda düşmanı siyasi partiler ve onların siyasi yönelimi tarafından yapılan kötü niyetli suçlamalar’ olduğunu savundu.

Tunuslu siyasi analist Cemal el-Arfavi, 4 Ocak’ta Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada bu davaların Nahda Hareketi’ndeki çok sayıda üst düzey lideri kapsadığını ve yöneltilen suçlamalar kanıtlanırsa cezanın (2015’ten bu yana Tunus’ta onaylanan Terörizm ve Kara Para Aklama Yasası uyarınca) ağır olacağını aktardı. Dosyaların karmaşık ve Nahda içerisinde önemli pozisyonlara sahip bazı kimseleri içeriyor olması nedeniyle, mahkeme oturumlarının uzun olması bekleniyor.

Diğer yandan Özgür Anayasa Partisi Başkanı Abir Musa, 4 Ocak’ta Nahda Hareketi liderlerine karşı 2018’de gündeme getirdiği dava çerçevesinde şikayetçi olarak yargı tarafından dinlendiğini bildirdi. Musa, Nahda liderlerini ‘terör örgütüne üye olmak ve gençleri gerilim yataklarına sürükleme suçu da dahil olmak üzere terör suçlarına karışmakla’ suçluyor. Suçlamalar, Raşid el-Gannuşi, Ali el- Arid, Hamadi el-Cibali, Habib el-Luz’u da kapsıyor. Abir Musa, yaptığı basın açıklamasında, davanın gerekli araştırma yapılmadan 15 Mayıs 2019’da açıldığını ve daha sonra bu kararın başsavcılık tarafından bozulduğunu söyledi.

Aynı şekilde Musa, Tunus’un tanık olduğu ‘yasadışı duruma son vermek, zorlu ekonomik ve mali durumu ele almak’ için bir yol haritasının uygulanması çağrısı yaptı. Musa düzenlediği basın toplantısında, yeni anayasaya göre 2024’ün son üç ayında cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması çağrısında bulunurken, ‘Cumhuriyetin ve sivil devletin değişmezlerine saygı duyan’ ulusal partilerin siyasi süreçten dışlanmasını reddettiğini vurguladı. Abir Musa, konuyla ilgili şunları söyledi:

“Büyüklüğü ve tarihi ne olursa olsun, örgütlerin veya sivil toplumun bazı bileşenlerinin yürüttüğü diyaloglarla yetinmek mümkün değil. Çünkü demokrasi partiler aracılığıyla uygulanır, örgütler aracılığıyla değil.”

Normalde şartlarda siyasi diyalog yasal olarak seçilmiş anayasal kurumlar içinde gerçekleşirken reformlar ise Tunusluları temsil eden resmi kurumlar tarafından uygulanıyor ve onaylanıyor.

Cumhurbaşkanı Kays Said’in atadığı herhangi bir hükümetin ‘gayrimeşru olacağını ve Buden hükümetine kıyasla herhangi bir ek sağlayamayacağını’ belirten Abir Musa, bu yılın başında yapılması beklenen belediye seçimlerinin ertelenmesi, Yerel Topluluklar Yasası’nın gözden geçirilmesi ve 2024’ün ilk üç ayında yerel seçimlerin yapılması çağrısında bulundu.