Çin'in soykırım uyguladığı Doğu Türkistan'daki işgalin 74. yılında, Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği, Çin'in İstanbul Başkonsolosluğu önünde basın açıklaması düzenleyecek.

Doğu Türkistanlılar bu sefer Çin'in İstanbul Başkonsolosluğu önünde Çin ve destekçilerini protesto edecek. 

Kudüs muhafızı Hasan Saklanan için gıyabi cenaze namazı kılındı Kudüs muhafızı Hasan Saklanan için gıyabi cenaze namazı kılındı

Protestoya davet

Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliğinden protesto ile ilgili yapılan yazılı açıklamada, "1 Ekim, 1949 yılından bugüne 74 yıldır Doğu Türkistan’da devam eden Çin işgali, asimilasyon ve soykırımı kınamak, uluslararası toplumu harekete çağırmak için düzenlediğimiz basın açıklamasına tüm basın mensuplarını davet ediyoruz. Tarih 1 Ekim 2023, saat 11.00, yer İstanbul Çin Konsolosluğu" ifadelerini kullandı.

Doğu Türkistan'da soykırım yaşanıyor 

Çin Halk Cumhuriyeti hükumetinin sistematik baskıları ve asimilasyon politikaları ile Doğu Türkistan’da bir halk topyekûn soykırıma uğradı ve bugün halen uğramaya devam ediyor. 

Milli, dini, siyasi ve kültürel olarak Doğu Türkistan’da Çinli olmayan tüm Türk kökenli milletler, bu baskının kurbanı oluyor. Doğu Türkistan’da soykırıma varan ağır insan hakları ihlalleri, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine geliyor.

Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak zorla Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Öte yandan, Birleşmiş Milletlerin resmi verilerine göre ise Çin Komünist Partisi, kültürel soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında, milyonlarca insanı yasa dışı bir şekilde alıkoyuyor. Çin hükumeti, toplama kamplarında ve ceza kamplarında insanlık dışı şartlarda tutulan Uygur Türklerinin durumuna dair tüm verileri dünya kamuoyundan gizliyor.

Çin'in toplama kampları

Doğu Türkistan’da Uygur Türkleri başta olmak üzere diğer Türk halklarından milyonlarca kişi, suçsuz yere toplama kamplarına alınmaktadır. Halen bu baskı tüm şiddetiyle devam etmektedir.

Tanıkların ifadelerine göre tutuklular, işkenceye uğruyor, sağlıksız şartlarda ellerinde kelepçe, ayaklarında zincirlerle yaşıyor. Kampta tutulanlara, içeriği belirsiz ilaçlar ve iğneler veriliyor. İnsanlar, burada tırnak çekme, kamçı, elektrik gibi işkencelere maruz kalıyor, kadınlar toplu tecavüze uğruyor.

Genç nüfus kamplarda yok ediliyor! 

Milyonlarca genç, Doğu Türkistan’daki çalışma kamplarında veya Çin’deki fabrikalarda zorunlu köle işçi olarak çalıştırılıyor. Doğu Türkistan’da bir çoğu, toplama ve çalışma kamplarına gönderildikten sonra geride kalanlar da siyasi propaganda ezberlemeye, kamu hizmeti adıyla ücretsiz çalışmaya zorlanıyorlar. Kamplarda, kadınlar kısırlaştırılıyor, hamilelere zorla kürtaj yaptırılıyor ve genç kadınlar da Çinlilerle evliliğe mecbur ediliyor. Ailelerinden koparılan 1 milyona yakın çocuk, toplama kamplarında asimile ediliyor. Çince konuşmaya, Çince yaşamaya, Çinliler gibi beslenmeye zorlanıyorlar.

Türk ve İslam değerleri ayaklar altında! 

Doğu Türkistan’da milli ve dini kültür mirasları yok ediliyor, Uygur tarihi ve kültürüyle ilgili kitaplar yakılıyor. Türk-İslam mimarileri ve tarihi şahsiyetlerin türbeleri, heykelleri yok ediliyor. İnanç özgürlüğü hiçe sayılıyor. Camiler yıkılıyor. Kur’anlar yakılıyor. Namaz kılmak, oruç tutmak kampa alınma nedeni olarak gösteriliyor. Türkiye başta olmak üzere Çin dışındaki ülkelerde okumuş, seyahat etmiş olmak ya da sadece bunları yapan birinin akrabası olmak bile toplama kampına alınma veya hapse atılma nedeni olabiliyor.

QHA