Son yıllarda Rusya-Ukrayna savaşı başta olmak üzere birçok kritik konuda aktif arabuluculuk rolü üstlenen Türkiye, 2026 yılında uluslararası üç büyük zirveye ev sahipliği yaparak küresel diplomasi sahnesindeki konumunu daha da pekiştirmeyi hedefliyor.
Bu dev organizasyonlar, Türkiye'nin çok taraflı iş birliği mekanizmalarını etkin biçimde kullanma stratejisinin bir yansıması olarak görülüyor. NATO Zirvesi, BM İklim Zirvesi (COP31) ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) toplantıları, Türkiye'nin bölgesel ve küresel gündemi belirleme gücünü artıracak.
Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 31. Taraflar Konferansı (COP31) Zirvesi'nin ana etkinliklerinin Antalya'da, hazırlık toplantılarının ise İstanbul'da gerçekleştirilmesi planlanıyor. 196 ülkenin liderlerinin katılımının beklendiği COP31'de en önemli detay, zirvenin gündemini Türkiye'nin belirleyecek ve yürütülmesinden sorumlu olacak olması.
COP30 Zirvesi kasım ayında Brezilya'nın ev sahipliğinde "yeşil sanayileşme" gündemiyle düzenlenmişti. Türkiye'nin ise COP31'de küresel iklim politikalarına yeni bir ivme kazandırması bekleniyor.
NATO ve TDT zirveleri
NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi, Temmuz 2026'da başkent Ankara'da düzenlenecek. Bu zirve, Türkiye'nin ittifakın savunma ve caydırıcılık politikalarına yaptığı katkıların yanı sıra Karadeniz güvenliği gibi bölgesel risklerin tartışılmasında merkezi bir rol üstlenmesini sağlayacak.
Türkiye, etkin bir üyesi olduğu Türk Devletleri Teşkilatı'nın 13'üncü zirvesine de 2026 yılında ev sahipliği yapacak. TDT'nin 12. Zirvesi, Azerbaycan'ın Gebele şehrinde "Bölgesel Barış ve Güvenlik" temasıyla düzenlenmişti. Türkiye'nin TDT'ye ev sahipliği yapması, Türk dünyası ile entegrasyon çabalarının uluslararası alanda görünürlüğünü artıracak.