Uzun yıllardır bölgede barınan bu topluluk, Çin'in baskıcı politikalarından kaçarak Afganistan üzerinden Pakistan'a sığınmıştı. Ancak, Pakistan'ın sıkı göç politikaları ve Afgan mültecileri sınır dışı etme kararları, Uygur Türklerini de doğrudan etkileyen bir durum haline geldi.

Pakistan hükümetinin, geçen yıl ekim ayında yayımladığı, oturma izni olmayan göçmenlerin ülkeyi terk etmeleri gerektiğine dair uyarısı, Uygur Türklerini de kapsıyor. Bu topluluk, Çin'den kaçış süreçlerinde resmi olarak "Afgan mülteci" olarak kaydedilmiş, bu sebeple şimdi sınır dışı tehdidi altındalar. Pakistan polisinin tacizine uğrayan, evleri basılan Uygur Türkleri, büyük bir çaresizlik içinde geleceklerini belirsiz bir şekilde beklemektedirler.

Pakistan'daki Uygur Vakfı Başkanı Ömer Übeydullah'ın ifadelerine göre, durumlarına dair net bir çözüm ya da güvence verilmemiş olması, bu topluluğun yaşadığı belirsizliği daha da artırmakta. Pakistan hükümeti, Uygur Türklerine geçici bir rahatlama sağlamak adına ikamet izinlerini altı ay uzatsa da, bu, kalıcı bir çözüm sunmaktan uzak.

Yahudi aktivist Pinch: Annem İsrail'den utanç duyarak öldü Yahudi aktivist Pinch: Annem İsrail'den utanç duyarak öldü

Übeydullah, Pakistan hükümetinin Ramazan ayı sonrasında başlayacak sınır dışı operasyonlarında Uygur Türklerinin de risk altında olabileceğini belirtiyor. Bu operasyonlar, Uygur Türklerini, kimlikleri ve gelecekleri konusunda daha da büyük bir belirsizliğe sürüklüyor. Bu zor zamanlarda, Uygur Türk topluluğu, uluslararası toplumdan ve insan hakları kuruluşlarından destek beklemekte, sadece kendileri için değil, tüm mazlum ve zulme uğrayan topluluklar için adaletin sağlanmasını ummaktadırlar.

Daily Ummah