İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun desteğiyle İsrail hapishanelerindeki Filistinli mahkumlara yönelik baskıcı önlemleri sertleştirmekle övünürken, bir dizi ordu ve Genel İstihbarat (Şin Bet) lideri, bunun İsrail’in güvenlik çıkarları için tehlikeli sonuçlara yol açacağı konusunda uyarıda bulundu.

İsrail medyasında yer alan haberlere göre, bu yetkililer söz konusu önlemlerden bazılarının gerekli göründüğünü, ancak bunların uygulanmasının derinlemesine çalışma, kademeli adımlar ve siyasi, güvenlik ve profesyonel hesaplamalar gerektirdiğini vurguladı.

Yetkililer, Ben-Gvir’in yöntemiyle ilerlenmesi halinde cezaevlerindeki koşulların sıkıntıya gireceği ve Filistin sokaklarındaki güvenlik durumunun bozulacağı konusunda uyardı.

Güvenlik yetkilileri, Hamas ve El-Fetih’in yanı sıra Batı Şeria ile Gazze Şeridi arasında ve hatta El-Fetih içindeki bölünmeler, Filistinli liderlerin zayıflığı ve Filistin’in uluslararası ve bölgesel toplumdaki ve hatta Filistinlilerin kendi içindeki konumu nedeniyle kırılma yaşayan Filistin siyasi toplumunun artık safları birleştireceğini, Filistinli liderlerin imajının değişeceğini ve bunların İsrail’in pozisyonuna zarar vereceğini söyledi.

Haaretz gazetesinin askeri işler editörü Amos Harel’in kaleme aldığı analize göre, söz konusu yetkililer, “Gazze Şeridi’ndeki grupların öfkesi, Ben-Gvir liderliğindeki Hapishaneler İdaresi’nin attığı adımlardan, özellikle de son zamanlarda hapishanelerde ekmek fırınını kapatma kararından kaynaklanıyor” şeklinde bir açıklama yaptı.

Şarku’l Avsat’ın Haaretz’den aktardığı analize göre, Ben-Gvir’in Gazze Şeridi’nden İsrail kasabalarına roket fırlatılmasının tutuklu koşullarının kötüleşmesiyle bağlantılı olduğuna dair açıklamalarının aksine, İsrail güvenlik kaynakları, roketlerin atılmasının hapishanelerdeki ekmek fırınlarının kapanmasına bağlamanın zor olduğunu söyledi.

Ancak kaynaklar, hapishanelerdeki durumun çok gergin olduğunu ve bu gerginliğin sebepleri arasında Damon Cezaevi’ndeki kadın tutukluların taciz edilmesi olduğunu da bildirdi.

“Aşırı sağcı Bakan Itamar Ben-Gvir’in Küstahlığı Üçüncü Bir İntifadayı Tetikleyecek mi?” isimli analizde, “Ben-Gvir, Mescid-i Aksa’ya (Mescid-i Aksa’nın avluları) baskın düzenleyerek bölgeyi İsrail’e karşı kışkırtmakla yetinmedi, tutsaklar meselesi üzerinden yeniden alevlendirmeye çalışıyor” denildi.

Mahkumlara zarar verme ve koşullarının kötüye kullanılması durumunda Hamas, El Fetih, İslami Cihad ve diğer örgütlerin birleşebileceği konusunda uyarı yapıldı.

Hamas’ın kaçırdığı İsrailli tutsaklar için abartılı taleplerde bulunma ısrarı İsrail’deki öfkeyi artırıyor. Ancak güvenlik yetkilileri, Filistinlilerin tutsaklar konusunda ne kadar hassas olduğunun gayet farkında. Bu nedenle, takas için acele etmiyorlar.

Yedioth Ahronoth gazetesinin askeri işler editörü Yossi Yehoshua ise analizinde, “Ben-Gvir’in mahkumların koşullarını kötüye kullanma provokasyonu, Filistin güvenlik aygıtına bir başka meydan okumadır, çünkü mahkumlar aslında hapishaneleri kontrol ediyor” ifadelerini kullandı.

Yehoshua, “Tutukluların Gazze Şeridi ve Batı Şeria’daki gruplar üzerindeki büyük etkisi nedeniyle bugüne kadar tüm İsrail hükümetleri bu sorunla yüzleşmekten korkuyordu. Gazze’deki Hamas lideri Yahya Sinvar liderliğindeki grupların tüm liderleri hapishanelerdeydi. Gruplardaki bir Filistinlinin roket fırlatması için bir neden varsa, bu Cenin’deki silahlı bir çatışma ve hatta Mescid-i Aksa’daki statüko değil, İsrail hapishanelerindeki yoldaşları nedeniyledir” diye yazdı.

Yedioth Ahronoth editörü, “Ben-Gvir’in cezaevlerindeki fırınların çalışmalarını durdurma kararı Hapishane İdaresi’nin pozisyonuna aykırı. İdare, tutuklulara günlük ekmek verilmeye devam edileceğini belirtiyor. Ancak bu hapishanedeki fırınlarda üretilmeyecek, başka bir yerden alınacak. Hapishanelerde ekmek pişirmek aylık 300 bin dolara mal oluyordu. Burada maksat masrafları azaltmak” diye ekledi.

Kaynak: Şarku'l Avsat