İngiltere'de ırkçılık ve eşitsizlik üzerine çalışan "Runnymede Trust" vakfı ile "Reprieve" sivil toplum kuruluşunun ortak hazırladığı rapor, ülkedeki vatandaşlık yasalarının yarattığı "ırkçı hiyerarşiyi" gözler önüne serdi. Rapora göre, ülkede yaşayan yaklaşık 9 milyon kişi, İçişleri Bakanı'nın takdir yetkisiyle her an vatandaşlıktan çıkarılabilecek bir hukuki statüde bulunuyor.
Rapor, nüfusun yaklaşık yüzde 13'üne denk gelen bu kitlenin, özellikle Müslüman nüfusun yoğun olduğu topluluklardan oluştuğuna dikkat çekti. Mevcut uygulamaların Güney Asya, Orta Doğu ve Afrika kökenli insanları orantısız şekilde etkilediği ve "sistematik bir tehdit" oluşturduğu vurgulandı.
Beyaz olmayan her 5 kişiden 3'ü risk altında
Vatandaşlık iptali riskindeki uçurum, istatistiklere de yansıdı. Rapora göre, beyaz olmayan her 5 kişiden 3'ü vatandaşlıktan çıkarılma riski taşırken, bu oran beyaz Britanyalılar arasında sadece 20'de 1 seviyesinde. Kuruluşlar bu tabloyu, "ırksallaştırılmış vatandaşlık hiyerarşisi" olarak tanımladı.
Yürürlükteki yasalara göre, bir kişinin başka bir ülkenin vatandaşlığına "hak kazanabileceği" düşünülüyorsa, o kişi söz konusu ülkeyle hiç yaşamamış veya bağ kurmamış olsa bile Britanya vatandaşlığı elinden alınabiliyor. Bu durumun en çok Pakistan, Bangladeş, Somali ve Nijerya kökenli insanları etkilediği belirtildi.
Bildirim yapılmadan vatandaşlık iptal ediliyor
Raporda, 2010 yılından bu yana "kamu yararı" gerekçesiyle 200'den fazla kişinin vatandaşlıktan atıldığı ve bunların büyük çoğunluğunun Müslüman olduğu kaydedildi. Özellikle 2022'de yürürlüğe giren "Vatandaşlık ve Sınırlar Yasası" ile bireylere haber dahi verilmeden vatandaşlık iptalinin önünün açıldığı hatırlatıldı.
Runnymede Trust yetkilisi Shabna Begum, "Vatandaşlık bir ayrıcalık değil, haktır. Mevcut sistem, Windrush skandalında olduğu gibi insanları hedef alan iki katmanlı bir yapı yaratıyor" dedi. Raporu hazırlayan kuruluşlar, hükümete çağrıda bulunarak vatandaşlıktan çıkarma uygulamalarına derhal moratoryum getirilmesini talep etti.




