Hollanda'da bir araya gelen gruplar, McDonald’s şubelerinin önünde İsrail'i protesto etti Hollanda'da bir araya gelen gruplar, McDonald’s şubelerinin önünde İsrail'i protesto etti

Hollanda'nın idari başkenti Lahey'deki Barış Sarayı'nda faaliyetlerini yürüten UAD'de, İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alındığı duruşmalar sürüyor.

Duruşmalarda İspanya adına söz alan Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Hukuk Bürosu Başkan Yardımcısı Emilio Pin Godos, İsrail işgalinin Filistin halkının "kendi kaderini tayin etme hakkını" ihlal ettiğini söyleyerek işgalin uluslararası hukuka aykırı olduğunu bildirdi.

Godos, İsrail'in Gazze'nin hava sahası, kara suları ve kara sınırlarını kontrol etmek suretiyle bölge üzerindeki etkin kontrolünü sürdürdüğünü hatırlatarak, "İsrail'in 2005'te Gazze'den çekilmesi, bölgedeki işgalin sona erdiği anlamına gelmemektedir." dedi.

İsrail'in on yıllardır işgal altındaki Filistin topraklarında uluslararası hukuk ihlallerine ve tarafı olduğu uluslararası sözleşmelere uymamaya devam ettiğini dile getiren Godos, bölgede kurumsallaşmış ayrımcılığa işaret etti. Godos, "İsrail askeri mahkemeleri Filistinlilere askeri hukuku uygularken, İsrail mahkemeleri neden İsraillilere İsrail medeni hukukunu uyguluyor?" diye sordu.

Godos, İsrail'in işgal ettiği topraklarda taraf olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni de ihlal ettiğini anlatarak "İsrail işgal güçleri tarafından çok sayıda Filistinli çocuğun gözaltına alınması, sorgulanması, kovuşturulması ve hapsedilmesi özellikle endişe vericidir." ifadesini kullandı.

İsrail'in işgal altındaki topraklarda Filistinlilere yönelik hak ihlallerinin "ulusal güvenlik veya kamu düzeni gereklilikleri ile haklı gösterilemeyeceğini" vurgulayan Godos, işgal edilen topraklarda oluşturulan Yahudi yerleşimlerin de uluslararası hukuka aykırı olduğunun altını çizdi.

Godos, "Bu nedenle, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarındaki yerleşimlerinin hiçbir hukuki geçerliliği yoktur ve ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarında defalarca belirtildiği üzere, uluslararası hukukun ihlali ve iki devletli çözümün gerçekleştirilmesi önünde büyük bir engel teşkil etmektedir." dedi.

Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Hukuk Ofisi Başkanı Santiago Ripol Carulla ise İsrail'in uluslararası hukuku on yıllardır ihlal ettiğine işaret ederek uluslararası hukuka sistematik şekilde uyulmamasının, sorumlu devletler için "haksız eylemi durdurmak, tekrarlanmama garantisi sağlamak ve tazminat ödemek" gibi hukuki sonuçları olduğunu belirtti.

Maldivler'den İsrail'in el koyduğu "su kaynaklarına" vurgu

Maldivler adına söz alan Avukat Amy Sander, İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarında su kaynaklarını elinde tuttuğuna dikkati çekerek, Filistinlilerin içilebilir suya erişimlerinin olmadığını, yer altı sularının kullanımının İsrailliler ve Filistinliler arasında "adaletsiz" şekilde paylaşıldığını ve İsrail'in işgal altındaki topraklarda altyapıya zarar verdiğini anlattı.

Sander, su dağıtım altyapısı ve kaynaklarına zarar vermenin "sivil halkın hayatta kalması için elzem olan nesnelerin tahrip edilmesi ya da ortadan kaldırılması yasağının" ihlali olduğunu ifade ederek, İsrail'in su kaynaklarına ilişkin politika ve uygulamalarıyla Filistinlilerin kendi kaderini tayin etme hakkının yanı sıra "doğal kaynakları üzerinde daimi egemenlik kurma hakkını" da ihlal ettiğini kaydetti.

İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarındaki politika ve uygulamalarının "güç kullanarak toprak edinme yasağını" ihlal ettiğini vurgulayan Sander, işgalin geçiciliğinin sınırlarının uzun zaman önce aşıldığını ve işgalci gücün "ilhak ettiği" topraklarda egemenlik elde edemeyeceğini hatırlattı.

Sander, "Ancak İsrail, işgal ettiği Filistin topraklarının tamamını, ister İsrail yasaları isterse de politikalar yoluyla olsun, fiili bir ilhak gerçekleştirerek bir oldubitti yaratmıştır ve bu gerçekliğe ilişkin çok sayıda kanıt bulunmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

Avukat Naomi Hart, İsrail işgalinin yasa dışı olduğuna vurgu yaparak, "İsrail devam eden hukuksuz eylemlerine son vermekle yükümlüdür." dedi.

Bu arada UAD'den yapılan açıklamada, bugünkü oturumlarla , İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alındığı duruşmaların tamamlandığı, Türkiye dahil toplamda 49 ülke ve 3 uluslararası kuruluşun sözlü beyanda bulunduğu, Divan hakimlerinin verilecek görüş için çalışmaya başladığı ve kararın, tarihi daha sonra duyurulacak halka açık duruşmada ilan edileceği belirtildi.