1995 yılında Bosnalı Müslüman erkek ve çocukların Sırp güçlerince katledilmesiyle tanınan Srebrenitsa, bugün hâlâ bu acı anıları taşıyor. 39 yaşındaki imam Ahmed Hrustanovic, bu anıları taze tutarken, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının da benzer bir trajedi yarattığını ifade ediyor.
Hrustanovic, “Srebrenica'nın düşmesiyle birlikte, sevdiklerimizin başına ne geleceğini biliyorduk.” diyerek o günleri hatırlıyor. Bugün, Srebrenica'da sadece 2,000 Bosnalı Müslüman kalmışken, bu bölgedeki çocukların çoğu hâlâ Bosnalı Müslümanlardan oluşuyor. “Masum insanların öldüğü yerlerde, yeni bir hayat inşa etmek mümkün değil.” diyor Hrustanovic.
1995’teki soykırımın ardından dünya “bir daha asla” sözü vermişti. Ancak, Gazze’deki savaş 22. ayına girmişken, 56,000’den fazla insanın hayatını kaybettiği belirtiliyor. Hrustanovic, “Masum insanları öldürüp, onların mezarları üzerine yeni bir cennet inşa edemezsiniz.” diyerek bu durumun kabul edilemez olduğunu vurguluyor.
Srebrenica’nın 30 yıl sonra hala hatırlanan acıları, Fadila Efendiç gibi soykırım mağdurları için de geçerliliğini koruyor. 84 yaşındaki Efendiç, “Büyük güçlerin çıkarları küçük insanların hayatlarıyla ödeniyor.” diyerek uluslararası toplumun sessizliğine dikkat çekiyor.
Efendiç, Srebrenica'daki olayların ardından, uluslararası toplumun koruma vaadinin nasıl boşa çıktığını hatırlıyor. “Bize koruma sağlamakla yükümlüydüler ama sadece Sırpları korudular.” diyor.
Her iki olayda da, Hrustanovic ve Efendiç gibi isimler, uluslararası toplumun adaletin yanında durmadığını ve sadece güçlü olanların sözlerinin geçerli olduğunu düşünüyor. “Tarih boyunca, tolerans örnekleri çok azdır. Bugün, yalnızca askeri güç dilinin anlaşıldığı bir dünya var.” diyerek bu durumu özetliyor.
Srebrenica'daki soykırım, BM'nin en utanç verici başarısızlıklarından biri olarak kabul ediliyor ve Hrustanovic, “Bu tür bir soykırımın bir daha yaşanmaması için güçlü bir orduya ihtiyaç var.” diyor.
Hrustanovic ve diğer Srebrenica soykırımı mağdurları, Gazze’deki masum insanların yaşadığı acılara duydukları empatiyi dile getiriyor. “Bizim kardeşlerimiz, nerede olurlarsa olsunlar, masum insanların öldüğü her yerde yanındayız.” diyerek dayanışmalarını ifade ediyorlar.
daily ummah, middle east eye
