Gazze Şeridi'nde son iki gündür etkili olan şiddetli yağışlar ve sel, sadece insani bir krize değil, aynı zamanda büyük bir çevre felaketine de yol açtı. Çevre Uzmanı Nizar el-Vahidi, sel sularının İsrail bombardımanlarıyla yıkılan evlerin ve fabrikaların enkazı altında kalan son derece tehlikeli maddeleri gün yüzüne çıkardığını belirtti. El-Vahidi, enkaz yığınları arasından sızan kurşun, cıva ve asbest gibi zehirli maddelerin, yerinden edilmiş sivillerin sığındığı çadırların arasına yayıldığını ve halk sağlığını ciddi şekilde tehdit ettiğini vurguladı.
Gazze genelindeki 60 milyon tonluk katı atık ve enkaz yığınının içinde, yaklaşık 4 milyon ton "çok tehlikeli atık" bulunduğu tahmin ediliyor. Özellikle eski binaların yalıtımında kullanılan ve yıkımlarla birlikte açığa çıkan asbestin, solunum yolu hastalıklarına ve ölümcül kanser türlerine yol açabileceği uyarısı yapılıyor.
Enkaz altındaki ölümcül tehlike: ağır metaller ve kimyasallar
El-Vahidi, sel sularıyla taşınan atıklar arasında hastane, fabrika ve depo kalıntılarından yayılan kimyasalların yanı sıra elektronik atıklardan kaynaklanan ağır metallerin de bulunduğunu ifade etti. Ayrıca patlayıcı kalıntıları ve plastik yangınlarından kaynaklanan zararlı organik bileşenlerin de bu zehirli karışıma eklendiği belirtildi. Uzmanlar, bu toksik karışımın havayı, toprağı ve yer altı su kaynaklarını kirleterek 2 milyondan fazla insanın hayatını doğrudan tehlikeye attığını kaydetti.
İşgalci İsrail'in iki yıldır sürdürdüğü soykırım saldırıları, Gazze'nin kanalizasyon ve su arıtma tesislerini neredeyse tamamen yok etti. El-Mizan İnsan Hakları Merkezi verilerine göre, atık yönetim sisteminin çökmesiyle birlikte çoğu yerinden edilmiş insanların yaşadığı bölgelere yakın 19 adet rastgele atık toplama alanı oluştu. Sel sularının bu atık sahalarını ve mülteci kamplarını basmasıyla birlikte, Gazze halkı soğuk hava ve açlığın yanı sıra zehirli bir çevre felaketiyle de mücadele etmek zorunda kalıyor.